Gazete Emek- AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz yükseltmeme konusundaki ısrarını sürdürmesi ve son yaptığı konuşmada kullandığı, ''Bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine biz faizi düşürmeye devam edeceğiz'' ifadelerinin ardından döviz kurları 2022 yılının rekorlarını kırıyor.

 

 

TL dün dolar karşısında yüzde 2, Nisan sonundan beri yüzde 13.6, yılbaşından beri yüzde 23.3 değer kaybetti. Bugün dolar/TL Aralık 2021'deki kur krizinden beri ilk kez 17.2045'e yükselerek güne başladı.

 

Dolar/TL saat 09.01'de 17.1990/17.2005 seviyesinde işlem gördü.

 

Euro ise 18.5980 lirayı görerek yılın yeni rekorunu kırdı. Euro, İstanbul serbest piyasada şu dakikalarda 18.56 seviyesinden işlem görüyor.

 

Likiditenin çok düşük kaldığı Londra swap piyasasında TL sıkılışlığı devam ediyor. Mayıs sonundaki yüzde 25'ten dün yüzde 120'ye kadar yükselen haftalık TL faizi dün günü yüzde 97 seviyesinde tamamladı.

 

Ekonominin döviz ihtiyacı artarken, mevcut kur ve ekonomi politikaları her geçen gün daha çok sorgulanıyor. Bankacıların kamu kontrollü olarak tanımladıkları politikada TL'nin değer kaybı bir kez daha belirginleşiyor. CDS, Hazine'nin dolar cinsi borçlanma maliyetini çift haneye daha da yaklaşırken bu maliyetle borçlanmanın tercih edilip edilmeyeceği de piyasalarda takip edilen bir konu.

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere ekonomi yönetimi düşük faizle üretim odaklı politikalara devam edeceklerini belirtiyor. Piyasalar kamu kontrollü olarak tanımladıkları kur politikasında artan enerji maliyetleri, yükselen cari açık ile döviz dengesinin orta ve uzun vadede nasıl sağlanacağına yönelik endişe duyuyor.

 

Artan döviz ihtiyacının nasıl finanse edileceği sorusu piyasada her an canlı kalırken bir çok bankacı hükümetin ilk olarak yurtdışından yakın ülkelerden döviz kaynağı, yurtiçinden ise lokallerin döviz/altın varlıklarını kamunun KKM vb adımlarına yönlendirmeyi teşvik edici adımlar bekliyor.

 

Erdoğan Pazartesi kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada fiyat istikrarını "işimize gelen seviyedeki bir döviz kuruyla cari fazla artırarak" sağlamayı planladığını belirtti ve "Bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine biz faizi düşürmeye devam edeceğiz" demişti.

 

RİSKLER ARTARKEN UÇ ÖNLEMLER ENDİŞESİ

 

Erdoğan'ın açıklamalasının ardından piyasalarda faiz adımının tercih edilmeyeceği senaryoda döviz ihtiyacına kalıcı bir çözüm bulunacağına yönelik inanç da oldukça azaldı. Bu kapsamda hükümetin açıklamalarıyla, yaratacağı risklere rağmen geçen ay sonunda ihracı beklenen ama gerçekleşmeyen enflasyona endeksli tahvil veya süper bono benzeri bir adım da henüz atılmış değil.

 

Bu nedenle sermaye kontrolü gibi daha uç önlemlerden son dönemde daha çok endişe duyulmaya başlandı. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global finans piyasalarının kötüleşmeye devam etmesi ve kur baskısı nedeniyle Türkiye'nin ek sermaye kontrolü getirmesine yönelik risklerin arttığını açıkladı.

 

Öte yansan ekonomistlerin bu yıl için cari açık beklentisi 40 milyar doları aştı ve her geçen gün yukarı revize ediliyor. Bu da politikanın temelini oluşturan ekonominin döviz fazlası verecek hale bu yıl gelemeyeceğini ve döviz ihtiyacının devam ettiğini gösteriyor.



 

Editör: TE Bilişim