Gazete Emek- Eski Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ, ABD’nin 1999’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmesini şöyle değerlendirdi: “O dönemde Öcalan, Muhaberat’ın kontrolü ve koruması altında. Peki siz onu Suriye’den çıkarttınız ve Türkiye’ye teslim ettiniz? Örgüt Suriye’nin kontrolünden uzaklaşmış oldu ve Amerika’nın kontrolüne girdi.”


Başbuğ, prestijli üniversitelerden Johns Hopkins’in davetlisi olarak ABD’ye gitti ve bir dizi toplantıya katıldı.


ABD ziyareti sırasında Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Başbuğ, ABD’nin, Öcalan’ı Türkiye’ye neden teslim ettiğini şu sözlerle anlattı: “İlk defa bunu size söyleyeceğim. Hatırlayın dönemin başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in bir açıklaması vardır. ‘Neden teslim etti bunlar ben pek anlayamadım’ demişti yanlış hatırlamıyorsam. Esasında bunu bir düşünmek lazım. Tabii bu benim kişisel değerlendirmem ve ilk defa açık bir şekilde ifade ediyorum. Öcalan 1979’da Suriye’ye gidiyor. Çıkışına kadar 20 yıl orada. Suriye’de kendisine bağlı bir Kürt yapılanmasını oluşturduğu süreç de odur. Şam’da yaşarken Öcalan kimin kontrolü koruması altındaydı? Esad rejimi… Daha açık konuşalım El Muhaberat. Tabii Rusya’nın da bir ölçüde etkin olduğunu söyleyebiliriz. O dönemde Öcalan, Muhaberat’ın kontrolü ve koruması altında. Peki siz onu Suriye’den çıkarttınız ve Türkiye’ye teslim ettiniz. Örgüt Suriye’nin kontrolünden uzaklaşmış oldu ve Amerika’nın kontrolüne girdi.”

ABD’nin PKK’nin kontrolünü nasıl sağladığına ilişkin soruyaysa Başbuğ şu yanıtı verdi: “E, Suriye kontrolü yok artık. Kandil ağırlıklı bir yapılanma var. Öcalan’ın etkisi yine cezaevinden de devam ediyor ama artık Suriye faktörü yok. ABD’nin Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmesinin ana nedenlerinden biri budur. Tabii 1999’dan sonra ABD’nin PKK sorununa siyasal ağırlıklı bir çözüm aramaya daha ağırlık verdiğini de görüyoruz. O da bir ikinci neden. Bir noktada da Abdullah Öcalan’ı Türkiye’de bir cezaevine koyarsanız bu PKK sorunun siyasal çözümü için bir güç olur. Ama asıl mesele Öcalan üzerinden Suriye etkisini almakta.”

‘Türkiye’nin NATO’da bulunması hayati’

Türkiye ile NATO arasındaki gerginliğe de değinen Başbuğ, hükümetin tüm kurumlarının NATO’dan uzaklaşma ya da üyeliği gözden geçirmesi diye bir şey duymadığını söyledi. Başbuğ, kendisinin de Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasını doğru bulmadığını şu sözlerle anlattı: “Evet televizyonlarda tartışılıyor ama resmi makamlardan Türkiye-NATO ilişkilerinin değişeceğine dair bir şey duymadım. Ben de zaten katılmam buna, Türkiye’nin NATO’dan çıkmayı düşünmesini hiçbir zaman doğru da bulmam. Türkiye’nin NATO’da bulunmasının hayati olduğu kanaatindeyim. Türkiye bu silah sistemini Amerika dâhil olmak üzere batıdan tedarik etmek için uğraştı ama sonuç alamadı. Eğer alamıyorsa bu ihtiyacı başka kaynaktan karşılaması Türkiye’nin doğal bir hakkı.”
 
Kaynak: Diken
 

Editör: TE Bilişim