Gazete Emek-ABD Başkanı Donald Trump, eski avukatı Michael Cohen'in itirafçı olmasıyla başlayan 'görevden azledilme' tartışmalarına karşılık, başkanlıktan azledilmesi durumunda Amerikan ekonomisinin çökeceğini ve herkesin fakirleşeceğini söyledi.

Fox and Friends adlı televizyon programında konuşan Donald Trump "Harika iş çıkartan birini nasıl azledebilirsiniz bilemiyorum. Şunu söyleyebilirim eğer herhangi bir zamanda azledilirsem bence piyasa ( ABD ekonomisi) çöker. Herkes yoksullaşır ve olamayacağını düşündüğünüz rakamlar görürsünüz" dedi.

Trump, eski kişisel avukatı Michael Cohen'in federal mahkemede ABD seçim kampanyası finansmanı kanunlarını Başkan'ın emri ile ihlal ettiğini kabul etmesi sonrası ABD medyasında Trump'a yönelik azil sürecinin başlayabileceği tartışmalarının ortaya çıkması üzerine bu açıklamayı yaptı.

Röportajda Trump ayrıca Cohen'in savcılıkla işbirliğine gitmesini eleştirdi. Yargılanmaları sırasında ceza indirimi karşılığında hükümetle işbirliği yapılamasının 'yasa dışı' olması gerektiğini söyleyen Trump hükümetle işbirliğine karar veren bu kişilerin 'hikayler uydurduğunu' ve 'yalan söylediğini' savundu.

Trump'ın eski avukatı Cohen mali yolsuzluk ve seçim kampanyasına hile karıştırmakla suçlandığı davada itirafçı olmayı kabul etmiş, Trump'la cinsel ilişkiye girdiğini iddia eden Karen McDougal ve Stormy Daniels'a 'sus payı' ödediğini kabul etmişti.

Manafort ise vergi kaçırma iddialarının araştırıldığı davada jüri tarafından hakkındaki 18 suçlamanın 8'inden suçlu bulunmuştu.

Akıllara Erdoğan'ı getirdi

Trump'ın sözleri  akıllara Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2016 yılında muhtarlara yaptığı konuşmada 'ben gidersem, devlet yıkılır' sözlerini getirdi. Erdoğan benzer söylemi 2017 AKP İl Başkanları Toplantısında da  'Biz tökezlersek Türkiye de sıkıntıya düşer' şeklinde tekrar etmişti.

Azledilirse yerine gelecek isim Trump'ı aratır mı?

Amerika Birleşik Devletleri'nde avukatı Michael Cohen ile kampanya direktörü ve danışmanı Paul Manafort'un istinat edilen suçları kabul etmeleri ve bazı suçların ortağı veya azmettiricisi olarak da Başkan Donald Trump'ı işaret etmelerinin ardından azil sürecinin başlatılabileceği konuşuluyor. Bu olduğu takdirde başkanın yerine gelecek olan kişi anayasada başkan yardımcısı olarak işaret ediliyor, yani Mike Pence.


 Azil süreci kongrenin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi'nin Adalet Komitesi'nde oy çokluğu sağlanırsa başlıyor ve Temsilciler Meclisi'nin salt çoğunluğu ile Senato'ya gidiyor. Senato mahkeme gibi işliyor ve jüri gibi hareket eden senatörler üçte iki çoğunlukla başkanı azledebiliyor.

 Her iki mecliste de Cumhuriyetçiler çoğunlukta ancak bu yıl içinde gerçekleşecek ara seçimlerde Demokratların kongrede çoğunluğu alması söz konusu olabilir. Bu durumda azil süreci başlar ve belki de tarihte ilk defa bir ABD başkanının azledilmesi ile tamamlanabilir.

 Euronews'ten Sertaç Aktan'ın analizine göre, bu olduğu takdirde başkanın yerine gelecek olan kişi anayasada başkan yardımcısı olarak işaret ediliyor, yani Mike Pence.

 Peki, ABD'nin ve dünyanın siyasi kaderine yön verme gücüne sahip olabilecek Mike Pence hakkında ne biliyoruz? Türkiye hakkında ne düşünüyor? Pence başkan olursa Trump'ı aratır mı?

 Pence'in geçmişi

1959'da Indiana eyaletinde doğan Mike Pence Indiana üniversitesinde hukuk okudu ve avukat oldu. Avukatlık yaptığı sırada iki kez kongre için aday olan ve kaybeden Pence siyasete girmenin yolunu medyada gördü ve radyo programcısı oldu.

90ların sonuna kadar yaptığı ve oldukça sert muhafazakar görüşlerini duyurduğu radyo şovu (The Mike Pence Show) ile tanındı ve 2000 yılında kongreye girdi. 2013 yılına kadar kongrede görev yapan Pence kendini "Önce Hristiyanım sonra muhafazakar sonra cumhuriyetçi" şeklinde tanımladı.

 Tepki çeken görüşleri

Kürtaja ve kök hücre çalışmalarına şiddetle karşı olan Pence, LGBT haklarına ve orduda kadınların görev almasına net şekilde muhalefet eden bir siyasetçi.

