Gazete Emek- Dövizdeki dalgalanmalar 21 Aralık Salı 2021 tarihinde de hareketliliğini sürdürüyor.

Güne 13.47 seviyelerinde ilerlemeye devam eden dolar, 11.50 seviyesinden işlem görüyor.

Dün gün içinde yüzde 10'u aşkın değer kazanan döviz kuru saat 22.40 itibarıyla yüzde 30'dan fazla değer kaybederek 13 liranın altına inmişti. Dolar/TL gün içerisinde en yüksek 18.3633 seviyesini görerek tarihi zirvesini tazelemişti.

Euro ise 15.23 TL'den başladığı güne 12.83 seviyesinde devam ediyor.

Erdoğan'ın açıklamalarının ardından gün içerisinde en yüksek 20.7508 TL'yi gören Euro'da da yüzde 30'u aşkın bir düşüş gerçekleşti. 22.40 sıralarında Euro/TL 14.10'a kadar düştü.

Erdoğan, ekonomide alınacak tedbirleri açıkladı: Türk Lirası mevduatına yeni düzenleme geliyor

ALTIN DA DÜŞÜŞTE

Döviz kurlarına paralel Altın fiyatları da aşağı yönlü hareket etti. Günü 1.028,40 liradan kapatan Gram Altın aynı saatler civarında 775 liraya kadar geriledi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bankada TL mevduatı olarak parası bulunan vatandaşların kur endişesini ortadan kaldıracak yeni araçların devreye alınacağını duyurmuştu.

Erdoğan, "İnsanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak. Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL'den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak" ifadelerini kullanmıştı.

Döviz kurundaki sert düşüş sürüyor: Döviz kuru aniden neden düştü?

MUSTAFA SÖNMEZ: SADECE DOLARLARLA FRENİ 

Ekonomist Mustafa Sönmez, Twitter hesabı üzerinden “Erdoğan, şapkadan tavşan çıkarmış havası var” ifadesini kullanarak şunları kaydetti: “Bu sadece dolarlaşma freni. Durun bakalım, mevduatının yüzde 66 sı dövizde olan kim, niye dövizini bozup bu allengirli TL işine girecek, ortada eksik faiz, TÜİK işi enflasyon varken? Dövizimi bozarım diyen açıklasın, ne kazancı olacak.”

M. MURAT KUBİLAY: ENFLASYONU PATLAYABİLİR 

Sözcü’den Emre Deveci’ye konuşan ekonomist Dr. M. Murat Kubilay şunları kaydetti: “Mevcut uygulanan politikalar dövize talebi artırıyor ve bu durum hem dövizin fiyatının artmasına hem de yurt dışına ve yastık altına döviz çıkışına neden oluyor. Bu durumların ilki yüksek enflasyona ikincisi ise finansal sistemin sarsılmasına neden oluyor.

Döviz olmayan ama döviz benzeri getiri sağlayan enstrümanlar kullanılmak isteniyor. Böylece uluslararası karşılığı olan döviz banknotları yerine, yalnızca Türkiye’de kabul edilen ama gerçek döviz kadar getiri sağlayan finansal araçlar yatırımcılara sunuluyor. Kurumlar için döviz endeksli tahvil ve daha çok bireyler için döviz getirili mevduat ön plana çıkıyor.

Nasıl bir sözleşme olacağı kesin bilinmemekle birlikte; muhtemelen TL mevduat getirisinin üstüne, varsa dövizin ek getirisi, eklenecek (götürüsü varsa düşülmeyecek). Tabii bu durum, dövizin yükselmeye devam etmesi halinde, bankalarda ciddi bir yük bırakacak. Bu kısmı da Hazine üstlenecek.”

Eğer bu tedbire rağmen döviz kurları hızlı bir şekilde yukarı giderse, Hazine’nin bu getirileri TL cinsi ödeyeceği için çok ciddi TL üretimi, yani parasal genişleme gerekeceğini dile getiren Kubilay, riskleri şu sözlerle anlattı: “Sistemin kritik noktası güven; yani döviz mi yoksa dövize endeksli ama TL cinsi bir enstrüman mı sorusuna vatandaşın vereceği cevap. Eğer doğrudan dövize talep sürerse, o zaman bu tahvil ve mevduatlar için ödenmesi gerekecek faiz yükü çok artar; önce devlet bütçesi bozulur ardından da ödenebilmesi için yaratılan TL’den dolayı enflasyon iyice patlar.

Eğer bu talep durursa, Hazine’ye yük kalmadan kur artışı durdurulur; olağan TL mevduat faiz yükünü sadece bankalar öder. Yani asıl mesele gerçek dövizle döviz benzeri arasındaki getiri farkı olmayacağına ikna olunması ve uluslararası geçerlilik olmamasının önemsenmemesi.”

İçinde bulunduğumuz durumun bir güven krizi olduğunu, yani sorunun TL’nin yetersiz getirisini aşmış durumda olduğunu belirten Kubilay, “Bu nedenle bu tip enstrümanlarla kur artışını tümden durdurmak zor, yavaşlatmaksa mümkün ama bütçedeki bozulma ve enflasyondaki artış pahasına” dedi.

