Gazete Emek- Gezi olayları sırasında polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin sürdürülen davanın 20’nci duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nin 17’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, babası Sami Elvan ve yakınlarının yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Mahmut Tanal, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Barış Atay ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve İnsan Hakları aktivisti takip etti.

BioNTech aşısı ile ilgili kritik soru ve cevapları: BioNTech aşısı güvenli mi, yan etkileri neler?



Duruşmada Elvan ailesinin avukatları hazır bulunurken, sanık polis Fatih Dalgalı ise Van’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Duruşmada konuşan mahkeme başkanı, davaya yeni atandığını dosyayı inceleyebildikleri kadar incelediklerini ifade etti. Başkan, “Adil bir yargılama yapmaktan başka bir işimiz yok. Sadece somut delillere, kanuna ve vicdana uygun karar vermeye çalışıyoruz. Adil karar konusunda kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

Oyuncu Nejat İşler siyasete girdi: Şimdi tam zamanı



Ardından duruşma savcısına mütalaada bir değişiklik olup olmadığını sordu. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında bir değişiklik olmadığını dile getirdi.

DOSYA SİYASİ


Ardından söz alan Elvan Ailesi avukatlarından Çiğdem Akbulut, Elvan dosyasının kamuoyuna mal olduğunu ve özel bir dosya olduğunu belirtti. Akbulut, “Berkin kaza ya da ihmal ile değil, devletin resmi kolluğu tarafından kasten öldürüldü. Dönemin ve bu günün yetkililerinin söylemleri nedeniyle bu dosya siyasi bir dosyadır. Polis, yıllarca yargıdan kaçtı. Katil ortaya çıksın diyen avukatları bu gün aramızda değiller. Ebru Timtik bunlardan yalnızca biri” diye belirtti.

'CEZASIZLIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ'


Delillerin toplanmadığını söyleyen Akbulut, “Kolluk, Elvan’ın cebinde bulduğu maytapları sürekli medyaya taşıyarak cinayeti meşrulaştırmaya gitti” dedi. Jandarma’nın yıllar sonra keşif yaptığını ve sonrasında “Biz bu konuda uzman değiliz” dediğini aktaran Akbulut, “Başından beri delil karartılmaya çalışıldı. Bu da bir tutuklama gerekçesidir. Cezasızlıkla karşı karşıyayız ve bunun son bulmasını istiyoruz” diye belirtti.



'BİLEREK VURDU'

SEGBİS’in etkisiz olacağı için bu duruma itiraz ettiklerinin altını çizen Akbulut,  bu itirazlarının can güvenliği gerekçesiyle reddedildiğini söyledi. Akbulut, “Bu dosyada karar verilmesini ve Fatih Dalgalı’ya ceza verilmesini istiyoruz. Çünkü Berkin’i bilerek vurdu. Vereceğiniz kararın polis elini silaha attığında bin kere düşünmesine sebep olmasını istiyoruz. Bir önemli talebimiz daha var. Dalgalı tek değildi, ona talimat veren amiri de vardı. Gereksiz yere gaz atan ve Berkin’in yönünü değiştiren ve ölmesine neden olan kolluk da bu cinayete dahildir. Hakkında takipsizlik verilen kolluk Kadir Hanbaloğlu’nun tekrardan dosyaya dahil edilmesini ve yargılanmasını istiyoruz” diye belirtti. 

‘BAŞINA BİR ŞEY GELMEYECEĞİNİ BİLİYORDU'

Ardından söz alan avukat Akçay Taşçı ise sanık Fatih Dalgalı’nın Berkin’i kasten vurduğuna dair görüntü tespitlerinin olduğunu ve mahkemeden izletilmesini istedi. Taşçı, “Görüntülerde sanık polisin tavırlarında bir tereddüt görünmüyordu. Sanık polis doğrudan hedef alarak, nişan alarak 1,55 boyundaki bir çocuğu başından vurarak öldürdü. Bu husumetin nerden geldiğini biliyoruz. En yukardan aşağıya kadar iktidar tarafından verildi. Bu husumet tarihseldir. Sanık, buna bakarak başına bir şey gelmeyeceğini bildiği için Berkin’i kasten öldürdü” diye belirtti.

SUÇ DUYURUSU

Söz alan avukat Can Atalay, da taş atan çocuklara cezaların verildiğini belirterek, “Sadece İstanbul’da polis 5 bin kişinin vücut bütünlüğüne zarar vermiş. Sanık, ilk önce Kadir Hanbaloğlu ile konuşuyor ondan sonra atış yapıyor. Görüyor, karar veriyor ve ilk çıkacak kişiyi vuruyor. Dalgalı ve amirleri, ekmek almaya çıkan bir çocuğu başından vurdu. O dönemde, dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan ‘kararı ben verdim’ demişti. Kendisi hakkında ve dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Türkiye’de adalet krizi hiç bu kadar derin olmamıştı” diyerek davanın geldiği aşamaya tepki gösterdi.

