Gazete Emek-  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası düşük faiz politikalarında kararlı olduklarını yinelemesi sonrası TL'de sert değer kaybı devam ediyor. Dünyanın pek çok ülkesi faiz artışı ya da desteklerini çekme eğilimine girerken, Türkiye'de faizlerin dünyanın aksine düşürülmesiyle dolar/TL sert dalgalanmalarla birlikte 13 TL seviyesini aşarak 13.50 ile tarihi rekorunu kırdı.

Ekonomist Dr. Oğuz Demir, doların yükselişinin nedenlerini ve topluma yansımalarını Artı Gerçek’ten Seda Taşkın'a değerlendirdi. İktidarın net bir politika tercihi olduğunu, yaptığı tercihin ise ekonomi bilimiyle ilişkisinin çok zayıf olduğunu söyleyen Demir, “Ülkenin şartları böyle bir politika uygulanmasına izin vermiyor. Hükümet inatla aynı politikalara devam edeceğini ve Türkiye’nin cari açığının kapanmasının öncelikli olduğunu söylüyor. Bunun için de kur tarafına değil, daha fazla yatırım yapabilmesine uygun faiz politikası uyguladığını söylüyor. Ancak piyasa ise enflasyonun altında kalan faizin tasarrufları caydırmasından ötürü yerlilerin faiz oranlarını gördüklerinde döviz kaçışları, yabancının ise getirinin azalmasından ötürü dışarı ile karşı karşıyayız. Hal böyle olunca ve o risk artınca da maalesef kur da böyle sert sıçramalar görüyoruz" dedi.

MERKEZ BANKASI PİYASANIN İSTEDİĞİNİ DEĞİL, HÜKÜMETİN POLİTİKASINI UYGULUYOR

Ekonomide yaşanan sert sıçramaların önünü alınabilmesi için öncelikle bunun talep edilesi gerektiğini belirten Demir, Merkez Bankası’nın elinde faiz politikası olduğunu ancak bugün tartışmaların çıktığı yerinde tam olarak orası olduğunu söyledi.

Demir, “Ancak Merkez Bankası piyasanın istediği gibi değil, hükümetin istediği gibi düşük faiz politikası kullanılmasını istiyor. Merkez Bankası ‘benim bunun önünü almakla ilgim yok, ben kurun seviyesini belirlemem bu piyasada belirlenir, piyasadaki aktörler ne istiyorlarsa yapsınlar, benim derdim faizi düşürmek ihracatın önünü açmak’ diyor” dedi. 

BEKÇİ BAHÇEYİ TERKETTİ

Hükümetin ekonomideki bu gidişatta ısrarcı olduğunu ve bu tip ataklarla daha sık karşılaşacağımızı belirten Demir, “Türk Lirası'nın korunmadığı bir ortamdayız. Düşünün ki, bu bir bahçe bu ve bahçesinin içinde bir sürü meyve ağaçları var. Bekçi bahçeyi bıraktı gitti. Herkes o bahçeye gidip ne kadar meyve toplasam kardır mantığı ile oradan istediği meyveyi alabilecek. Bu durum yaşanırken bekçi ise ‘benim derdim başka, ne yapıyorsanız yapın’ diyerek ne geleceğim diyor ne de sopasını gösteriyor. Hal böyle olunca da TL değer kaybı ile karşı karşıya kalmış oluyor” dedi. 

Editör: TE Bilişim