Gazete Emek- Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kirazlı Balaban’daki madencilik faaliyetinin Atikhisar Barajı’nın kısa ve orta mesafeli koruma alanlarının dışında yapıldığı öne sürüldü.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“İşletme aşamasında ortaya çıkacak su ihtiyacı öncelikle yüzey akışı sularından sağlanacaktır. Bu suların ihtiyacı karşılamaya yetmediği durumlarda ise proje sahibi tarafından inşa edilecek Altınzeybek Göleti’nden su temin edilecektir. Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni’nin su ihtiyacının Atikhisar Barajı’ndan karşılanacağı iddiası tamamen gerçek dışıdır.”

“SİYANÜR YOK” İDDİASI

Bakanlığın açıklamasında ayrıca altın aramalarında siyanür ve türevi kimyasal kullanılmadığı iddia edildi.

“KESİLEN AĞAÇ 13 BİN 400”

Kirazlı’da altın arayan firmanın 195 bin değil, 13 bin 400 ağaç kestiğini iddia eden bakanlık, firmanın mevzuat gereği 2 farklı noktada 14 bin fidan diktiğini söyledi.

Açıklamada, Çanakkale’deki altın araması bölgesinin Kaz Dağları’nda olmadığı kaydedildi ve “Maden bölgesi Kaz Dağları’nda değil, Kaz Dağları’na yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi’ndedir. Orman izin sınırları dışında herhangi bir faaliyet söz konusu değildir. Ayrıca maden araması için ağaç kesimi tamamlanan alanlarda, madencilik faaliyetinden sonra sahanın rehabilitasyonunda kullanılmak üzere üst toprak sıyırma ve depolama işlemlerine başlandı.” iddialarında bulunuldu.

İTHALAT VERİLERİYLE ÇEVRE KATLİAMI AKLANMAYA ÇALIŞILDI

Türkiye’nin altın ithalatına 8,5 milyar dolar ödediği bildirilen açıklamada, ormanları katleden madencilik faaliyeti savunuldu.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye, dünyada üretilen 90 madenin 77’sini ticari olarak üretebilecek bir rezerve sahiptir. Buna rağmen Türkiye’de madencilik faaliyetleri toplam gayri safi yurt içi hasıladan sadece yüzde 1 civarında pay alırken, ABD, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde bu oran yüzde 10’lara kadar yükselmektedir.”

Kaynak: Birgün

Editör: TE Bilişim