Gazete Emek- İngiliz basını, ABD Başkanı Donald Trump’ın askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekme kararına geniş yer ayırdı. Financial Times gazetesi Trump’ın bu adımının, bölgede yeni bir cephe açılması riskini doğurduğunu ve Türkiye’nin operasyonla ‘Suriye bataklığına daha çok gömülebileceğini’ yazdı. Guardian ise Trump’ın kararıyla ABD’nin Ortadoğu’daki diğer çıkarlarını da tehlikeye attığı yorumunu yaptı.

‘ÇATIŞMA ÇOK DAHA YAKIN BİR İHTİMAL’

Financial Times’ın (FT) başyazısında ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye adımının, kendi yönetiminin politikasıyla ters düştüğüne vurgu yapılıyor. Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

“Bir seneden kısa bir süre içinde Trump ikinci kez, ABD’nin Suriye’de IŞİD’e karşı ana müttefikini umarsızca yüzüstü bıraktı. Daha da kötüsü, Suriye Demokratik Güçleri, Türkiye’nin güvenlik endişeleri nedeniyle ABD ile yapılan anlaşmaya uygun olarak sınır bölgesinden çekiliyordu. Amaç çatışmayı engellemekti, ama şimdi çatışma çok daha yakın bir ihtimal.”

‘IŞİD TAMAMEN YENİLMEDİ’

FT, Türkiye’nin Suriye’de yeni bir cephe açması için yolun temizlenmesinin, çözümü yaklaştırmadığı görüşünde. Ayrıca Trump’ın, IŞİD’in bölgede tamamen yenildiği iddiasını da “aceleci” olarak yorumluyor. FT “Bu karar, Trump’ın Ortadoğu’daki tutarsız kararlarına bir yenisini daha ekliyor. Bu karar ayrıca Pentagon ve Washington’ın müttefiklerini de hazırlıksız yakalamış gibi görünüyor” diyor.

Suriye’deki binlerce IŞİD militanının Suriye Demokratik Güçleri’nin kontrolündeki cezaevlerinde tutulduğunu da hatırlatan FT, “Kürt güçler saldırıya uğrarsa, IŞİD militanlarının tutukluluğu da tehlikeye girer” yazıyor.

‘DAHA ÇOK İNSAN TÜRKİYE’YE KAÇABİLİR’

FT “Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapısının önünde daha büyük bir kaos yaratmaktan sakınmalı. Erdoğan ülkesindeki 3 buçuk milyon Suriyeli nedeniyle kendi halkının büyük baskısı altında. Ama operasyon muhtemelen daha çok insanın Suriye’den Türkiye’ye doğru kaçmasına ve Türkiye’nin Suriye savaşı bataklığına daha çok gömülmesine neden olacaktır” yorumunu yapıyor.

‘CUMHURİYETÇİLERİN ELEŞTİRİLERİ TRUMP’IN TONUNU DEĞİŞTİRDİ’

Financial Times, Trump’ın kararının ABD’nin müttefiklerini olduğu kadar, kendi partisinin yetkililerini de alarma geçirdiğini yazıyor: “Suriye konusundaki ani politika değişikliği Kürtler de dahil ABD’nin müttefiklerini endişelendirdi ve (Trump’ın partisi olan) Cumhuriyetçiler’den de tepki çekti. Cumhuriyetçi siyasiler Trump’ı bu adımın IŞİD’i yeniden güçlendireceği ve ABD’nin hem bölgedeki hem de dünyadaki diğer ittifaklarını yaralayacağı uyarısında bulundu”

“Senato çoğunluk lideri Cumhuriyetçi senatör Mitch McConnell, Başkan Trump’ın sıkı bir destekçisi, ancak McConnell, Trump’a, aceleci bir geri çekilmenin Rusya, İran ve Suriye rejiminin lehine olacağı ve IŞİD’in yeniden yapılanması şansını artıracağı uyarısında bulundu. ” FT, Mitchell’ın “Obama yönetimi sırasında zor yoldan da olsa öğrendik ki, Amerika’nın çıkarlarına en çok hizmet eden şey Amerika’nın liderliğidir, geri adım atmak ya da çekilme değil” sözlerine de yer veriyor.

Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham’ın, Trump’ın yeni Suriye politikasını “geliyorum diyen bir kriz”, Senato Dış İlişkiler Komitesi üyesi üst düzey Cumhuriyetçi senatör Marco Rubio’nun da “fahiş bir hata” olarak tanımladığı aktarılıyor.

FT, Cumhuriyetçilerden gelen bu eleştirilerin, Trump’ın tonunu değiştirip Türkiye’yi uyarmasına neden olduğu yorumunu yapıyor.

DAVID GARDNER: SURİYE SAATLİ BOMBA HALİNE GELDİ 

İngiliz Financial Times gazetesinin dış haberler editörü David Gardner’ın konuyla ilgili makalesi “Trump’ın askerlerini çekme kararı, Suriye’yi saatli bir bomba haline getirir” başlığını taşıyor. Gardner Trump’ın Pazar akşamı açıklanan kararlarının “kendi tuhaf standartları için bile inatçı” kaçtığı yorumunu yapıyor.

Gardner’ın yazısı şöyle devam ediyor:

“Bugüne kadar Trump, ani bir çekilmenin sahadaki durumu ölçülemeyecek kadar çok kötüleştireceğini söyleyen askeri ve güvenlik uzmanları tarafından bu adımdan caydırılabilmişti. Ama bir gecede alınan bu karar, ABD’nin OrtaDoğu’da açtığı – Rusya, İran ve Türkiye’nin de içine girdiği- boşluğu daha da derinleştirecek.

“Bu adım Fırat bölgesini de büyük ihtimalle yeniden ateşe atacak. Türkiye’nin buraya girmesi, PYD ve YPG’yi Rusya ve İran’ın desteklediği Esad rejiminin kollarına sürükleyecek.”

Gardner Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın operasyona “Barış Pınarı” adını taktığını belirtirken, “diğerleri içinse bu bir barış reçetesi olmaktan uzak” diyor.

‘BÖLGEDE YAŞAYANLARIN DÖRTTE ÜÇÜ KÜRT’

Türkiye’nin kurulacak güvenli bölgeye Türkiye’deki Suriyeli göçmenleri yerleştirmek istediğini hatırlatan Gardner, bunun kuzeydoğu Suriye’nin demografik yapısında dramatik bir değişime neden olacağına dikkat çekiyor ve bölgede yaşayan 1 milyon kişinin dörtte üçünün Kürt olduğunu belirtiyor.

Bölgenin petrol kaynağı ve özerk yönetim şeklinin “ilkel bir Kürt devleti” yarattığını, bunun da Türkiye’yi korkuttuğunu ifade ediyor.

Gardner, Ağustos ayında gazeteye konuşan üst düzey bir Türk yetkilinin, Erdoğan’ın güvenli bölgenin 30 km derinliğe kadar girmesinde ısrarcı olmayacağını söylediğini hatırlatıyor.

Yazı “Ama sonra Erdoğan ‘tüm bölgenin kontrolünün’ Türkiye’de olması gerektiği uyarısını yaptı. Ve bu, Trump’ın öylece Suriye’den çekilip gitme kararı almasından önceydi- bu müzakere masasına bir el bombası bırakmaya benziyor” cümlesiyle sona eriyor.

‘KÜRTLERE İLK KEZ BU KADAR AÇIK İHANET EDİLDİ’

Konuya geniş yer veren Guardian gazetesinde Martin Chulov’un analizinin başlığı “Trump’ın ihaneti Kürtleri kızdırdı ama ABD çıkarlarını da riske attı” başlığını taşıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ı son kararından ötürü ciddi şekilde eleştiren Chulov yazısına, ABD’nin 2015’te IŞİD’e karşı mücadelede, geçmişte de olduğu gibi “bölgedeki arkadaşı” olan Kürtlerden yardım istediğini hatırlatarak başlıyor ve bundan 4 yıl sonra bölgedeki düzeni sağlamaya yardımcı olan insanların yüzüstü bırakıldığı yorumunu yapıyor.

