Gazete Emek- Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkan Yardımcısı demans teşhisi konulan hasta tutuklu Aysel Tuğluk hakkında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu hazırlanandı. Rapor, Tuğluk’un yargılandığı Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu.

4 Şubat tarihli raporda, 2016 yılından beri Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tuğluk için "Hafif bilişsel bozukluklar tespit edildi" denildi ancak hasta tutuklu Tuğluk'un cezaevinde kalıp kalamayacağına dair bir görüş belirtilmemesi dikkat çekti.

Raporun sonuç kısmında Tuğluk’un Kobanê Davası’nda yargılanmasında yer alan suçlamalar sıralanarak, "Suç tarihini kapsayan dönemde ceza sorumluluğunu etkileyecek mahiyet ve derecede herhangi bir akli arızaiçinde olduğuna delalet edecek tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı" ifade edildi ve "Ceza sorumluluğunun tam olduğu kanaat ve mütalaa olunur" denildi.

Raporda ayrıca Tuğluk’un 1-4 Şubat arasında gözlem altında tutulduğu yer aldı. ATK Gözlem İhtisas Dairesi tarafından yazılan 25 sayfalık raporda Tuğluk hakkında Kocaeli Devlet Hastanesi’nin ve ATK’nin önceki değerlendirmelerine de yer verildi.

Tuğluk’un unutkanlığına dair ifadeleri de yer alan raporda Tuğluk’un cezaevinde odanın içinde tutulmazsa düşme riski olduğunu, 2-3 kez düştüğünü ifade ettiği de kaydedildi.

"ADLİ TIP SUÇ İŞLİYOR"

"Aysel Tuğluk’a Özgürlük İçin 1000 Kadın" kampanya grubu, rapora tepki göstererek, yetkili sağlık kurumlarının "cezaevinde kalamaz" raporlarını dikkate almayan Adli Tıp Kurumunun suç işlediğini belirtti.

Kampanya grubunun paylaşımlarında şu tepkiler ifadeler yer aldı:

"Aysel Tuğluk’un ağır hastalığına ilişkin yetkili sağlık kurumlarının “cezaevinde kalamaz” raporlarının dikkate alınması, hukuka, insan haklarına uygun bir karar vermesi gerekirken #AdliTıpSuçİşliyor ATK, bugün verdiği raporla Aysel’in yaşamını hiçe sayarak siyasi bir karar verdi."

"ATK'nin görevi hukuk, adalet ve tıp etiğine uygun, insan sağlığını, yaşamını gözeten kararlar vermektir, siyasi kararları onamak değil!  #AdliTıpSuçİşliyor Verdiği karar insan haklarına aykırıdır. Aysel Tuğluk’un derhal serbest bırakılarak tedavi olmasını talep ediyoruz!"

AVUKATLARDAN TEPKİ


 

Aysel Tuğluk'un yaşadığı sağlık sorunlarına ilişkin hükümlü bulunduğu dosyada infaz ertelemesi talebinde bulunulduklarını belirten avukatlar, Seka Devlet Hastanesi'nin ilk teşhisi ardından Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulu’nun kapsamlı raporuna göre Tuğluk’un hastalığının kronik ilerleyici seyirli ve cezaevinde tek başına hayatını sürdürmesini engeller nitelikte olmasından dolayı cezasının infazının ertelenmesi gerektiğinin belirtildiğini hatırlattı.

Ancak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun tam tersi yönünde vermiş olduğu rapor sebebiyle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptıkları başvurunun reddedildiğini belirten avukatlar, Tuğluk'un cezaevi koşullarında tedavisi olanağı olmadığının bilinmesine rağmen tahliye edilmediğini aktardı. 

‘ATK ÜST KURULUNA İTİRAZ’A YANIT YOK’

Aldıkları bağımsız uzman mütalaasıyla birlikte savcılık aracılığıyla Adli Tıp Üst Kurulu’na yapılan itirazlara dair henüz dönüş olmadığına da dikkat çekilen açıklamada, “Olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediğinden öncelikli olarak bu sürecin tüketilmemiş olduğunu belirtmek isteriz. Dolayısıyla 15 Şubat 2022 tarihinde basın yayın organlarınca ATK tarafından Sayın Tuğluk’un ‘cezaevinde tek başına yaşamını idame ettirebileceğine’ dair rapor verdiği bilgisi içinde bulunduğumuz durumu tam olarak açıklamamaktadır” denildi. 

