Gazete Emek-Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın Ankara'da başlattıkları açlık grevleri 72. günü geride bıraktı. 72 günün ardından AKP'den açlık grevlerine ilişkin ilk açıklama geldi. 


BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk’ün haberine göre, aradığı hükümet yetkilileri konuyla ilgili aramalara ağırlıklı olarak ‘iş yoğunlukları’ gerekçesiyle yanıt vermedi. İçişleri Bakanlığı da konu hakkında herhangi bir açıklama yapmayacaklarını belirtti. AK Parti İnsan Hakları Başkan Yardımcısı İbrahim Aydemir, “Grupta alınan ortak karara göre, bu konuda beyanat vermeyeceğiz” dedi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi AK Parti Milletvekili Nurettin Yaşar ise, “Vicdanen rahatsız olduğum bir konu. Komisyonda gündeme geldiğinde görüşeceğiz, fakat henüz bu konuyla ilgili alınmış kolektif bir komisyon kararımız yok” diye konuştu.

Fakat TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi AK Parti milletvekili Said Yüce, Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinin İçişleri Bakanlığı, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun gündeminde olduğu bilgisini paylaştı.


Yüce, KHK ile kamudan ihraçlarda bazı yanlışların yapılmış olabileceğini ancak bunları düzeltmenin zaman aldığını söylüyor: “Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz gibi çok vahim bir hadise geçirdik. Her ne kadar birileri bunu sulandırmak ya da başka noktalara çekmek istiyorsa da Türkiye böyle bir hadiseyi yaşadı. Bunun meydana getirdiği bir takım travmalar var. Hem güvenlik bürokrasisine, hem yargı sistemine sızmış bu ihanet şebekeleri maalesef birçok şeyi alt üst ettiler ve çürüttüler. Bunu tekrar yapılandırmak, yoluna koymak için azami gayret gösteriliyor.


Türkiye Devleti ve kurumları kimseye zulmetmek için değil, adaleti tesis etmek için var. O nedenle bu tepkiyi koyan arkadaşlara tavsiyem o dur ki, biraz da sabırla ve mutlaka hayatta kalarak haklarını aramalılar. Açlık grevi bir çare değil ve yol değil” diyen Yüce, kendisi dahil tüm vekillerin ve kurumların ihraçlardaki haksızlıkların giderilmesi için çaba harcadığını söyleyerek Gülmen ve Özakça’dan devlete güvenmelerini ve ‘dini değerlere aykırı olarak değerlendirdiği’ açlık grevine son vermelerini istiyor: “Açlık grevi gibi eylemler hem bizim inançlarımıza hem değerlerimize uygun şeyler değildir. Başka şeyler yapabilirler. Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır. Rızkı da veren Allah’tır. Allah’ın verdiği rızık, bazen orada olmaz burada olur. Kadere teslim olmak ve tevekkül etmek lazım. Allah muhafaza o insanlar hayatlarıyla bunu ödeseler, bu Allah’ın da hoşuna gitmeyen bir şeydir.”

‘DURUMLARI FARK EDİLDİ’

Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinde sağlıkları açısından kritik aşamayı geçmelerine rağmen henüz hükümet kanadından bir açıklama gelmediği hatırlatılan Yüce, konunun yetkililer tarafından tartışıldığına şahit olduğunu söylüyor: “Gülmen ve Özakça özelinde ilgili merciler çalışıyorlar. Durumları mutlaka fark edildi ve konuşuluyor, bundan emin olsunlar. İlgili bakanlar ve bürokratlar onların ismi üzerinde konuyu mütaala ettiler, ‘Nasıl çözebiliriz, doğrusunu kamuoyuna nasıl anlatabiliriz’ diye tartıştılar. Biz de geçen hafta hem Sayın Canikli ile, hem ilgili bakanımızla, hem de İnsan Hakları Komisyonu Başkanıyla konuyu uzun uzun konuştuk. Fakat şunu tekrar tekrar tavsiye ederim, devletimize güvensinler ve açlık grevinden vazgeçsinler. Emin olsunlar ki, biz de onlar mutlaka kurtulsun istiyoruz. Ama başka şeylere alet olmamak lazım. Onlar ve onları destekleyenlerin de grevden vazgeçip diyalog yöntemini seçmesi çözümü hızlandırmaya sebep olur.”

Eylemleri sürerken bir yandan da hukuki başvurularını yaptılar ancak Özakça’nın talebi İdare Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından incelenmeksizin reddedildi. Gülmen’in başvurusuna ise henüz cevap alınmadı. Grevin 36. gününde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın aileleri Yükseköğretim Kurumu (YÖK), Milli Eğitim Bakanlığı ve Başbakanlık’a dilekçe vererek, ‘çocuklarının açlık grevinde olduğunu ve muhatap aradıklarını’ ifade etti. Ancak 15 gün sonra YÖK’ten gelen cevapta, iki gün önce kurulan OHAL komisyonu işaret edildi ve oraya müracaat yapmaları gerektiği belirtildi. Diğer dilekçelerine cevap bile gelmedi.

Kaynak: BBC Türkçe

Editör: TE Bilişim