Gazete Emek-Heşdi Şabi güçleri, Irak'ta 2014 yılında IŞİD'e karşı kuruldu ancak en çok sesini Irak Güçleri ile birlikte yaptığı Kerkük operasyonunda duyurdu. Heşdi Şabi'ye ilişkin çok fazla kirli bilgi var. Duvar Haber sitesi Heşdi Şabi'nin ne olduğuna ilişkin 9 soruda oldukça net  bilgileri barındıran bir haber yaptı. 


Irak’ta IŞİD’e karşı kurulduğu 2014’ten bu yana tartışma yaratan Haşdi Şabi nedir? Neden bir kesim tarafından mezhep temelli hak ihlalleriyle suçlanırken bir kesim Haşdi Şabi’yi kahraman olarak görüyor? Ve, Haşdi Şabi’nin Irak’ta güçlenen varlığı Ortadoğu’daki ABD-İran çekişmesi açısından ne anlama geliyor? 

1- HAŞDİ ŞABİ NEDİR, NASIL KURULDU?

İsmi ‘Halk Seferberlik Güçleri’ anlamına gelen Haşdi Şabi’nin kuruluş hikâyesine ilişkin genel kabul gören versiyon şöyle: Irak’ın önde gelen Şii din adamlarından Ali Sistani, Musul’un 10 Haziran’da IŞİD kontrolüne geçmesinin ardından 13 Haziran 2014’te bir fetva verdi. Mezhepçi bir alt metni olmayan fetvada, Iraklı gençlere IŞİD’e karşı ulusal seferberlik ilan edilmesi, başta Bağdat olmak üzere Irak kentlerinin savunulması çağrısı yapılıyordu.

Fetvanın ardından, Irak İçişleri Bakanlığı’nın ‘Halk Seferberlik Komitesi’ altında zaten var olan, dönemin Irak Başbakanı Nuri El Maliki tarafından sadece IŞİD’e değil, Sünni çoğunluklu bölgelerde sivillere karşı kullanılmakla da suçlanan ve birçoğu İran destekli olduğu bilinen milislerin birleştirilmesiyle, Haşdi Şabi 15 Haziran 2014’te kuruldu. Bu aşamada çok sayıda gönüllü Haşdi Şabi’ye katılırken, bazı Sünni aşiretler de destek verdi.


 
2- SADECE ŞİİLERDEN Mİ OLUŞUYOR?

Haşdi Şabi’nin çatısı altında yaklaşık 40 farklı milis gücü var. Büyük kısmı Şiilerden oluşsa da, Haşdi Şabi’ye katılmış binlerce Sünni Müslüman, Hristiyan, Türkmen ve Ezidi de olduğu biliniyor.

Haşdi Şabi içinde en öne çıkan gruplar ise Bedir Kuvvetleri, Asaib Ehlilhak, Seraya es-Selam, Seraya Aşura, Abbas Muharebe Kuvvetleri, Nuceba Hareketi, Ketaib Hizbullah ve Ketaib İmam Ali.

Haşdi Şabi içindeki Şii grupların kendi aralarında İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’e ve Iraklı dini liderler Sistani ile Mukteda Sadr’a bağlılık yemini etmiş olanlar olmak üzere üçe ayrıldığı belirtiliyor.

3- KAÇ KİŞİLER?

Haşdi Şabi üyelerinin sayısına ilişkin resmi bir veri yok. Bazı tahminlere göre, toplamda 300 bin ila 450 bin kişilik bir güç olduğu belirtiliyor. Sünni üyelerin sayısı da bazı tahminlerde 40 bine kadar çıkıyor.


 
4- IRAK’TAKİ YASAL STATÜSÜ NE?

Birçok noktanın IŞİD’den alınmasında rol oynayan Haşdi Şabi, şu an Irak güvenlik güçlerinin resmi bir unsuru haline gelmiş durumda. Irak meclisinin Haşdi Şabi’ye yasal statü verilmesi yönünde hazırladığı yasa, Sünniler ile Kürtlerin itirazlarına rağmen ve uzun tartışmaların ardından kabul edildi; Cumhurbaşkanı Fuad Masum tarafından 19 Aralık 2016 gününde imzalandı. Haşdi Şabi böylece başbakanlık makamına bağlandı. Ordu ve polisle eşit hale gelerek terfi ve emeklilik gibi aynı haklara sahip oldu.

Yasadaki görev tanımı, ‘güvenlik ve tehditlerini ortadan kaldırmak, kentlerin terör örgütlerinden geri alınması ve güvenliğinin sağlanması’ olarak yapıldı. Bu girişim Haşdi Şabi’yi bir yandan hükümet kontrolü altına almayı, bir yandan da ‘ulusal’ hale getirerek ‘tek bir toplumsal grubun temsilcisi’ algısını kırmayı amaçlıyordu.


5- HANGİ SİLAHLARI KULLANIYOR?

ABD’nin askeri yardımı sürdürdüğü Irak’ta IŞİD’le mücadele eden İran destekli Haşdi Şabi’nin hangi silahları kullandığı ilk günlerden bu yana tartışma konusu oldu. Ocak 2015 kadar erken bir tarihte Ketaib Hizbullah grubunun Amerikan silahlarıyla görüntülenmesi ABD’de tartışma yarattı. Kürt yönetimi de, Irak ordusunun Kerkük ve çevresindeki harekâtına katılan Haşdi Şabi’nin Amerikan silahları kullandığına dikkat çekti.

