Gazete Emek-Irak Kürdistan Bölgesi'nde yapılan Bağımsızlık Referandumu'na ilk etapta ABD'den tepki gelmişti ancak daha sonra yapılan açıklamalar tam tersi yönde oldu. ABD'li diplomat ve senatör Peter Galbraith ise dikkat çekici bir açıklamada bulundu. Galbraith 'Bağımsız Kürdistan için 2 yıl gibi bir sürenin makul olduğunu söyledi. 


Habertürk'e konuşan Peter Galbraith, bağımsızlık referandumuna ilişkin, “Kürtlerin bir sonraki adımı ve varılacak nokta belli: Bağımsızlık. Bunun ne zaman olacağıysa Irak yönetimine bağlı. Tabii ki bir geçiş süreci olacaktır” dedi.
 
Peter Galbraith, “Barzani bu süreç için ‘İki yıl’ dedi. Bazı ülkelerin bağımsızlık süreçlerine tanıklık ettim. İki yıl mantıklı bir süre. Bence bir ironi var, o da merkezi yönetim, Türkiye ve İran’ın ortak baskısı bağımsızlık ilanını öne çekebilir. Mesela Barzani, Bağdat’ın mezhepçi olduğunu söyledi. Irak nasıl yanıt verdi? Havalimanlarını kapattılar. İran ve Türkiye’yle işbirliği yaparak kara sınırlarını kapatma tehdidi savurdular. Bu yöntemler Kürtlere Irak’ın bir parçası olduklarını hissettirmek için iyi bir yol değil” ifadelerini kullandı.
 
Washington yönetiminin “Referandumu tanımıyoruz” açıklamasına ilişkin Peter Galbraith, şunları söyledi:
 
“Garip bir yönetimden garip bir açıklama. Çünkü kimse referandumun meşruiyetini sorgulamıyor. Burada belli ki ‘Oylamayı tanımıyoruz’ demek istediler. Ama referandum demokratik bir uygulamaydı. Ayrıca o açıklamada Kürdistan’la ilişkilere ne kadar önem verdiklerini söylediler.
 
Trump yönetimi zaten hiçbir zaman ‘Referandumu yapmayın’ demedi. Sadece ‘Zamanlama doğru değil’ dediler. Sanırım yönetimden üst düzey birileri Trump’ı, böyle bir açıklamanın yapılması konusunda ikna etmiş.”
 
“ABD bağımsız bir Kürdistan istiyor mu?” sorusuna ise Peter Galbraith şu yanıtı verdi:
 
“Bence ABD, yakın bir gelecekte bağımsız bir Kürdistan olacağını biliyor. Herkes kaçınılmaz olduğunu görüyor. Halkın % 93’ünün bağımsızlık için ‘Evet’ dediği bir referandumdan gelecekteki hiçbir Kürdistan yönetimi geri adım atamaz”
 
ERBİL - ANKARA İLİŞKİLERİ
 
“Barzani Ankara’dan bu kadar sert bir tepki bekliyor muydu?” sorusuna Peter Galbraith,  “Olumsuz tepki geleceğini bekliyorlardı. Ama tepki beklenen sonucun aksini doğuruyor. Barzani yönetimiyle en iyi ilişkilere sahip olan Türkiye’ydi. Oraya giderseniz Türkiye’nin etki alanı altında olduğunu görürsünüz. Ayrıca İran güdümündeki Şii bir Irak’ın önünde bariyer. Suriye ve Irak’taki Şii etkisinin artmasını istemeyen bir liderin İran ve Bağdat’la işbirliği yapması bana mantıklı gelmiyor” yanıtını verdi.
 
Peter Galbraith, Türkiye’nin sınır kapılarını ve petrol boru hatlarını kapatıp kapatmayacağına ilişkin şunları söyledi:
 
“Türkiye kara sınırlarını kapatabilir. Elbette bu Kürdistan’a zarar verir ancak bir yandan da Bağdat’a ve Türkiye’nin ticaretine de zarar verir. Petrol boru hattının kapatılması da konuşuluyor. Ama ikili anlaşma ‘Boru hattı siyasi nedenlerden kapatılamaz’ diyor.
 
Hat kapatılırsa Erbil tahkim mahkemesine gider ve ciddi miktarda tazminat kazanır. Asıl kaybedense Rusya olur çünkü aldıkları petrolün çoğu önceden satıldı. Bölgesel yönetim çoktan parasını almış durumda.”
 
Peter Galbraith ile yapılan röportajın devamı şöyle:
 
Türkiye bağımsızlığı varlığına tehdit olarak görüyor ve ekonomik çıkarlar ikinci planda” demek mümkün mü?
 
Tabii ki mümkün ama şu demek: Türkiye benim bildiğim halinden daha güçsüz durumda. Türkiye, NATO’daki en önemli güçlerden, bölge için bir istikrar merkezi. Kürdistan yeni bir şey değil ki. 26 senedir orada, kendi ordusu, sınırları, ticareti var. Defakto bir bağımsızlıktan gerçek bir bağımsızlığa geçişten bahsediyoruz. Bu Türkiye için önemli bir tehdit mi? Erbil hiçbir zaman Türkiye için tehdit olmadı aksine PKK’yla mücadele müttefik oldu. Eğer Türkiye’nin amacı bölgesel yönetimi PKK’nın kollarına itmekse Erbil’i daha fazla sıkıştırabilir. Erbil’in en son istediği Öcalan’ın bölgelerinde etkin olması.
 
Türkiye için felaket senaryosu; Erbil ve Suriye’deki Kürt bölgeleri bağımsız olur...Daha sonra birleşirler ve Türkiye’nin Güneydoğusu’nu koparmaya çalışırlar...
 
Türkiye bunu istemiyor ama adeta Rojava ve bölgesel yönetimi birbirine itiyor. Bunun hiçbir anlamı yok çünkü ikisi de birbirine düşman. Bu bölgelerin askeri, ekonomik gücü Türkiye’nin yanında çok çok zayıf. Bence endişeler saçma.
 
Barzani ileride PKK’yla buzları eritir mi?
 
Hiç zannetmiyorum. PKK ve Erbil’in değerleri birbirinden çok farklı.
 
Suriye’de yakın zamanda bağımsız bir Kürt bölgesi oluşur mu?
 
Cevap hayır. Son 3 senede Rojava’ya 10 kez gittim. Bence oradakilerin amacı bağımsız bir Kürdistan kurmak değil. Suriye’deki Kürtler federal bir Suriye’nin parçası olarak kalmak istiyor.
 
Ama Türkiye böyle bir bölgeyi de tehdit olarak görüyor.
 
Bunu anlıyorum. PKK’dan farklılar ama çok fazla bağlantıları var. Erdoğan PKK’yla barış süreci yürüttü. Ama süreci bir kenara attı bence bu büyük bir trajedi. Erdoğan, Kürtlere hak verme konusunda hiçbir liderin yapmadığını yaptı.
 
Bağımsızlık meselesinin merkezinde Kerkük var. Türkiye ya da Irak askeri müdahalede bulunur mu?
 
Bunu yapabilecek bir Irak ordusu yok. Ne olduklarını 2014’te, DEAŞ Musul’a girdiğinde gördük.
 
Peki ya Türkiye? Ankara anlaşmalardan doğan haklarını hatırlatıyor…
 
Türkiye o anlaşmaları DEAŞ Musul’a girdiğinde, diplomatları rehin alındığında bile devreye sokmadı. Ayrıca Türkiye çok da ülke dışına asker gönderip müdahale eden bir ülke değil.
 
ERBİL - MOSKOVA İLİŞKİLERİ
 
Rusya referandum sürecinde “Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” demekten öteye geçmedi. Sizce pozisyonu ne?
 
Rusya’nın Iraklı Kürtlerle tarihsel bir bağı var. Unutmayın Barzani’nin babası Molla Mustafa, İran’daki Mahabad Kürt Cumhuriyeti dağıldıktan sonra Moskova’ya gitti. Yıllarca orada yaşadı. Rusya Kırım’da, Osetya’da ayrılıkçılığa destek verdi.
 
Bağımsızlık olursa ABD’nin ilk Erbil elçisinin siz olabileceği konuşuluyor...
 
Pek mümkün değil. Çünkü elçileri ABD Başkanı atıyor ve benim Trump’la ilgili fikirlerim Dışişleri Bakanı’nınkiyle aynı.

Kayak: Rudaw

Editör: TE Bilişim