BEKİR GÜNEŞ YAZDI

Türkiye'de ekonomik kriz ve döviz dalgalanması giderek büyüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan en son kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Gezi'ye vurgu yaparak Gezi'den bu yana faizlerin yükseltildiğini iddia etti. Gezi'den sonra da ekonomik krizler çıktı ve Erdoğan bu krizler için "teğet geçti" dedi. 

Bu defaki krizin teğet geçme ihtimali yüzde bir kadar düşük. Merkez Bankası'nın rezervlerinin önemli bir bölümü büyük şirketler ve devlet bankalarının batmaması için kullanıldı. Hükümet dış borcun döndürülmesi için özel bankalar dahil olmak üzere birçok alternatif üzerinde duruyor. 

Faizlerin merkez bankasının müdahalesi ile bir süre düşürülmesi ve doların ateşini söndürmeye çalışması sadece mikro ekonomik bir politikadır ve asla uzun vadeli bir çözüm olmaz. Hata uzun vadeli ekonomi politikalar için ciddi zararlar da doğurabilir. 

Boratav hoca “Faizleri enflasyonun üzerine çekeceksin. Bu, en azından politika faizinde yüzde 12 ve daha üstü anlamına geliyor. Bu kredi faizlerine yansıyacak ve aşırı bollaşma frenlenecek” diye açıklama yaptı. Tabi bunun gibi birçok uzman açıklamalar yaptı. Ama Ekonominin başındaki Berat Albayrak bir hafta boyunca tek bir kelime etmedi ve ortadan kayboldu. Bu durumda ya söyleyecek bir sözü yok ya da birileri ona bir süre susması gerektiğini telkin etti. 

Her ne olursa olsun ona susmasını söyleyenler ekonomik olarak bir çözüm üretemiyorlar. Berat Albayrak ya da başka ona yakın birilerinin susması değil demokratik teamüller çerçevesinde kenara çekilmeleri gerekiyor. Görünen işsizlik giderek artıyor görünmeyen işsizlik ise patlama noktasına geldi. Pandemi ile birlikte son bir yıldır cepten yiyenler yeni bir ağır pandemi sürecinde mefta olmaktan kurtulamayacaklar. 

OKUYUN: UZMANLARDAN UYARI BİR ANDA ELİNİZDEKİLERDEN DE OLABİLİRSİNİZ

2015'ten beri sürekli bir seçim ortamında ekonomiyi zorlayan iktidar, bunun bedelini ödüyor mü yoksa biz mi ödüyoruz açıkçası her şey çok net ortada. Kurdaki artış ufak tefek önlemlerle bir yerde dursa bile, artık 6.85'te tutma çabası iflas etti. 

Son motorin zammı bu zincirleme fiyat artışlarının ilk işareti olarak havaya atıldı. Merkez Bankası sorunlarla başa çıkamayacak durumda. Döviz rezervleri tükendi. Alınan borçlarla sorun çözüleyemecek. 

Sokakta kimi görsek "neye yatırım yapalım ya da dövizlerimizi bozduralım mı?" diye soruyorlar. Açıkçası öyle bir ülkedeyiz ki bir günü bir gününü tutmuyor. Erdoğan her ne kadar kısa süreli MB üzerinne faizleri indirip doların ateşini bir süre kontrol altında tutmuş olsa da bu durumun uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. 

Çözüm nedir peki?

Aslında çözüm çok basittir. Bu ülkede adalet ve barış ortamının sağlanması ile birlikte ekonomik kriz de sona erer. Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada "Terörle mücadele pahalı bir iştir" demişti. Evet çok pahalı bir iştir. 40 yıldır bu ülke 10 milyarlarca dolar silaha ve çatışmaya ayırdı. Bu sürecin bitmesi ile birlikte ülke ekonomisi bir nefes alacaktır. Kayyumların atanması ülke ekonomisine çok ciddi zarar verdi. 

Binlerce insanın cezaevine atılması ekonomiye çok büyük zarar verdi. Çünkü bu ülkede artık bir güven ortamı kalmadı. Güvenin olmadığı yerde para da olmaz pazar da. Türkiye'yi yönetenler kendi gölgeleri ile bile kavga ediyorlar. Kadınlarla kavga ediyorlar. İstanbul Sözleşmesi ile çatışıyorlar. Gençlerle kavga ediyorlar. Sosyal medyayı kapatmaya çalışıyorlar. Eğitim sistemleri ile sürekli bir kavga halindeler. 

10 günde bir sistem değişiyor. Ekonomi, sağlık, tarım, sanayiyi yönetenler ehil değiller liyakatları yok. Ciğeri kediye teslim ederek sorunları çözemeyiz. Yeni bir demokrasi ve barış ortamı ile birlikte bütün sistemleri yeniden inşa etmek lazım. Ülkede çatışmadan ziyade barışçıl bir ortamın olması lazım. Ekonomiyi sadece bir zümrenin yönetmesine izin vermemek lazım. Bu yaşadığımız bütün sorunlar politik sorunlardır. 

Dolar hiçbir şey yokken fırlamıyor. İşsizlik kendi kendine yükselmiyor. Enflsayonun kimse ile bir derdi yok. Bu süreçlerin hepsi politik yönetememezlikten geliyor. Ormanları yakarak, sürekli inşaat yaparak, rant hırsı ile herkesle kavga ederek bu sorunları çözemeyiz. 

Ne zamanki sağduyu hakim olur. O zaman bir tartışma ortamı oluşur. Ekonomiyi bilen insanların yönetmesine izin verilir. Demokrasiyi bilen insanların yönetmesine izin verilir. O zaman dolar da düşer, enflasyon da işsizlik de huzursuzluk da...

Editör: TE Bilişim