GÜNCELLENDİ...

Gazete Emek- Son dönemlerde altın fiyatlarından ciddi yükselişler yaşanıyor. Altının ons fiyatı 2.000 dolar seviyesini aşarak rekor kırarken, gram altın fiyatları da rekor tazeleyerek 480 TL seviyelerinde işlem görüyor. Uzmanlar da yaşanan bu yükselişin ardından altın konusunda vatandaşları uyarıyor.

Neşe Karanfil'in Hürriyet'te yer alan habere göre, “İbre tersine döndüğünde yatırımcılar zarar etme ihtimallerini de göz önüne almalı" diyen uzmanlar, Türkiye’de tasarruflarını yatıran ve hatta duyumlar üzerine kredi çekerek altına yatırım yapanların dikkat etmesi gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar, “Çünkü bir anda ellerindeki varlıklardan olma ihtimalleri var. Güvenli liman algısı olan altının bir yatırım aracı olarak spekülasyona açık olduğunu tarihine bakınca da görmek mümkün" diye uyarıyor.

OKUYUN:  Ekonomik kriz giderek yükseliyor! Her şeyimizi kaybetmemek için çözüm ne?

"ALTININ DEĞERİ ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI SUNMUYOR"

Diğer yatırım araçlardan farklı olarak, altının değeri ülke ekonomilerine katkısına bağlı olmadığını ifade eden uzmanlar, "İnsanların yaşamak için konuta, arabalarını sürmek için benzine yani petrole ihtiyacı var ve hisse senetlerinin değeri temsil edilen şirketlerin katkılarına dayanıyor” diyor.

DAHA ÖNCE DE SERT DÜŞÜŞLER OLDU

Diğer herhangi bir metadan daha çok, altının fiyatının esas olarak herkesin yükseleceğini düşündüğü için yükseldiğini belirten uzmanlar, “Altının daha önce 2011 ve 2015’teki en yüksek seviyelerindeki sert düşüşler de bunun kanıtı. Zirveye ulaşmasından üç yıl sonra, onsu 800 dolardan fazla düşmüş ve Aralık 2015’te ons başına 1.050 dolara kadar gerilemişti. 2017 sonunda ons başına 1.300 dolara çıktı” ifadelerini kullanıyor.

BU UYARILAR BİR MANİPÜLASYON DA OLABİLİR

HABERİ OKU- Erdoğan, "IMF bizden 5 milyar borç istedi" dedi; ancak gerçek yine öyle çıkmadı

Kimi uzmanlar ise bu durumun hükümetin bir yanıltma biçimi olduğunu belirtiyor. Hükümetin bu yönlendirmelerle insanların ellerindeki altınları bozdurmalarını istiyor. Geçtiğimiz yıllarda da Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yönde altın ve dolar için uyarılarda bulunmuştu ancak uyarıların aksine dolar da altın da daha fazla yükselmişti. 

İKİ DUAYEN İSİM TÜRKİYE'DE YAŞANAN KRİZİ YORUMLADI

Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz hakkında çarpıcı tespitler Prof. Dr. Korkut Boratav ile Prof. Dr. Bilsay Kuruç'tan geldi. 'Hocaların hocası' Boratav kur yükselişinden dolayı zincirleme fiyat artışlarına hazırlıklı olunması gerektiğini belirtirken, "Kurdaki artış ufak tefek önlemlerle bir yerde dursa bile, artık 6.85’te tutma çabası iflas etti. Son motorin zammı bu zincirleme fiyat artışlarının ilk işareti" diyor. Kuruç ise Merkez Bankası'nda döviz rezervi kalmadığını bunun için Merkez Bankası'nın özel bankalardan topladığı dolarları kamu bankalarına aktardığını söylüyor.

İktisadın iki duayen ismi Prof. Dr. Korkut Boratav ile Prof. Dr. Bilsay Kuruç, hükümetin ekonomi politika ve uygulamaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre, ekonomi yönetiminin arka kapıdan sermaye hareketlerini kontrole çalıştığına dikkat çeken Prof. Dr. Korkut Boratav, yabancıların TL döviz işlemlerinin kısıtlanmaya çalışıldığını, bankalara aktif rasyosu aracılığıyla kredi zorlaması yapıldığını belirtti.

