Ali Erbaş, bu aralar öne çıkarılıyor bilinçli olarak. Bunun nedeni ise yine İslamcıları tahrik etmek.  Çünkü şuanda AKP ile İslamcıların büyük bir bölümü başı önde geziyor ve öne sürecekleri hiçbir argümanları yok. Her anlamda büyük bir çöküş içerisindeler. 20 yıl önce söylediklerinin, öne sürdüklerinin hepsinin tersini yapar hale geldiler. 

Ayasofya ile bir deneme yaptılar baktılar ki işe yarıyor. Bu defa ise Diyanet ve din argümanını tekrar öne çıkarıyorlar. Ali Babacan'nın geçtiğimiz hafta ,“Gözümüzden kaçmıyor. Millî günlerimiz üzerinden bu ülkenin dindar vatandaşlarına göndermeler yapılmasına biz izin vermeyiz. Biz bu zihniyete pabuç bırakmayız.” çıkışı önemsiz değil. Çünkü Dindarlar çok çabuk gaza gelen, daha doğrusu galeyana gelen kesimlerdir. 

Ali Erbaş ve Din üzerinden başlatılan bir tartışma AKP ve muhafazakar partilerin oylarını azaltmaz. Aksine "Aman bak tam CHP yine iktidar göz kırpıyor ve ilk olarak dinimizi, diyanetimizi tartışıyorlar" gibi bir algı oluşabilir. 

Geçmişte de oldu. Örneğin CHP'nin Cumhuriyet mitingleri de dincilerin kenetlenmesi için bir sebep oluşturmuştu. Şimdi benzer bir süreç oluşturup, dindarların CHP ve diğer nispeten daha seküler partilere karşı tavır almasını istiyorlar. 

Bu politikaya solcuların büyük bir bölümünün de düştüğünü görüyorum. Şuanda sosyal medyada gündemi Ali Erbaş belirliyor. Ali Erbaş'ı ciddiye aldıkça aslında konumunu da yüceltmiş oluyoruz. Yoksa her makamı 'diyanetleşmiş' bir siyasi iktidarın aslında Diyanet İşleri Başkanlığı'na bile ihtiyacı yoktur. Ama bu karşıtlık üzerinden oluşacak bir din tepkisinin dindarları yeniden canlandıracağını çok iyi biliyorlar. Her dönem de böyle olmuştur. 

"Tekbirlerin" bu ülkede zaman zaman nasıl politikalara hizmet ettiğini sanırım biliyorsunuzdur. Sivas'ta, Çorum'da, Maraş'ta, Konya'da geçmiş yıllarda "din" politikaları üzerinden dikkat çeken işler yapıldı. O dönemlerde bu işler yapılırken "tekbir" getirenlerin bazılarının şimdi ülke siyasetinde belirleyici konumda olduğunu da unutmayın. Dolayısıyla bu akıl, rastgele politika geliştiren bir akıl değil. 

Bu akıl en az 50 yıllık bir tarihsel izdüşümün devamıdır. Buna bu kadar sert refleks gösterenlerin de çok masum olduğunu düşünmüyorum. Deniz Baykal CHP'si bu politikaları hayata geçirenlerin değirmenine çok su taşıdı. Sağ muhafazakar partilerin bu kadar uzun süre iktidarda kalmasının sebebi de aslında budur. Bu sağ ve muhafazkar-milliyetçi partiler iktidara gelmek için de mağduriyet siyasetini yapıyor, iktidarda kalmak için de mağduriyet siyaseti yapıyor. 

Bu mağduriyet siyasetinin önünü kapatmak için de gündemleri değiştirmek gerekiyor. Yani bu aralar Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ne derse desin, kafayı başka tarafa çevirmek lazım. Ayasofya üzerinden oluşturulan politika da bu mağduriyet siyasetine hizmet etmek içindi. Ama muhalefet çok fazla bu oyuna düşmedi. Ekrem İmamoğlu, muhalefetin önemli isimleri kalkıp Ayasofya'nın açılışına gitti. 

BirGün, Cumhuriyet, OdaTV, Sözcü gibi gazetelerin bütün tahriklerine rağmen muhalefet bu oyuna düşmedi. Sonra ne oldu bir süre sonra Ayasofya gündemden düştü. Şimdi toplumun en küçük hücresine kadar sirrayet eden Diyanet'i devreye soktular. Niye Diyanet? Çünkü Diyanet, hergün 5 vakit camilerde toplumla yüz yüze gelen tek kurum. Çünkü Diyanet her Cuma günü yüzbinlerce insanla yüz yüze gelip hutbeleri yüzlerine okuyan tek kurum. Dolayısıyla Diyanet'in bir karşılığı var. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve Ali Erbaş'ın her açıklamasının bu kadar düşüncesizce üstüne atlamamak gerekir. 

Gördüğüm kadarıyla BirGün, Cumhuriyet ve Sözcü bu tepkimede çok ciddi bir rol alıyor. Sosyal medya ayağı da korkunç bir şekilde işliyor. "Ülkeye Şeriat geliyor" sözleri tekrar sosyal medyada ve bazı ilginç isimlerde güçlü bir şekilde lanse ediliyor. 

Bu kadar büyük bir ekonomik ve toplumsal buhranın içinde "ülkeye şeriat gelecek mi gelmeyecek mi?" tartışmasını yapıyoruz. Emin olun sevgili arkadaşlar bu ülkeye Şeriatın birçok unsuru zaten 12 Eylül Darbesi'nde Kenan Evren tarafından getirildi. Onun ötesinde bir Şeriat'ı CHP getirmek istesin ilk karşı çıkacak olan AKP'dir. 

Türkiye'nin en liberal partisi AKP'nin bir Şeriat devleti istediğini söylemek sadece saflıktır. Bu ülkede Şeriat tartışması sadece oy hesapları içindir. Bu ülkede kitleleri sağa sola yönlendirmek de çok kolaydır. Onun için bu tür politikalara gelmemek lazım. Bir Şeriat ve Diyanet tartışması sadece Cumhur İttifakı'na oy kazandırır. Onun dışında hiçbir şeye hizmet etmez.

 

BİR NOT:

 

 Bazı cümleleri daha örtülü kullanıyorum farkındayım. Bunun nedeni de ülke her şeyi çok net konuşmaya müsait olmadığı içindir. Umarım anlamışsınızdır. Yoksa Türkiye'deki "Ali-Cengiz" oyunları çok daha net yazılabilir elbette.