6- NE İLE SUÇLANIYOR?

Haşdi Şabi bugüne dek IŞİD’den geri alınan birçok noktada özellikle Sünni sivillere yönelik intikam alma amaçlı ve mezhep temelli hak ihlalleriyle suçlandı. Iraklı yetkililer bu suçlamaları reddedip ihlallerin münferit olduğunu savunsa da, son olarak Kerkük ve Tuz Hurmatu’dan da benzer ihlal ve yağma haberleri geldi. Tüm bunlar, uluslararası kuruluşların raporlarında da belgelendi.

Af Örgütü, Ekim 2014’te Haşdi Şabi’yi Bağdat, Kerkük ve Samarra’da Sünni sivilleri kaçırmak, onlara işkence yapmak ve öldürmekle suçladı. Haşdi Şabi Sünni nüfusun yoğun olduğu Tikrit’in yanı sıra Felluce ve Tel Afer’deki IŞİD operasyonları sırasında da benzer insan hakları ihlalleriyle eleştirildi. Musul’un bu yıl IŞİD’den alındığı operasyona sonradan dahil edilen Haşdi Şabi’ye yine benzer eleştiriler geldi. Kentin önde gelen Sünnileri, Haşdi Şabi’yi Sünnileri öldürmek ve kutsal mekânların yakınlarındaki mallarını satmaya zorlamakla suçladı.

Birleşmiş Milletler, özellikle bu yaz düzenlenen operasyonlarda örgütü hak ihlalleriyle eleştirdi.

7- İRAN’IN ROLÜ NE?



Iraklı yetkililer Haşdi Şabi’nin IŞİD’e karşı ulusal bir güç olduğunu savunuyor. Ancak birçok yorumcuya göre Haşdi Şabi İran’ın Irak’taki nüfuzunun cisimleşmiş hali. Sözgelimi, BBC Farsça Servisi’nden Kasra Naji, Haşdi Şabi’nin İran Devrim Muhafızları tarafından teşkilatlandırıldığını, bünyesindeki grupların liderlerinin genelde Tahran’la ve de İran’daki kutsal Kum şehriyle yakın ilişkileri olan din adamları olduğunu söylüyor. BBC Türkçe’nin aktardığına göre Naji, “Danışmak için düzenli olarak İran’ı ziyaret ediyorlar. Ve paranın ve silahların bir bölümü İran’dan geliyor. Bu yüzden ilişkileri ideolojik olarak da, maddi destek açısından da ve diğer diğer bağlamlarda da oldukça güçlü” diyor.

Irak’ta sadece Sünniler ve Kürtler değil, Şiiler arasında da Haşdi Şabi’yi İran’la ilişkisi nedeniyle eleştiren bir kesim var. Haşdi Şabi’nin katıldığı Kerkük operasyonu sonrasında Amerikan basınında da, ‘Kerkük’te kazananın İran olduğu’ yorumları yapıldı. Tahran yönetimi ise resmi açıklamalarında bu iddiaların kendilerini yıpratma amaçlı olduğunu savunuyor.

 
8- ABD’NİN TAVRI NE?

Kerkük’te yaşananlardan sonra, Irak’ın merkezi yönetimiyle ABD arasında bir Haşdi Şabi krizi patlak vermiş görünüyor. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson pazar günü (22 Ekim) Suudi Arabistan’da yaptığı açıklamada ‘Haşdi Şabi’nin Irak’tan çekilmesi’ çağrısı yaptı. Irak Başbakanı Haydar Abadi ise ertesi gün bu açıklamaya “İçişlerimize karışmayın” tepkisini gösterdi. Tillerson aynı gece Bağdat’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Abadi bu ziyaret kapsamındaki görüşmede de Haşdi Şabi’nin ulusal bir güç olduğunu söyledi. İran’la yeniden ihtilaf yolunu seçmiş görünen Donald Trump yönetiminin Irak’ta nasıl bir politika izleyeceği, Haşdi Şabi özelinde ne yapacağı merak konusu.

Öte yandan ABD, geçen ağustos ayında Haşdi Şabi’ye Anbar yakınlarında hava saldırısı düzenleyip 30 milisi öldürdüğü suçlamasını reddetmişti.

9- TÜRKİYE’NİN TAVRI NE?

Türkiye, Haşdi Şabi’yi sık sık eleştiren ülkelerin başında geliyor. Ankara’nın tavrı, insan hakları ihlalleriyle suçlanan bu milislerin özellikle Sünni nüfusunun yoğun olduğu bölgelerdeki IŞİD operasyonlarına katılmaması yönündeydi. Türkiye, Musul ve Telafer’deki IŞİD operasyonları öncesinde bu nedenle tepki göstermişti.

Irak Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın El Cezire’ye verdiği röportajda Haşdi Şabi’yi ‘terör örgütü’ olarak nitelemesi üzerine Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız’ı bakanlığa çağırmıştı.

Kaynak: Duvar

Editör: TE Bilişim