Gazete Emek-Rusya Devlet Başkanı Putin, Güney Kürdistan ve Katalonya'da yapılan Bağımsızlık Referandumu'na ilişkin konuştu. 


Putin, Batı’nın Kürdistan Bölgesi ve Katalonya'da yapılan referandumlarda "çifte standart" uyguladığını söyledi.
 
Valday Tartışma Kulübü'nün 14. yıllık toplantısında konuşan Putin, 25 Eylül’de Kürdistan Bölgesi’nde, 1 Ekim’de de Katalonya’da yapılan bağımsızlık referandumuna değindi.
 
Putin, “Avrupa, Katalonya'daki durumu daha önceden düşünmeliydi. Avrupa'nın bazı ülkelerin parçalanmasına verdiği destek, ayrılıkçı eğilimleri körükledi ve bu da Katalonya'daki duruma yol açtı” dedi.
 
Ru lider, “Kosova'nın ayrılmasından sonra birçok bölge bağımsızlık talebinde bulundu. Diğer bölgelerdeki bağımsızlık yanlılarını destekleyen Batı, Kırım halkının ortaya koyduğu iradeye ise destek vermedi” ifadelerini kullandı.
 
Kürdistan Bölgesi ve Katalonya’da yapılan bağımsızlık referandumuna değinen Putin, “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve Katalonya'da yaşanan krizlerde Batı'nın çifte standart uygulamalarının izleri görülüyor” diye konuştu.

PUTİN: SURİYE'DE DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK


Rusya'nın Suriye'deki dikkatli ve ölçülü eylemlerinin uluslararası arenada nasıl hareket edileceğine örnek olarak alınabileceğini kaydeden Putin, "Suriye deneyimi, diğer ülkelerin Ortadoğu'da izlediği kendinden emin ve yıkıcı politikaların alternatifinin olduğunu gösteriyor. Suriye'nin meşru hükümeti ve bölgedeki diğer ülkelerle teröre karşı koyan Rusya, uluslararası zemininde hareket ediyor" ifadelerini kullandı.

Putin'in Valday'da yaptığı konuşmada öne çıkanlar şöyle:

Rusya, Kuzey Kore'nin nükleer denemelerini kınıyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin tüm kararlarını uyguluyor.

(Katalonya'daki durum hakkında) Avrupa, bunu daha önceden düşünmeliydi.
Avrupa'nın bazı ülkelerin parçalanmasına ve Kosova'nın ayrılmasına verdiği destek, ayrılıkçı eğilimleri körükledi ve bu da Katalonya'daki duruma yol açtı.
Jeopolitika alanındaki çifte standart uygulamaları, Avrupa'nın istikrarlı gelişmesi için tehlike yaratıyor.

'IKBY VE KATALONYA'DA BATI'NIN ÇİFTE STANDARTININ İZLERİ GÖRÜLÜYOR'

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Katalonya'da yaşanan krizlerde Batı'nın çifte standart uygulamalarının izleri görülüyor.

'BM'DE REFORM YAPILMASI GEREKİYOR'

BM'de reform yapılması gerekiyor ancak yapılacak reformlar kalıcı olmalı ve oy birliğiyle kabul edilmeli.

'BATI, RUS DEVRİMİ'NDEN DERS ÇIKARMAYI BAŞARDI'

Batı, 1917 Rus Devrimi'nden ders çıkarmayı başardı. Yani bu sadece Soğuk Savaş'ta kazanılan jeopolitik zaferlerden ibaret değil. Sovyetler Birliği'nin meydan okumasına verilen yanıt sonucunda Batı birçok kazanım elde etti. Yaşam seviyesinin yükselmesi, orta sınıfın doğuşu, iş gücü pazarındaki ve sosyal alanlardaki reformlar ve insan hakları garantisi bunlardan bazıları. 

'KOSOVA'NIN AYRILMASINDAN SONRA BİRÇOK BÖLGE BAĞIMSIZLIK TALEBİNDE BULUNDU'

Kosova'nın ayrılmasından sonra birçok bölge bağımsızlık talebinde bulundu. Diğer bölgelerdeki bağımsızlık yanlılarını destekleyen Batı, Kırım halkının ortaya koyduğu iradeye ise destek vermedi. Demek oluyor ki, bazı meslektaşlarımız için bağımsızlık ve özgürlük için mücadele eden meşru bölgeler ile demokratik mekanizmaların yardımıyla dahi haklarını elde edemeyecek ayrılıkçılar var. 
Evrensel meşruiyete sahip BM, uluslararası sistemin merkezinde kalmaya devam etmeli, bunun alternatifi yok. BM'nin otoritesini ve etkinliğini artırmak hepimizin görevi.