‘DIŞ BORCUN DÖNDÜRÜLMESİ GEREKİYOR’

Bunlar “yarım yamalak” yapıldığı için sonuç alınamayacağını, tam yapılması için de dolarizasyona son verilmesi gerektiğini vurgulayan Boratav, hükümetin ise bunu göze alamayacağını, çünkü dış borcun döndürülmesi gerektiğini kaydetti.

YENİ HABER: Putin, "İlk koronavirüs aşısını tescil ettik" dedi; DSÖ'den açıklama geldi

Bu nedenle bankalara fonlama maliyetini yükselterek politika faizinin geciktirildiğini dile getiren Boratav, fonlama ve kredi maliyetlerini yükseltme işlemlerinin de büyük olasılıkla kamu bankalarına direktif verilerek gerçekleştirildiğini bildirdi. Boratav, aylık faizlerin yükselmeye başladığına atıf yaptı.

BABACAN'IN SÖZLERİ

Boratav DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıklamalarına atıf yaparak faizlerin enflasyonun üzerine çekilmesi gerektiğini söyledi. Ünlü profesör, “Faizleri enflasyonun üzerine çekeceksin. Bu, en azından politika faizinde yüzde 12 ve daha üstü anlamına geliyor. Bu kredi faizlerine yansıyacak ve aşırı bollaşma frenlenecek” diye konuştu.

‘MOTORİN ZAMMI ZİNCİRLEME FİYAT ARTIŞININ İŞARETİ’

2015’ten bu yana seçimler için iktidarın ekonomiyi zorladığını savunan Boratav kuru 6,85’te tutma çabasının ‘iflas ettiğini’ belirtiyor. ‘Hocaların hocası’ açıklamasına şöyle devam etti:

Piyasa koşulları ekonomiyi bir krize sürüklemeye gitmeden önce bir denge oluşturulacak. Ancak Babacan'ın görmediği ya da söylemek istemediği şu: O nokta anormal bir işsizlik ve daralan ekonomi anlamına gelir. 2015'ten beri sürekli bir seçim ortamında ekonomiyi zorlayan iktidar, bunun bedelini ödeyecek, ödüyor. Kurdaki artış ufak tefek önlemlerle bir yerde dursa bile, artık 6.85'te tutma çabası iflas etti. Son motorin zammı bu zincirleme fiyat artışlarının ilk işareti.

‘DOLARİZASYONLA ÇALIŞAN BİR EKONOMİ'

Prof. Dr. Bilsay Kuruç ise ekonominin bugünkü duruma gelmesinin merkezinde şirketlerin bulunduğuna işaret etti. Firmaların bugün 250 milyar dolar borcu olduğunu ve 20 yıl önce bu borcun 25 milyar dolar olduğunu anımsatan Kuruç, “Demek ki 250 milyar dolara çıkmadan iş yapamıyorlar! Dolarizasyonla çalışan bir ekonomi. Son 20 yılda küreselleşme içinde yavru kapitalizm olma hevesi… Ama bu modelle sorun çözülmez. Bugünkü durumun merkezinde bu var” değerlendirmesinde bulunuyor.

Merkez Bankası’nın sorunlar ile başa çıkamayacak halde olduğunu çünkü döviz rezervlerinin bittiğini vurgulayan Kuruç, “Bugünün krizi, para otoritesi yani Merkez Bankası'nın bu sorunla başa çıkamaz hale gelmesi. Çünkü döviz rezervi bitti. Borç alıyor. Döviz borcu almak zorunda, rezerv diye bunu göstermek zorunda. Böyle bir noktaya geldi” dedi.

Özel bankalar üzerinde baskı oluşturulduğunu onlardan alınan dövizin kamu bankalarına aktarıldığını savunan profesör, “Kredi için Merkez Bankası'nın rezervleri kullanıldı ama bitti. O zaman özel bankalara yükleniyor. ‘Merkez Bankası'na döviz verin' diyor. Merkez'e verilen döviz kamu bankalarına aktarılıyor. Onlar bu dövizden yeni krediler yaratıyor. Krediyi alanlar ise dolara dönüyor ve yeniden Merkez'e gidiyor. Çıkmaz çember şeklinde kapalı devreye girdi. Bu gittikçe artan borçlulukla işliyor. Bu ekonomik modelde, bu siyasetle çözüm gelmez” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim