Gazete Emek- Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, tutuklanan 9 gazeteci için Şişhane Meydanı’nda eylem yaptı. Eylemde sık sık "Özgür basın susturulamaz" sloganları atıldı.


 

Eylemde basın metnini JINNEWS editörü Nişmiye Güler okurken, Mezopotamya Ajansı'ndan Ergin Çağlar, HDP Milletvekili Musa Piroğlu ve TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş da konuşma yaptı.


 

9 GAZETECİ CUMHURİYETİN YIL DÖNÜMÜNDE TUTUKLANDI

Nişmiye Güler, Türkiye’de cumhuriyetin 99’uncu yıldönümünün karşılandığı 29 Ekim günü sabaha karşı Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar ve Ceylan Şahinli; JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer'in yanı sıra Diyarbakır’da gözaltına alınan JINNEWS muhabiri Derya Ren'in de kesinleşmiş cezası olduğu gerekçesiyle tutuklandığını hatırlattı.


 

Güler, "Bu tarihin seçilmesi kuşkusuz tesadüf değil. 29 Ekim 2016’da Kürt özgür basının ajansları ve gazeteleri gece yarısı çıkarılan KHK ile kapatılmıştı. 6 yıl sonra bu kurumlarımızda çalışan 9 arkadaşımızın yaptıkları haberler, çalıştıkları ajanslar, dernek üyelikleri ve seyahatlerinden ‘suç’ üretilmeye çalışılıp tutuklanmalarına hükmedildi” dedi.


 

Gelişmenin, her fırsatta demokrasi söyleminde bulunup ülkede ifade özgürlüğü olduğunu savunan AKP-MHP iktidarının en büyük çelişkilerinden biri olduğunu belirten Güler, “Kuşkusuz yargının 9 arkadaşımızı tutuklaması siyasi bir kararın ötesinde değildir" diye konuştu.


 

Gazetecilerin derneğe olan üyeliklerini suçlama söz konusu yapan Ankara Emniyetine ve savcılara seslenen Güler, "Suç işliyorsunuz. Derneğimiz tamamıyla yasal olup, her türlü vergilerini veren bir kurumdur. Arkadaşlarımızı tutuklamaya yeterli delil bulamayıp, derneğimiz üzerinden suç üretme çabanız da nafiledir. Kürt basınına yönelik bu tür saldırılar, gazetecileri susturma ve gerçekleri karartma amaçlıdır. Kürt karşıtlığı ve düşmanlığında sınır tanımayan iktidar, savaş gerçekliğini tüm çıplaklığıyla halka ulaştıran Özgür Basın gazetecilerini asla susturamayacaktır” dedi.


 

"MUHALİF MEDYAYA" ELEŞTİRİ

Tutuklanan Kürt gazetecileri hedef gösteren ancak kendilerini “muhalif” olarak tanımlayan medyaya da seslenen Güler, “Bir taraftan yargının bağımsız olmadığını söyleyip diğer taraftan da söz konusu saldırılar Kürtlere yönelik olunca iktidarın sözcülüğünü yapmaktan vazgeçin” dedi.


 

Güler, gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklama süreçlerindeki kötü muameleyi de hatırlatarak, “arkadaşlarımıza işkenceye son verin” dedi.


 


 

DİYARBAKIR’DA TUTUKLANAN 16 GAZETECİ HAKKINDA HÂLÂ İDDİANAME HAZIRLANMADI

Mezopotamya Haber Ajansı'ndan Ergin Çağlar ise daha önce Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazeteciyi hatırlattı.


 

Çağlar, "Bu arkadaşlarımız hakkında hâlâ iddianame hazırlanmamışken sansür yasasının devreye girmesiyle beraber geçtiğimiz gün 9 arkadaşımız daha gözaltına alındı. Bu operasyonların ve siyasi atmosferin yabancısı değiliz. Arkadaşlarımızı gözaltına alan polislerin nasıl bir muamele yaptığına hepimiz şahitlik ettik. Ülkede işkenceye varan hak ihlallerinin bugün gazetecilere kadar yansıdığını görebiliyoruz" diye konuştu.


 


 

TGS BAŞKANI DURMUŞ: TUTUKLAMA GEREKÇESİ GAZETECİLİK FAALİYETLERİ

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise sansür yasasının hemen arkasından 9 gazetecinin tutuklandığına dikkat çekti. Durmuş, "Meslektaşlarımızın tutuklanma gerekçesi gazetecilik faaliyetleri. Hem sansür yasası döneminde hem de sonrasında şunu görüyoruz ki, habere ve haberiyle düşman bir iktidar var. Bu iktidar haberciyi susturmak için çalışıyor. Sansür yasası bunun parçasıydı, arkasından 9 meslektaşımızın tutuklanması da bunun bir parçası” dedi.


 

Gazeteciler olarak tutuklamalara ve işkencelere rağmen haberi topluma ulaştırmanın yollarını bulmaya devam edeceklerini söyleyen Durmuş, “Gazetecilere yönelik hukuksuz tutuklamalara son verilmeli. Gazeteciler, gazetecilik faaliyeti dışında hiçbir şey yapmıyorlar. Bu ülkede gazeteciliği suç olmaktan çıkarmak lazım. Toplum da bunun bir parçası olduğunu görmeli" ifadelerini kullandı.


 

HDP’Lİ PİROĞLU: EN BÜYÜK KORKULARI, GERÇEĞİN HALKA ULAŞMASI

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ise sözlerine "Bir ülkede gazeteciler tutuklanıyor, gazeteler kapatılıyor, basın susturulmaya çalışılıyorsa bilinsin ki ülkeyi yönetenler büyük suçlar işliyordur" diyerek sözlerine başladı.


 

Piroğlu, "İktidarların en büyük korkusu, gerçeğin bilgisinin halka ulaşmasıdır. Bu iktidar da gerek sansür yasasıyla gerek basına karşı tutumuyla işlediği suçların üstünü örtmek için her şeyi yapıyor. Bütün eylemlerde önce gazeteciler uzaklaştırılıyor, gazeteciler tartaklanıyor, kameralarına el koyuluyor. Basın yasası çıkarılarak basının işini yapması engellenmeye çalışılıyor. Satın alamadıklarını, boyun eğdiremediklerini hapishanede polis şiddetiyle yıldırmaya çalışıyorlar. 9 gazeteciyi daha tutukladılar. Bu operasyon yapıldığı sırada kimyasal silah tartışılıyordu, iktidar seçime hazırlanıyordu, yolsuzlukların gizlenmesi, işçi cinayetlerinin üstünün örtülmesi planlanıyordu" diye konuştu.


 


 

Editör: TE Bilişim