Yatırımcılar bu enstrümanı tercih ederse, devletin en büyük getirisinin yastık altına giden dövizi durdurmak olacağına işaret eden uzman ekonomist, şöyle devam etti: “Böylece finansal sistemin aşırı fiziki döviz talebiyle sarsılma ihtimali ve neticesinde sermaye kontrolü endişesi gündemden düşer. Ancak tüm sistem güvene dayalı olduğu için, Erdoğan’ın seçime yaklaşan dönemde popülist politika uygulama ihtimali bulunduğu için, toplumda da Erdoğan’ın finansal tercihlerine ilişkin genel bir kanı olduğu için, iktidarın arzuladığı sonuçlara muhtemelen ulaşılamayacak. Özetle, mevcut döviz mevduatlarında bir çözülme zor, ancak dövize olan yeni talepte bir yavaşlama ihtimal dahilinde.”

ESKİ MB BAŞKANI YILMAZ: BU BİR FAİZ ARTIŞIDIR 

Halk TV’deki ‘Sözüm var’ isimli programa katılan İYİ Parti Ankara Milletvekili ve eski Merkez Bankası başkanı Durmuş Yılmaz, özetle şunları söyledi: “İktidar, ‘Türkiye Ekonomi Modeli uygulayacağız’ demişti. Hedefi değersiz Türk Lirası üzerinden ihracatı artırmaktı. Türk Lirasının değerini bilerek düşürdüler. Liranın değerinin düşmesi hedefti ama gelinen noktada bu işin çıkmaz sokak olduğunu gördüler. Türkiye Ekonomi Modeli’nin tabutuna çivi çakıldı.

Geri döndük demeden döndüler, ortodoks politikalara döndüler. Olan bu. Bunlar ana yolu bırakıp yan yola çıktılar ama girdikleri yol çıkmaz sokak. Bu bir faiz artışıdır. Klasik AKP politikalarından ‘u dönüşü’dür. Ama bu beraberinde bir takım sorunları da yanında getiren bir politika. Zımni bir faiz artırımı yapıldı. Buradan siyasi bir söylem çıkarabilirler. Hem faizi, hem kuru düşürdük diye. Bunu nasıl satabilirler, satarlar mı, zaman içinde göreceğiz.

Piyasa Erdoğan’ın bu söylemlerini satın almadı, şu anda piyasaya kesin bir müdahale var. Gerçeği sabah göreceğiz. Bence kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu bir alım fırsatıdır. Başka bir şey değildir. Bence kaldığı yerden bu iş devam edecektir.”

ÖZGÜR DEMİRTAŞ: ÖRTÜLÜ BİR MEVDUAT FAİZİ GİBİ 

Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş ise Twitter hesabı üzerinden şunları kaydetti: “Finans alanında bizim primary security dediğimiz ürünlerin yanında (mevduat, hisse, tahvil, emtia vs), bizim secondary security dediğimiz türev ürünleri vardır. Bu ürünlerin en ünlülerinden biri opsiyonlardır.

İki tip opsiyon vardır. ALIM opsiyonu ve SATIM opsiyonu. Alım opsiyonu yatırımcısına bir finansal ürünü belirli bir fiyattan alma hakkı verir. Örneğin Dolar/TL yi almak yerine onu ALMA hakkını alabilirsiniz. Örneğin Dolar/TL 4 iken siz Dolar/TL yi 7 liradan alma hakkını yani ALIM opsiyonunu almış olabilirsiniz. Eğer Dolar/TL 9’a çıkarsa siz 7’den alma hakkını kullanırsınız. Ve 7’den alıp 9 dan satınca edeceğiniz kar yanınızda kalır. SATIM opsiyonları da bunun tersidir.

Şimdi yukarıda anlattığım ALIM opsiyonunu alabilmenizin yanında bu opsiyonları başkasına satıyor da olabilirsiniz. Biz bunlara ÇIPLAK opsiyon işlemleri deriz.

Benim anladığım kadarı ile Hükümet şöyle yeni bir ürün çıkarmak istiyor. Yeni bir TL mevduat hesabı ama o hesabın sahibine aynı zamanda bir DOLAR alım opsiyonu satmış gibi oluyor. Diyelim ki kişinin 150 lirası var. O sırada da Dolar/TL 15 lira (yani 10 doları var) kişi 150 lirasını TL mevduatta tutuyor ama 15 lira seviyesinden de ALIM opsiyonu varmış gibi getiri elde ediyor. Yani Dolar/TL vade sonunda 19 lira olsa aradaki 4 liradan doğan farkın mevduat sahibine verilmesi gibi. Şimdi bu nedir ve etkisi ne olur?

Aslında Dolar/TL artışı oranında ekstra bir faiz artışıdır bu. Yani örtülü bir mevduat faizi gibi… Dolar/TL’deki düşüşün nedeni de bu faiz artışı… ikinci bir konu da bu ekstra faizin nereden ödeneceği? O da yeni para basarak ödenecek ise ekstra enflasyon anlamına gelebilir.

1970’lerde benzerlerinin yapılmış bir şey olduğunu biliyorum. Türkiye için Hayırlı olsun. Başka yorum yapmak istemiyorum.”

MAHFİ EĞİLMEZ: DOLAYLI FAİZ ARTIRIMI 

Twitter hesabı üzerinden bir kullanıcının sorusunu yanıtlayan ekonomist Mahfi Eğilmez, söz konusu politikanın ‘dolaylı faiz artırımı’ olduğunu söyledi.

Erdoğan’ın “Kur getirisi mevduat getirisinin altında kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşa ödenecek” ifadesini yorumlayan Eğilmez, şunları aktardı: “Kur yüzde 40 artmış, faiz yüzde 14 ise aradaki 26 puan ödenecek. Ve bunun adı faiz olmayacak. Müthiş.”

Editör: TE Bilişim