 Pence yıllar içerisinde en yakın arkadaşı ve en önemli akıl hocası haline gelen homofobik evanjelik yazar James Dobson'a ait 'Focus on the Family' (Aile odaklı) vakfının konferanslarında ve toplantılarında başkan yardımcısı sıfatı ile konuşmalar yapmaya devam ediyor. Bu vakıf açık şekilde 'eşcinsellere hormonal terapi' gibi uygulamaları tavsiye ediyor ve destekliyor.

 Kısa süre öncesine kadar beyaz sarayda Trump'ın ekibinde yer alan ancak kovulduktan sonra Trump ile ilgili bir takım skandalları ifşa eden 'Unhinged' adlı kitabın yazarı Omarosa Manigault Newman CBS kanalında katıldığı bir televizyon programında şu ifadeleri kullandı:

 "Eğer birgün olurda Pence başkanlık koltuğuna oturursa Trump günlerine dönmek için yalvarır halde buluruz kendimizi. Pence gerçek bir fanatik. Ben de Hristiyanım ben de Hz.İsa'yı seviyorum ama Pence İsa'nın onunla konuştuğunu ve ona ne söylemesi gerektiğini fısıldadığına inanıyor."

 Evanjeliklerin favorisi

Bir Katolik olan Pence ve ailesi 2013 yılında ABD'nin en büyük evanjelik kiliselerinden biri olan Grace Evanjelik Kilisesi'nin üyesi oldular.


Pew Research Center tarafından yapılan bir araştırmaya göre kendini beyaz evanjelik Hristiyan olarak tanımlayan her 10 kişiden 8'i seçim kampanyasında Trump ve Pence ikilisine oy verdi. Bunda Pence'in önemli rolü olduğu biliniyor.

 Olası Türkiye pozisyonu

Son olarak Rahip Brunson olayında da ortaya çıktığı gibi Pence Evanjelik Kilisesi ile son derece yakın münasebetleri olan biri ve Brunson davasını adeta kendine misyon haline getirmiş bir tavır sergiliyor.

 Rahip Brunson

Bu nedenle Brunson krizi çözümlenmediği sürece başkan olarak koltuğa oturmuş Pence'in Türkiye politikalarında herhangi bir olumlu yaklaşım sergilemesini beklemek gerçekçi olmayacaktır.

 Bununla birlikte NATO'ya Trump'tan çok daha fazla önem atfeden Pence gelinen noktada özellikle Rusya'nın güçlenmesini ciddi bir tehdit olarak görüyor ve bu alanda Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasını istemeyeceği ve NATO'daki müttefiklik ilişkisini güçlendirmek isteyeceği düşünülüyor.

 Pence'in ekonomi siyaseti

Trump'ın aksine ABD'nin uluslararası ticaret anlaşmalarını doğru bulan ve destekleyen Pence başta NAFTA ve CAFTA olmak üzere kongrede önüne gelen her serbest ticaret anlaşmasına 'evet' oyu kullanmış bir siyasetçi.

  ABD'yi Dünya Ticaret Örgütü'nde tutmayı ve Çin ile normal ilişkiler içinde olmayı isteyen Pence bu konuda Trump'tan 180 derece farklı politikalar izeleyeceği düşünülen bir isim.

 Siyasete girdiği Indiana'da birçok yerel vergiyi azaltan Pence genel olarak vergi düşmanı. 2008 krizinde bankaların devlet fonlarıyla kurtarılmasına da karşı çıkan Pence iflasın eşiğinde olan büyük otomotiv firmalarına da kredi açılmasına karşı çıkmıştı.

 Federal memurların maaşlarının artmasına karşı oy kullanan Pence aynı zamanda evrensel sağlık sigortası gibi konularda da hep muhalif bir isim oldu.

 Göç ve göçmen konuları

' ABD'ye müslümanların girişini yasaklamak' gibi söylemleri hiçbir zaman desteklemediğini açıklamış olsa da Pence göçmenlik konusunda Trump'tan çok da farklı bir pozisyonda değil. Hem Suriyeli göçmenlere yardım hem de DACA olarak bilinen illegal göçmenlerin çocuklarına resmi doküman sağlama konularında daima karşı tavır almış bir isim.

  İklim değişikliği

İklim konusunda Trump ile aynı noktada duran Pence, iklimde yaşanan değişikliklerin beşeri aktiviteler nedeniyle olduğuna ilişkin oluşan bilimsel konsensüsü reddediyor.

 Trump Pence'i kovabilir mi?

Hayır. ABD başkanının beyaz sarayda görevine son veremeyeceği tek kişi kendi yardımcısı. ABD anayasasına göre tıpkı başkan gibi başkan yardımcısı da Amerikan halkı tarafından seçilmiş kişi statüsünde yer alıyor.

 Trump ve Pence iyi geçinemezlerse Trump onun görevine son verip bir başkasıyla değiştiremez. Yapabileceği tek şey seçimlere kadar bekleyip birlikte kampanya yürüteceği başkan yardımcısı adayını değiştirmektir.

Editör: TE Bilişim