“ABD ve Kürtler’in yaptıkları iş birliğinde, ihanet hep varolan bir mevzu. Ama daha önce hiç bu kadar açık bir ihanet olmamıştı” yorumunu yapan Chulov, “ABD silahları ve askerleri bölgeden çekilmeye başlarken, Kürt liderler açıklama bekliyor ve bölgenin haritasını büyük ölçüde değiştirip, IŞİD’e karşı mücadeledeki kazanımları tehlikeye atacak saldırıya hazırlanıyor” diyor.

Kürtlerin bölgede 90 bin IŞİD destekçisini 4 kampta kontrollerinde tuttuğunu hatırlatan Chulov, bu zamana kadar Washington’a sadık kalan Kürtlerin, bundan sonra bu kamplardakilere ne yapacağının bilinmediğini belirtiyor.

Trump’ın IŞİDlilerin bundan böyle Türkiye’nin sorumluluğunda olacağını söylemesinin Avrupa’yı da Türkiye’yi de şaşırttığını belirten Chulov, kamplarda tutulanlar arasında şans bulursa IŞİD’i yeniden diriltebilecek kişilerin var olduğuna dikkat çekiyor.

‘TRUMP KİMİN DOSTU BELLİ DEĞİL’

Chulov’un yazısı şöyle devam ediyor:

“Trump’ın sürekli değişen dünya görüşünde tarihe ya da erdeme yer yok. Onun acımasız kısa vadeli realizmi, bu küstah ihanetinin ABD’nin bölgesel çıkarlarını da – İran’ı sınırlayıp İsrail’i korumak – tehdit ettiğini görmezden geliyor.”

“Az sayıda seçeneği olan Kürt liderlerin de Şam yönetimi ile ittifak kurması muhtemel.”

“Ama bu adım Türkiye için büyük bir ödül: Kürtleri sınır bölgesinin neredeyse tamamından uzaklaştırmış olacakar. Bu Cumhurbaşkanı Erdoğan için de bir zafer olacak. Ancak Trump’ın Türkiye’nin yeni dostu mu olduğu sorusunun cevabı henüz bilinmiyor. Kürtlerin ABD’ye güvenip güvenemeyeceğinin cevabı ise belli.”

‘ERDOĞAN’IN PLANI YENİ İÇ SAVAŞA DAVETİYE’

Daily Telegraph gazetesi için bir makale kaleme alan tarihçi akademisyen Mark Almond, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın topraklarındaki 2 milyon Suriyeli göçmeni Suriye’nin kuzeydoğusuna yerleştirme planının, yeni bir iç savaşa davetiye olduğunu yazıyor.

Trump’ın son kararının, ABD devlet idaresi normlarını çiğneme rutininin son örneği olduğunu yorumunu yapan Almond, Batı’nın Kürtlere desteğinin bir kez daha bir serap gibi kaybolduğunu belirtiyor.

Kendi ülkelerini kurma hayalindeki Kürtlerin 1. Dünya Savaşı’nın sonundaki “ihanetten” bu yana “devletsiz” olduğunu yazan Almond, Kürtlerin bölgedeki çatışmalarda hep “piyon” olarak kullanıldığını belirtiyor.

Almond’ın yazısı şöyle devam ediyor;

“Türkiye’ye Kürtlerin bölgesini işgal hakkı verip ülkesindeki, çoğunluğu Arap iki milyon Suriyeli göçmeni buraya yerleştirme izni vermek – korkutucu bir şekilde Saddam’ın 30 yıl önce Kuzey Irak’ı Araplaştırma çabalarına benziyor.

“Erdoğan ‘Barış Pınarı’ndan bahsediyor ama planı yeni bir iç savaşa davetiye çıkarıyor. Bu durumda binlerce IŞİD savaşçısı yeniden ortaya çıkabilir, Esad güçleri, Rusya ve İran’ın da desteğiyle yeniden bölgede söz sahibi olmak isteyebilir ve Suudi Arabistan ve Katar gibi karşıtları da boş durmaz. Halihazırda kötü olan durum çok daha vahim bi hal alabilir.”

Almond’ın yazısı “Trump’ın başka bir sorunu daha var. Orta Doğu’daki müttefikleri bağımsız bir Kürt devleti fikrini sevmeyebilir ama asıl endişeleri Amerika’ya ne kadar güvenebilecekleri olacaktır” yorumuyla son buluyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Editör: TE Bilişim