ANNE ELVAN: ELLERİM YAKALARINDA OLACAK


Ardından söz alan Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan,  oğlu Elvan’ın devlet tarafından öldürüldüğünü ifade etti. Başka bir çocuğun ölmemesi için mücadele ettiğini söyleyen Elvan, “Başka çocuk öldürülmesin, başka anne ağlamasın ama her gün bize bir anne katılıyor. Kesinlikle bunun sorumlusu devlettir. Bu devlet hem çocuğumu öldürdü hem de üzerinden para kazandı. Yeter artık. Olup bitenlerin sebebi yargıçlardır. Bu suçlara ortak olduğunuz için gün gün acımıza acı ekleniyor. Ben adalet istiyorum. Başka anneler aynı acıyı çekmesin. Bu katillere ceza verilene kadar ellerim yakalarında olacak. Siz ceza vermeseniz de ben bu işin peşinin bırakmayacağım. Siz ceza vermeyecekseniz o zaman bana çocuğumu verin, bana çocuğumu geri verin” diye mahkemeye seslendi.



‘SENİ VİCDAN ÖLDÜRSÜN'


Anne Elvan’dan sonra söz alan kız kardeşler Gamze Elvan ve Özge Elvan da fenalaşmalarına rağmen savunma yapmak istedi.  En ağır cezanın verilmesini istediğini söyleyen Özge Elvan, “Bununla bir nebze olsun annemin içi soğuyabilir. Burada sanki biz yargılanıyormuşuz gibi bir hava var. Biz burada Berkin’in masum olduğunu kanıtlamaya çalışıyoruz” dedi.

Gamze Elvan ise, sanık Fatih Dalgalı’ya seslenerek “Katil ölme, seni vicdanın öldürsün. Hiçbir ceza benim içimi soğutmayacak. Ne olursa olsun Berkin’in adını haykırmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından duruşmaya yarım saat ara verildi.

'8 YILDIR EVİME UCU KIRIK EKMEK GİRİYOR'

Aranın ardından söz alan Elvan’ın babası Sami Elvan 8 yıldır ailesinin acı çektiğini dile getirerek, Deniz Poyraz’ın öldürülmesine değinerek bununla acılarının tazelendiğini söyledi. Elvan, “Benim evime ekmeklerin ucu kırık gelirdi. Hakim bey, 8 yıldır evime ekmeklerin ucu kırık gelmiyor. Buradan sizin vicdanlarınıza sesleniyorum; 8 yıldır evimde her gün cenaze var.  Ekranda duran katil oğlumu öldürdü. Bütün kanıtlar ortadayken inkar ediyor. Dönemin Başbakanı arkasında duruyor. Bu ülke sizin ellerinizde. Artık bu ülkede dökülen kanı durdurun.  8 yıldır bizim çocuğumuzun geri gelmeyeceğini biliyoruz. Aynı durumlar yaşanmaması için buradayız. Siz bu adamı hapse atarsanız halk sizin arkanızda olacaktır. Defalarca bana adamlarını gönderdiler. ‘Bu bir gariban bir şekilde sustururuz’ dediler. Ama ben susmadım, susmayacağım. Ekrandaki Dalgalı sadece bir tetikçidir” İfadelerinde bulundu.

‘DEVLETİMİMİZE HİZMET EDİYORUM'

Daha sonra söz alan sanık Fatih Dalgalı, dava boyunca çok fazla konuşmadığını ve buna gerek duymadığını belirterek, “Karşı taraf sürekli suçlamalarda bulunuyor. İspatlanmış herhangi bir şey yok. Dava sürecini değiştiren husus ise İçişleri Bakanlığı tarafından verilen TOMA görüntüleri oldu. Bu görüntüler davayı bu aşamaya getirdi. Bu görüntüde yer alan kişiye benzetmek için her şeyi yaptılar. O görüntüde yer alan kişinin saç derisi ile saç derim arasında benzerlik kurmak için saçlarım kazındı. Ve yüzde 75 derecede bana benzetiler. Gaz kapsülüne ilişkin ise şunu söylemek istiyorum. Gaz kapsülü haliyle atıldıktan sonra sıcak olur. Berkin Elvan’ın kafasında yanık izin yok. Raporlar bunu gösteriyor. Ben 11 yıldır devletime hizmet ettim hala ediyorum” diyerek beraatını talep etti. 

Devamında sanık müdafileri söz alarak, suçlamaların somut delilere dayanmadığını savunarak, müvekkillikleri Dalgalı hakkında beraat talep etti. 

Savunmalardan ardından, mahkeme heyeti duruşmaya kararını açıklamak üzere 15 dakika ara verdi.

Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti polis Fatih Dalgalı hakkında kasten insan öldürme suçundan müebbet hapis cezası verildi. Ceza olası kast sebebiyle indirilerek 16 yıl 8 aya düşürüldü. Sanık tutuklanmadı, hakkında yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbiri uygulandı.














Kaynak: Yeni1mecra




Editör: TE Bilişim