'ABD, PLÜTONYUM ANLAŞMASINDA KÜSTAHÇA DAVRANIYOR'

ABD, 2000 yılında nükleer silah yapımında kullanılabilecek düzeyde zenginleştirilmiş fazla plütonyumu imha etmek için imzalanan anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmeyecek küstah bir tutum sergiliyor. Rusya, tüm yükümlülüklerini yerine getirdi ve 27 Eylül 2017'de süreci sonlandırdı. Böylece Rusya, uluslararası güvenliğin pekişmesine ciddi katkı sundu.
Rusya, nükleer silahlar konusunda ABD'ye karşı son derece açık davrandı. Ancak bunun karşılığında Rusya, Kafkaslarda terörün ve eski Yugoslavya'da trajik olayların desteklendiğine tanıklık etti. 

'KUZEY KORE'NİN EGEMEN BİR DEVLET OLDUĞU UNUTULMAMALI'

Kuzey Kore yönetimini seversiniz ya da sevmezsiniz ancak Kuzey Kore'nin egemen bir devlet olduğu unutulmamalı. Her türlü ihtilaf, uygar bir biçimde çözüme kavuşturulmalı. Rusya, bu yaklaşımın benimsenmesi için  çağrı yapmaya devam ediyor. 

​'BAZI ÜLKELER SİYASİ GEREKÇELERLE EKONOMİK İLİŞKİLERE MÜDAHALE ETTİĞİNİ GİZLEMİYOR'

Siyaset, ekonomik ilişkilere müdahalesini giderek artırıyor. Kısa süre önce siyasetin ekonomiye müdahalesine karşı çıkanlar, bugün bizzat kendileri müdahalede bulunuyor. Hatta bazıları, kendi ulusal ve ticari çıkarlarını korumak için siyasi gerekçeleri kullandığını gizlemiyor. Bu çerçevede ABD Kongresi'nde yakın zamanda kabul edilen yaptırım paketi, Rusya'yı Avrupa enerji pazarından çıkarmayı ve Avrupalı ülkeleri daha pahalı olan ABD gazına yöneltmeyi amaçlıyor.

'ABD, KİTLE İMHA SİLAHLARINA SAHİP OLAN EN GÜÇLÜ ÜLKE'

Bilindiği gibi ABD, 2002 yılında Balistik Füzeleri İmha Anlaşması'ndan çekildi ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Anlaşması'nın kurucularından olarak anlaşmayı başlattı ancak yükümlülüklerini yerine getirmiyor. ABD, kitle imha silahlarına sahip olan yegane ve en güçlü ülke. Ayrıca ABD, kimyasal silahlarını imha tarihini 2007'den 2023'e çekti. Silah kontrolünde lider olduğunu iddia eden bir ülke için bu uygun bir durum değil."

'RUSYA'YI 1950'Lİ YILLARA DÖNDÜRMEYİ BAŞARAMAYACAKLAR'

Rusya'yı 1950'li yıllara geri döndürmeye çalışıyorlar ancak Rusya, 1950'li yıllara dönmeyecek. 

'ABD, ORTA VE KISA MENZİLLİ FÜZELERİ İMHA ANLAŞMASI'NDAN ÇEKİLİRSE…'

ABD, Orta ve Kısa Menzilli Füzeleri İmha Anlaşması'ndan çekilmesi durumunda Rusya, anında ve simetrik yanıt verecek.

'YENİ SİLAH SİSTEMLERİ GELİŞTİRME KARARI ALABİLİRİZ'

Rusya, nükleer ülkelerin yeni silah geliştirme faaliyetlerini takip ediyor. Bu ülkeler daha hassas ve nükleer silaha yakın silahlar geliştiriyor. Gerekirse, nükleer olmayan yeni silah sistemleri geliştirme kararı alabiliriz.

'BM PANDORANIN KUTUSUNU AÇTI'

Birleşmiş Milletler Mahkemesi'nin Kosova ile ilgili kararı, pandoranın kutusunu açtı.


'ORTA VE KISA MENZİLLİ FÜZELERİ İMHA ANLAŞMASI'NI İHLAL ETME ARZUMUZ YOK'

Son dönemde Rusya'nın Orta ve Kısa Menzilli Füzeleri İmha Anlaşması'nı ihlal ettiğini sıklıkla duyuyoruz. Eğer hava ve deniz bazlı füzelerimiz olmasaydı, belki bu anlaşmayı ihlal etme arzumuz olurdu. 

'SURİYE'DEKİ TERÖRİSTLERİ KISA SÜRE İÇİNDE YOK EDECEĞİZ'

Astana'daki Suriye görüşmeleri olumlu ilerliyor. Gerilimi azaltma bölgelerinin kurulması, Astana'da elde edilen en önemli sonuç oldu. Suriye'deki teröristleri kısa süre içinde temizleyeceğimizi tahmin etmek için elimizde doneler var. Ancak teröristler yok edildikten sonra dahi tehdit ortadan kalkmayacak. Suriye'de terörün kökünün kazınması, bölgede ve dünyada terörün kökünün kazındığı anlamına gelmez. 

