Gazete Emek- Artı Gerçek'ten Ayşe Yıldırım, Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na açtığı 2 milyonluk tazminat davası üzerine "Erdoğan'ın serveti ve maaşı" başlıklı bir yazı kaleme aldı. 

Ayşe Yıldırım'ın Erdoğan'ın mal varlığına ilişkin kaleme aldığı yazısı şu şekilde:

Basın özgürlüğü olan ülkelerde Erdoğan ve ailesinin serveti hakkında haber yapılıyor. Türkiye’de ise Erdoğan servetini sorgulayanlardan para kazanarak servetine servet katıyor.

“Erdoğan ailesi memleketi seviyorsa yurt dışındaki servetini Türkiye’ye getirsin. Milyarlarca paraları var“ diyordu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e verdiği söyleşide.

İşte bu sözleri nedeniyle Kılıçdaroğlu’na yeni bir tazminat davası açtı Erdoğan. Hem de tam 2 Milyon TL’lik.

Erdoğan’ın avukatı, bunun iftira ve yalan olduğunu Erdoğan ve ailesinin yurt dışında parası olmadığını söylüyordu. 

Oysa bu iddia ilk kez Kılıçdaroğlu tarafından dile getirilmiyordu. 

Daha birkaç hafta önce Alman Focus dergisinde bir haber yayınlanmıştı “Erdoğan’ın serveti: Türk cumhurbaşkanı ne kadar zengin“ başlığıyla.

Haberin spotunda “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkel ve Trump gibi politikacılardan çok daha düşük gelir etmesine rağmen iyi bir servete sahip olduğu“ yazıyordu.

Habere göre Erdoğan’ın varlıkları Temmuz 2020 itibarıyla yaklaşık 2,5 milyon Euro tahmin ediliyordu. Ve servetinin hepsinin de bu olmadığı iddia ediliyordu. Haberin dayanağı ise Vermöegensmagazin’de yer alan başka bir haberdi.

Peki ne deniyordu o haberde:

“ Erdoğan’ın Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yıllık geliri 108 bin Euro, yani ayda 9 bin Euro. Bu rakam Donald Trump’ın maaşıyla karşılaştırıldığında neredeyse dörtte biri, Vladimir Putin’i ise sadece gülümsetecek seviyede.

Diğer yandan Erdoğan’ın milyonlarca Euro‘sunun İsviçre banka hesaplarında olduğundan şüpheleniliyor. Vermögensmagazin.de’nin iddiasına göre Erdoğan’ın serveti düşük üç haneli milyon aralığında olabilir.

Daha önce devlete ait şirketlerin devralınması da para kazanmanın yaygın bir yöntemi. Bu da Erdoğan’ın izinleri ile yönetilmekte.“

Focus’a göre “Erdoğan’ın 2,5 milyon Euro’luk tahmini servetine ek olarak ailede daha fazla servet olabilir“di. İşte burada da devreye oğulları giriyordu: 

“Ahmet Burak Erdoğan, MB nakliye şirketinin sahibi, varlığının 80 milyon Euro ciarında olduğu tahmin ediliyor. 41 yaşındaki çocuğun bugüne kadar nakliye şirketini nasıl karşılayabildiği netleştirilmedi.

En küçük oğlu Necmettin Bilal Erdoğan’ın işi de şüpheli. Ve 2013’te telefon dinleme skandalına karışmıştı. Bilal Erdoğan’ın milyonlarca Euro petrol satın alarak IŞİD’i finansal olarak desteklediği söylentileri var.“

Vermöegenmagazin’deki haber Ocak 2020 tarihini taşıyordu. “Recep Tayyip Erdoğan-Servet ve Maaş” başlıklı haber Erdoğan’ın siyasi kariyeriyle birlikte servetini de mercek altına alıyordu.

Focus ve Vermöegenmagazin’in sayfalarına taşıdığı servet şüphesi malumunuz üzerine 2019’un son aylarında ABD’de de gündeme gelmişti. ABD Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği Türkiye’ye yaptırım içeren tasarısındaki maddelerden biri Erdoğan ve ailesinin mal varlığı, yatırımları, iş ilişkileri ve ilgili diğer gelir kaynaklarına ilişkin bir rapor hazırlanmasını içeriyordu.

Dahası da var. 2018 yılında Alman Bild gazetesi web sitesinde “IŞİD ile işbirliği ve yolsuzluk… Erdoğan’ın yanardöner kabilesi” başlıklı bir haber yayınlamıştı:

“Üsküdar’da yüksek duvarlar arkasında kendilerini korumaya alıyorlar. Erdoğan ailesi orada 5 villada oturuyor. Mal sahibi olarak oğulları Ahmet ve Bilal gözüküyor. Değeri ise yaklaşık 6 milyon Euro. Kayıtlarda Erdoğan’ın burada kiracı olduğu yazıyor. Babaları yılda 50 bin Euro’luk maaş alırken, çocukları parada yüzüyor.”

“Bu para nereden geliyor?” diye soran Bild yanıtı da kendisi veriyordu: Resmi kayıt bulunmuyor.

Bild’e göre de Ahmet Burak Erdoğan’ın 80 milyon dolarlık serveti vardı. Bilal Erdoğan’ın ise çok değerli devlet arazilerini hiç para ödemeden TÜRGEV vakfına geçirdiğini, 17-25 Aralık’ta ortalığa saçılan “paraları sıfırlama” tapeleriyle birlikte anımsatıyordu.

2015 yılında Rusya Savunma Bakanlığı’nın “Erdoğan ailesinin Suriye ve Irak’taki IŞİD bölgesinden yasadışı petrol kaçakçılığı yaptığına dair kanıtları olduğu” açıklaması, The Guardian gazetesinin “IŞİD’in yılda 500 milyon dolar kazandığı petrol satışlarını yaptığı işadamlarından birinin Bilal Erdoğan olduğu”na ilişkin haberlerini de unutmamak gerekiyor.

Bizzat Erdoğan ve Bilal Erdoğan tarafından yalanlanmıştı bu haberler. Hatta Bilal Erdoğan, o dönem bir İtalyan gazetesine demeç vererek “gemi tankları üretiyoruz ama biz yönetmiyoruz” demişti. “Zenginliğinizin kaynağı nedir” sorusuna ise “İki dayımın da ortak olduğu BMZ şirketini dışında İstanbul’da 5 restoranım var” yanıtını vermişti.

Ve dün öğrendik ki Burak Erdoğan’ın ortağı olduğu MB Denizcilik 2 milyon 650 bin liralık sermaye artırımına giderek sermayesini 5 milyon 300 bin liraya çıkarmış. 2007’de 50 bin lira sermayeyle kurulan şirketin gemi sayısı ise bugün 10’a çıkmış.

Elbette “gemicik” ile başlayan macerada bu kadar hızlı yükseliş sadece Türkiye’deki muhalefetin değil dünyadaki pek çok ülkenin ve gazetesinin de dikkatini üzerine çekecektir.

Kılıçdaroğlu her “servet” dediğinde Erdoğan mahkemeye koşsa da kendisinin ve ailesinin serveti sorgulanmaya muhtaçtır.

Çünkü kendisi bir zamanlar nikah yüzüğünü göstererek “Benim bütün servetim bu yüzük. Eğer bir gün duyarsanız ki Tayyip Erdoğan çok zengin olmuş, bilin ki haram yemiştir” diyen kendisiydi.

Editör: TE Bilişim