Gazete Emek- Tarihin su altında bırakılmasının yanından, bu alanın yüzde 75'inde henüz arkeolojik kazı dahi yapılmamıştı. Bölgenin tahrip edilmesiyle birlikte, 12 bin yıllık tarihin 4'te 3'ü de hiçbir zaman gün yüzüne çıkamamak üzere karartıldı.

Bölgedeki tarihi alanlar dinamitlendi. Zorunlu kamulaştırmalarla bölge halkının evlerine, tarım arazilerine ve yaşam alanlarına el konuldu. Bölge halkı, göçe zorlandı ve TOKİ konutlarına yerleştirildi. Yüzlerce kilometrelik bir alanda yaşanan ekolojik yıkımın boyutu ve kapsamı ise hâlâ bilinmezliğini koruyor.

Bazı tarihi eserler, otantik dokusundan koparılarak başka yerlere taşındı. Ancak bu eserlerin çoğu İslâm dönemine ait ve en eskisi 700 yıl kadar geriye gidiyor. Süreci uzun zamandır yakından takip eden gazetecilerden biri olan Cumhuriyet'ten Mehmet Kızmaz'ın bölgeye elveda yazısında bahsettiği gibi, Hasankeyfliler taşınan eserlerin de çoğunun tahrip edildiğini söylüyor.

Dünya kültürel tarih mirası kriterlerinin onda dokuzunu karşılamasına rağmen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 12 bin yıllık tarihi olan Hasankeyf'in su altında bırakılmaması ve milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan Dicle Vadisi'nin yok edilmemesi için yapılan itirazları kabul etmedi. UNESCO ise tek bir açıklama bile yapmadı.

Oysa Hasankeyf, 1978 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı ilân edilmiş ve bundan 3 yıl sonra da Doğal Koruma Alanı statüsüne çıkarılmıştı. Bugün açılışı yapılan Ilısu Barajı, böylesi bir değeri su altında bırakıyor.

Öte yandan yok olan tek şey canlılar ve tarih de değil. Bölgede bulanan çok sayıda köyün de mezarları su altında kalıyor. Bilim insanlarının söylediklerine göre, baraj göletleri daha şimdiden bölgenin nem oranını hatırı sayılır derecede artırdı. Bu da yıllarca karasal iklimde yaşayan insanların ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalması anlamına gelebilir. Bütün bunlar yaşanırken baraj açılışı

Barajın açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşma yaptı.

Erdoğan, konuşmasında 2002'den bu yana 585 baraj yaptıklarını ifade etti. Bu sayılar, HES'lerle katledilen doğanın ardındaki istatistikler olarak kayıtlara geçiyor.

Hasankeyf'in yüzde 75'i gün yüzüne çıkmadı. 12 bin yıllık tarihten kurtarılan en eski tarihi eser 700 yıllık. Birçok insan yerinden edildi. Dicle Vadisi'nde milyonlarca canlı yok edildi. Erdoğan ise açılışta yaptığı konuşmada, "Ilısu Barajı'ndan esecek barış, kardeşlik, refah ve huzur rüzgarı asırlar boyunca bu topraklarda dalga dalga kendini hissettirecektir." diye konuştu.

Bölgede binlerce mağara yok edildi. Hasankeyf'in 12 bin yıllık dokusunu oluşturan vadi, tamamen betona gömüldü. Erdoğan ise açılışta, 200 milyon liralık bütçenin buranın tarihi dokusunu kurtarmaya harcandığını söyledi. Doğa ve kültürel miras için mücadele edenleri "yalan söylemek" ile suçladı.

Dicle Vadisi ve 12 bin yıllık kültürel miras olan Hasankeyf'i su altında bırakan barajın yapımı projeleri 1955 yılında başladı. 65 yıldır birçok proje kapsamına alınan barajın yapımına ilk tepki ise 1988 yılında geldi. Dicle Vadisi ve Hasankeyf için verilen doğa ve tarihi miras mücadelesi tam 32 yıl sürdü.

Dicle Nehri, Ortadoğu'nun özgür akan son nehriydi.

Editör: TE Bilişim