'SURİYE HALK KONGRESİ'Nİ TOPLAMA DÜŞÜNCEMİZ VAR'

Gerilimi azaltma bölgelerinin kurulması sonrasındaki aşamada iktidar ve muhalefeti barıştırmak için Suriye Halk Kongresi'ni toplama düşüncesi var. Kongrede tüm dini ve etnik grupların, hükümet ve muhalefet temsilcilerinin yer almasını istiyoruz. Bunu, garantör ülkelerin ve hatta Suudi Arabistan, Mısır gibi büyük bölge devletlerinin de desteğiyle yapabilirsek, siyasi çözüme doğru bir sonraki ve çok önemli adımı atmış olacağız. Sonra belki yeni anayasa hazırlık çalışmalarına geçilebilir. Bunu şimdiden konuşmak için erken. Fakat planımız yaklaşık olarak böyle.

'ABD'DE RUSYA BAYRAKLARININ İNDİRİLMESİ SAYGISIZLIK'

ABD'deki Rus diplomatik temsilciliklerindeki Rusya bayraklarının indirilmesi saygısızlık. Böyle bir şey, ancak Sovyetler Birliği döneminde yaşanabilirdi.
ABD’deki Rus medyası ile ilgili duruma anlaşmazlık demek, çok yumuşak olur, her şey alt-üst.

Tüm dünya örneğin İngiliz veya ABD medyasının dünyada ne şekilde davrandığını bilir, onlar sürekli olarak doğrudan neredeyse tüm dünya ülkelerindeki iç siyasi süreçleri etkiliyor.

'SUUDİ ARABİSTAN İLE ARAMIZDA BİZİ KÖKTEN AYRIŞTIRAN HERHANGİ BİR NEDEN YOK'

Rusya ile Suudi Arabistan arasında ihtilaf için kapsamlı bir neden yok. Aslında daha Sovyet döneminde Suudi Arabistan’ın Sovyetler Birliği ile iyi ilişkileri vardı, fakat ilişkiler tamamen ideolojikti, şimdi bu ilişkiler yok. Aramızda bizi kökten ayrıştıran herhangi bir şey yok. Suudi Arabistan’la veya bölgenin diğer ülkeleriyle bizi ayrıştıran herhangi bir neden göremiyorum. Tüm bu ülkelerin liderlerinin neredeyse tümüyle çok iyi, dostane ilişkilerim var. Suudi Arabistan Kralı’nın buraya gelmesi bizim için büyük bir şeref, bu gerçekten tarihi bir olay.

'RUSYA VE ABD, SURİYE'DE OLUMLU ADIMLAR ATTI'

Rusya ve ABD Suriye’de olumlu adımlar attı, bunu diğer alanlara da taşımalıyız. (Suriye’de) bir takım ortak sonuçlar elde ediyoruz, demek ki bunu yapabiliriz. Bunu işbirliğimizin diğer alanlarına da taşıyabiliriz. Sovyetler Birliği döneminde Sovyet diplomatik temsilciliklerinden Sovyet bayraklarını sökebilmelerini güçlükle tasavvuf edebiliyorum. Sizse (Amerikalılar) bunu yaptınız.

Medya ile mücadelenin yegane demokratik yöntemi, parlak ve yetenekli bir şekilde düşüncelerini aktarmak. Birilerinin, hükümetin veya muhalefetin hoşuna gitmeyen şeyler konusunda mücadele etmenin sadece tek demokratik bir yöntemi var, kendi fikrinizi söylemek. Fakat bunu, insanların sizin görüşünüze inanacakları ve sizin tarafınızda yer alacakları şekilde parlak, ikna edici ve yetenekle yapmalısınız. Diğer hiçbir şey demokratik olmaz.

'SUUDİ ARABİSTAN İLE ASKERİ-TEKNİK ALANDA İLK İŞBİRLİĞİ İMKANLARI OLUŞTU'

Askeri-teknik işbirliği alanında çalışmak için ilk şartlar oluştu. Evet, orada ABD ile muazzam, milyarlarca dolarlık anlaşmalar var, şükürler olsun. Bizde halk arasında şöyle derler, tavuk yemi tane tane, azar azar yer, belki bizim aramızdaki anlaşmalar da ileride genişler, kademeli olarak kontratlar artar.
(Gelecek devlet başkanın görevleri) Bu konuda daha önce birçok kez konuştum. Rusya’yı çok esnek ve en üst düzeyde rekabet edebilir bir ülke haline getirmeliyiz. İdare şekilleri ve yöntemleri bakımından esnek olmalı, ekonomi bakımından esnek olmalı. Yeni teknolojilerin uygulanması, imkanların değerlendirilmesi ve uygulanması bakımından gözü geleceğe dönük olmalı.
Savunma gücümüzü arttırmalıyız, siyasi sistemimizi mükemmelleştirmeliyiz, ki canlı bir organizma gibi olsun ve dünyanın gelişimi doğrultusunda gelişebilsin.
 

Editör: TE Bilişim