Yapılan açıklamada şu bilgiler paylaşıldı: “Birincisi, Sayın Tuğluk, milletvekili iken yapmış olduğu basın açıklamaları ve anayasal siyasi faaliyetleri sebebiyle hükümlü olduğu dosya dışında (söz konusu cezayla ilgili ayrıca AYM’de bireysel başvurusu devam etmektedir), kamuoyunda ‘6-8 Ekim Kobanê’ dosyası olarak bilinen ve HDP’li siyasetçilerin yargılandığı Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyasında tutuklu bulunmaktadır ve sağlık sebepleriyle bugüne kadar mahkemede beyanda bulunamamasından dolayı, mahkeme, tam teşekküllü bir hastaneye sevkinin sağlanarak bu durumun netleşmesi yönünde ara karar almıştır. ATK 4. İhtisas Kurulu da Mahkemeden, Sayın Tuğluk’un ATK Gözlem İhtisas Kurulu’nda kalması yönünde talepte bulunmuş ve Mahkemenin bu konuda ara karar tesis etmesi üzerine de 1-4 Şubat 2022 tarihleri arasında ATK Gözlem İhtisas Kurulu’nda tutulmuş, akabinde de 5 yılı aşkın süredir tutulduğu Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevine geri götürülmüştür. Dolayısıyla dün itibariyle Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen Adli Tıp Raporu, Sayın Tuğluk’un yaşamış olduğu sağlık sorunlarından kaynaklı savunma yapıp yapamayacağının tespiti amaçlı istenen bir rapordur.  

CEZAİ SORUMLULUK OLDUĞU BELİRTİLDİ

Ancak ATK kendisinden talep edilen hususta  bir değerlendirme yapmamış ve sayın Tuğluk’a atfedilen fiillerin meydana geldiği döneme ilişkin herhangi bir tıbbi veri olmadan ‘cezai sorumluluğunun tam olduğuna’ dair rapor düzenlenmiştir. Ceza sorumluluğun olup olmadığına dair rapor atfedilen filler zamanında kişinin sağlık durumunun ne olduğunu açıklayan bir durum olup, beş yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Tuğluk’un, olaylar esnasındaki sağlık ve bilişsel durumunun ne olduğu hususu, konumuz dışıdır. Mahkemnin ara kararında istenen ve ATK’nın değerlendirme konusu yapması gereken husus, sayın Aysel Tuğluk’un mevcut sağlık durumu itibari ile savunma yapıp yapamayacağı hususudur. Nitekim ATK raporunun 21. Sayfasında ‘savunma yapıp yapamayacağı hususlarının tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verildiği’ şeklinde belirleme bulunmaktadır. 

RAPOR BİLİMSELLİKTEN UZAK

İkincisi, rapor, salt iddianamede yer alan ifadeler ve suçlamalara odaklı olup, fiillerin gerçekleştirdikleri farklı tarihlerdeki sağlık durumlarına dair tek bir tıbbi belge, kişinin olaylarla ilgili savunması ve değerlendirmelerini içermediği gibi mevcut tıbbi durumuyla ilgili de cezaevindeki sağlık kayıtlarını, cezaevinde bakım veren tıbbi ve idari görevlilerin, birlikte kaldığı tutukluların tanıklıklarını içermediğinden tek yanlı hazırlanmış, bilimsellikten ve objektiflikten uzak bir rapordur. Adli psikiyatride ceza sorumluluğu değerlendirmeleri kişinin olay sırasındaki ruhsal durumu, olaylarla ilgili savunması da dahil olmak üzere tüm tıbbi kanıtları değerlendirip tıbbi değerlendirme ve kanıta dayalı bilimsel tartışma yapmak yerine raporda olayları adeta iddianın tarafı gibi aktardığında bilimselliğini ve objektifliğini yitirmiş olur. Rapor, olaylarla ilgili bir kanı oluşturduğundan yazım dili ve tıp etiği bakımından da sorunludur.



 

NE OLMUŞTU?

Kürt siyasetinin önemli isimlerinden, Türkiye ve Kürt siyasetinde ilk eş başkan olan Aysel Tuğluk, 5 yılı aşkın süredir Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevinde tutuluyor. 13 Eylül 2017’de annesinin cenazesine yapılan ırkçı saldırı sonrasında sağlık sorunları yaşamaya başlayan Tuğluk’a demans teşhisi kondu. Cezaevinde yaşamını sürdürmekte zorlanan Tuğluk için Kocaeli Adli Tıp Kurumu (ATK) “Cezaevinde kalamaz” raporu verse de bu rapora karşı İstanbul ATK, “Cezaevinde kalabilir” raporu vererek Tuğluk’un tahliyesini engelledi. Durumu giderek ağırlaşan Tuğluk için kampanyalar başlatan kadınlar, Tuğluk’un özgür bırakılmasını talep etti.

Tuğluk hakkında hazırlanan iddianamede, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanlığı döneminde yaptığı açıklamalar ve faaliyetleri nedeniyle suçlandı. 16 Mart 2018’de kararını açıklayan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Aysel Tuğluk'a “örgüt yöneticisi olmak” iddiasıyla 10 yıl hapis cezası verdi. Yapılan itirazlara rağmen, Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Tuğluk hakkında verilen hapis cezasını onadı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6-8 Ekim Kobane eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Tuğluk için tutuklama kararı verildi.


Kaynak: Evrensel 

Editör: TE Bilişim