Gazete Emek- Belçika Mahkemeleri Kürt siyasetçilere ve Konge Gel yöneticilerine ilişkin kararını açıkladı. Belçika'nın başkenti Brüksel'de Türkiye'nin yoğun talebi ile  2010'da başlatılan bir soruşturma kapsamında, 2015 yılında 36 kişiye dava açılmıştı. 

Aralarında Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal ile Zübeyir Aydar'ın da bulunduğu 36 kişiye "terör" suçlaması yöneltiliyordu. Belçika mahkemeleri bu suçlamaların yersiz olduğuna karar vererek Kürt siyasetçilere ilişkin beraat kararı vermişti. Karar Belçika'da üst mahkeme olan Yargıtay'a gitmişti. Yargıtay da alt mahkemenin verdiği kararı onadı. 


Mahkeme, 2016'da açıkladığı kararında "Türkiye'deki durumun silahlı bir mücadele kapsamına girdiği, bu nedenle de terör yasaları kapsamında yargılama yapılamayacağı" gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmişti. Dışişleri Bakanlığı da Belçika mahkemesinin kararına tepki göstermişti.

Dosyayı görüşen Belçika Yargıtay'ı, "PKK'nin uluslararası olmayan bir çatışmanın tarafı olduğu ve bu nedenle Belçika mahkemelerinin davaya bakmaya yetkisi olmadığı" gerekçesiyle kararı onadı.

TÜRKİYE'DEN SERT AÇIKLAMA

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Belçika Federal Savcılık yetkilileri, Belçika Yüksek Mahkemesi'nin PKK terör örgütü bağlantılı 36 özel ve tüzel kişiye karşı Federal Savcılığın 2010 yılında başlattığı soruşturmanın yargıya taşınmasını önleyen Belçika İddianame Odası kararını onayladığını bildirmiştir. Bu karar hukukun açıkça ayaklar altına alınmasıdır.

Hukukun üstünlüğü konusunda ülkemize ders vermeye kalkan bir ülkenin bir terör örgütünü ideolojik nedenlerle aklayan bu kararı ibret vericidir.

Belçika yargısının bu kararı, aralarında sivillerin, çocukların, hatta bebeklerin de olduğu 40 binden fazla vatandaşımızın ölümünden sorumlu olan ve AB terör örgütleri listesinde yer alan PKK'ya açık bir destek mahiyetindedir.

"Başka ülkelerde insanları katletse de benim ülkemde uslu durduğu sürece bir sorun yok" anlayışıyla alınan bu karar, iki yüzlülük örneğidir ve terörün tüm toplumlar için tehdit teşkil ettiğini de görmezden gelmekte olup, terör örgütlerini özendirecektir.

Büyük çelişkiler barındıran ve hukuki olmaktan çok siyasi nedenlerle alındığını bildiğimiz bu karar, Belçika mevzuatının kurucu ülke olarak ev sahipliği yaptığı AB'nin müktesebatıyla da çeliştiğini göstermektedir. Bu karar ayrıca, Belçika mevzuatının bu ülkenin terörizmle mücadele konusunda, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararları olmak üzere, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesine engel teşkil ettiğini de gözler önüne sermiştir.

Belçika Hükümetinin bu vahim ve çelişkili kararı düzeltecek her türlü adımı ivedilikle atmasını ve terör örgütü PKK'ya karşı mücadelesini artırarak sürdürmesini bekliyoruz.

Sadece terör örgütü PKK'nın değil, geçmişte Belçika halkını da acımasızca hedef alan DEAŞ gibi terör örgütlerinin bu sorumsuzca kararı istismar edeceği aşikardır. Dolayısıyla, terörizmle uluslararası mücadeleyi zafiyete uğratma amacına matuf bu tür girişimlerin sorumluluk sahibi tüm paydaşlarca da kınanmasını bekliyoruz.

Türkiye, her koşulda tarihin doğru tarafında kalmaya devam ederek, insanlık karşısındaki en büyük tehditlerden biri olan terörün her türlüsüne karşı mücadelesini, gerek yasal zeminde gerek sahada aldığı etkin önlemlerle, terör örgütlerinin kökünü kazıyıncaya dek sürdürecektir."

ÇAVUŞOĞLU'NDAN AÇIKLAMA

Belçika Yargıtayının kararına Twitter'dan tepki gösteren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Belçika mahkemesinin terör örgütü PKK'yla ilgili kararının hukukla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu karar ideolojik ve siyasidir. Bize hukuk öğretmeye kalkanların korkuyla aldıkları ikiyüzlü bir karardır. Terörle mücadele adına ibretliktir. Bu gibi ideolojik kararlar bizi hain terör örgütleriyle mücadelemizden asla yıldıramaz" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim