Gazete Emek- Toplu iş sözleşmelerinde (TİS) AKP ve Memur Sen'in anlaşmasına KESK, protesto eylemiyle itiraz etti. KESK üyeleri Ankara'da yaptıkları basın açıklaması ile Hükümet ile anlaşan Memur Sen'i eleştirdi. 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK), Memur Sen ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında imzalanan TİS protokolünü protesto etmek için Ankara’da Sakarya Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Basın açıklamasını KESK Ankara Şubelere Platformu adına dönem sözcüsü İbrahim Kaygusuz, KESK adına ise KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen okudu. Açıklamanın ardından KESK üyeleri oturma eylemi gerçekleştirdi.

KESK Ankara Şubeler Platfomu Dönem Sözcüsü İsmail Kaygusuz’un yaptığı açıklama şöyle:

Hemen her gün dünya ekonomisinin bilmem kaçıncı srasında olmakla ve istikrarlı olarak büyüdüğümüzle övünen siyasi iktidara soruyoruz: Bu büyümeden kimler nemalanmaktadır? Kamu adına var olan tüm kynakları haraç mezat satarak mı büyüdük. Doğamızı bu halka sinkaflı küfür edenlere talan ettirerek mi büyüyoruz? Yeni iş alanları açarak mı büyüyoruz? Asgari ücretin 1400 TL olarak belirlendiği bir ülkede büyümeden kimlerin pay aldığı ortadadır.

Değerli basın emekçileri,

Siz 15 yıldır hiç bu hormonlu sendikanın bir tek hak arayışı için mücadelesine tanıklık ettiniz mi? Yüzde yüz Müslüman olan bu sendika yöneticilerinin örneğin Karaman da, cemaat ve tarikat yurtlarında tecavüze uğrayan, Adana’da yakılan çocuklarla ilgili bir tek açıklamasına tanık oldunuz mu? Siz hiç işgüvencemizin ortadan kaldırılmasına yönelik çabalara karşı sesini duydunuz mu? Siz doğamızın tahrip edilmesine karşı seslerrini çıkarttığını gördünüz mü? Siz hiç onbinlerce üyesi ihraç edilen bu sözde sendikanın üyesine sahip çıktığına tanık oldunuz mu?

Ve son bir soru: Bu sözde sendikanın yöneticilerinin sendikalarından aldığı maaşı merak ettiniz mi?

Ve son bir çağır: Değerli kamu emekçileri, yetki verdiğiniz bu sözde sendika sizin sorun ve talepleriniz dışında her şeyle ilgileniyor. Kendi geleceğiniz için, çocuklarınızın geleceği için, yandaşlığı yıllarca tescil edilmiş olan bu sendikanın terk edilmesi dışında başka da bir çözümünüz yok.

KESK o masada yetkili olsaydı bir başka olurdu emekçilerin yaşamı. KESK’in tarihine bakarsanız bunun anlam ve önemini bir kez daha görürsünüz.


“Emekçiler haklarını, gerçek bir sendikayla alabilirler”

Kaygusuz’dan sonra açıklama yapan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ise yaptığı açıklamada Memur Sen başkanının öngörülerini haklı çıkardığını, müzakerelerin kapılar kapılar arkasında gerçekleştiğini belirtti. Erdoğan’ın devreye girdiğini hatırlatan Aysun, “Yandaş konfederasyon geçmişte imza atılan maddeleri yeni dönemin kazanımı gibi sunmaktan geri durmamaktadır” dedi ve şunları sordu:

Bu kazanımlar arasında 4B ve 4C’lerin, kamuda asli işleri yapan taşeron firma çalışanları başta olmak üzere güvencesiz çalışanların kadroya geçirilmesi var mı?
Ek ödemelerin emekliliğe ve emekli aylığına yansıtılması var mı?
Vergi dilimi ve ek gösterge adaletsizliğini ortadan kaldıran bir tek cümle dahi var mı?
Yoksa geçmiş dönemde yaptığınız gibi, 258 sayısına amaç, kapsam, taraflar, üzerinde çalışma yapacağı konular gibi maddeleri de ekleyerek mi ulaştınız?

Aysun, altı aylık dilimler halinde yapılan artışların tek seferde yapılmasını “Cebimize girecek artışın büyük bir bölümünü daha cebimize girmeden çalmak anlamına gelmektedir” sözleriyle değerlendirdi.

Aysun’un yaptığı açıklamanın devamı şöyle:

Bu süreç, KESK olarak en başından beri karşı çıktığımız, gerçek evrensel toplu sözleşme sistemi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, tekli sendikal rejim ve siyasal iktidarın son sözü söylemesinin dayatıldığı “Türkiye Tipi Toplu Sözleşme Sisteminin” iflas ettiğini bir kez daha ispatlamıştır.

Ülkenin kamu emekçilerinin ve emeklilerinin grev hakkının yasal güvence altına alındığı, sendikal hak ve özgürlüklerin önünü açan, konfederasyon ve sendikaların demokratik bir şekilde temsiline imkan tanıyan evrensel gerçek toplu sözleşme sistemine olan ihtiyacının yakıcılığını ortaya çıkartmıştır.

Bu ülkenin kamu emekçileri, emeklileri sadaka değil, emeğinin karşılığında onurlu bir ücret, onurlu bir yaşam talep etmektedir. Ve bunu fazlasıyla hak etmektedir. Yoksulluk sınırına uzak, açlık sınırına yakın bir yaşam mücadelesi sürdürmeye terk edilen kamu emekçileri ve emekliler kimseden sadaka ya da fedakarlık değil, hakkı olanı istemektedir.

Emekçiler haklarını, OHAL ve KHK rejimine sırtını dayamış, emekçilerin hakkını gasp etmek için bu rejimi kullanan, bütçe fazlalarından sadece emekçilere pay ayırmayan, iş güvencesini tamamen ortadan kaldıran iktidarın önünde ekoseli ceketini ilikleyenlerle değil, gerçek bir sendikayla alabilirler.

Bunun için KESK olarak sendikalı, sendikasız tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli çalışma ve güvenli gelecek için verilecek mücadelede yan yana omuz omuza olmaya çağırıyoruz.

Tüm kamu emekçilerini, insanca yaşanacak ücret, herkes için iş güvencesi, OHAL ve KHK rejiminin kaldırılması, tüm ihraçların aynı görev, kadro ve unvanlarına iadesi emeğin özgürleşmesi için verilecek mücadelede emeğin gerçek tarafında yer almaya çağırıyoruz.

Toplu iş sözlemesi danışıklı dövüşü imzayla sonlanmış olabilir, fakat biz emekçiler için mücadele yükselerek devam edecektir.

Kaynak: Sendika.org

Editör: TE Bilişim