Gazete Emek- Gezi davasında verilen hapis cezaları pek çok ilde protesto edildi. İstanbul'da Adalet Nöbeti’ne mesaj gönderen Can Atalay, “Geziyi savunduk, savunuyoruz ve savunacağız” dedi. 

Hukukçular, Gezi Davası’nda verilen karara tepki amacıyla Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi C Blok kapısı önünde Adalet Nöbeti gerçekleştirdi. Hukukçular, “karara” tepki amacıyla yakalarına tutuklanan avukat Can Atalay’ın fotoğrafını takarak C Blok içinde nöbet tuttu. Ardından avukatlar alkışlar eşliğinde adliye önüne çıkarak açıklama yaptı. “Herkes için adalet” pankartının açıldığı açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Emek Partisi (EMEP) Genel Yönetim Kurulu (GYK) Üyesi Levent Tüzel ve çok sayıda avukat cübbesiyle katıldı. Açıklamada sık sık “Her yer Taksim her yer direniş”, “Kurtuluş yok ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Geziyi savunduk savunacağız” sloganları atıldı.

 

Öfkenin ve kararlığın yüksek olduğunu ifade eden Özel, “Sözümüze değer veren herkese bir tek bir şey söylüyorum. Bundan sonra nereye çağrılırsanız oraya gidin. Baro sizi çağırıyorsa gidin onun toplantısına gidin. Adalet nöbetine çağrılıyorsanız adalet nöbetine gidin. Meslek örgütlerinin ve Sivil Toplum Örgütlerinin barışçıl çağrısına bedeninizle zihninizle katkı verin. Gezide olduğu gibi hep birlikte geliriz. Gezi Recep Tayip Erdoğan’ı yendi ve onu mahkum etti. Onu hazmedemediği için geziyi savunanları, mahkum etmeye çalışıyor, içeri tıkıyor, zulmediyor” diye belirtti.

 BOZDAĞ: TÜRK YARGISI BAĞIMSIZDIR

Konuyla ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan ilk açıklama geldi. 

Türk yargısının bağımsız olduğunu öne süren Bozdağ, "Dün karar sonrası çok saygısızca tepkilere de şahit olduk. Bir yandan Cumhurbaşkanımızı öte yandan hakimleri tehdit eden, hakaret eden ifadelere tanık olduk. Buradan onları kınıyorum. Türkiye hukuk devletidir, kimse yargının üstünde değildir" dedi.

'BURADAN KINIYORUM'

"Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Kararlarını vicdani kanaat ile verirler" görüşünü savunan Bozdağ, "Hiçbir makam ve mercii hakimlere emir talimat veremez. Hakimler tavsiye ve telkin kabul etmezler. Anayasa, kanun ve hukuka bağlı vicdani kanaat ile karar açıklarlar. Dün karar sonrası çok saygısızca tepkilere de şahit olduk. Bir yandan Cumhurbaşkanımızı öte yandan hakimleri tehdit eden, hakaret eden ifadelere tanık olduk. Buradan sayın Cumhurbaşkanımıza, yargıya, hakimlere dil uzatanları, ant içenleri, tehdit edenleri kınıyorum. Türkiye hukuk devletidir, kimse yargının üstünde değildir" diye konuştu.

'ABD VE ALMANYA KENDİ HUKUK SİSTEMİNE BAKSIN'

Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye egemen ve bağımsız bir devlettir, kimsenin Türkiye’nin iç işlerine karışma hakkı yoktur. Türk yargısı bağımsızdır. Ne ABD’nin ne de başka bir ülkenin Türkiye’nin yargılamasına söz söyleme hakkı yoktur. ABD kendi hukuk sistemine, Almanya kendi hukuk sistemine baksın."

GEZİNİN RUHUYLA DİKTATÖR GİDECEK 

 

Tek başına kurtuluşun olamayacağını vurgulayan CHP Milletvekili Özgür Özel, “Hepimizin hep birlikte, omuz omuza yürek yüreğe vermemizle olacak. Biz, bu diktatörü, gezi ruhuyla gezinin başardığı gibi bir kez daha yeneceğiz. Buna söz veriyoruz” dedi. 

 

‘KARAR ÖLDÜRME KARARIDIR’

 

Gezi davası kararının sarayda yazıldığını belirten CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Karar sadece tebliğ edildi. Bize hep soruyorlar, ‘bu davayı değerlendirir misiniz?’ Biz bu davayı değerlendirmeyiz. Çünkü, hukuk zemininde yürümedi. Şunu söyleye bilirim, ha silah çekmişsiniz bir adamı sokak ortasında öldürmüşsünüz, ha bir adamı silah zoruyla cezaevinde tutmuşsunuz. Hiçbir farkı yok. Bu verilen kararda, aynı mantıkla verilmiştir. Bir öldürme kararıdır. İnsanları zorla, hukuk dışı yöntemlerle içerde tutma kararıdır. Hukuk değildir. Hiçbir şekilde adaletle açıklanamaz. Burada bir kez daha söylüyorum, yakın o zaman bunların hepsinin hesabını soracağız. Bunlar gibi değil adil bir şekilde soracağız” diye konuştu. 

 

CAN ATALAY’IN MESAJI 

 

Gezi davasında 18 yıl hapis cezası verildikten sonra Silivri Cezaevinde gönderilen avukat Can Atalay’ın adalet nöbetini gönderdiği mesaj, meslektaşları tarafından okundu. Mesajda, şöyle denildi: “Ülkenin gündemi, açlık, yoksulluk ve örneğin gıda güvenliği olması gerekirken, hiçbir hukuk kuralı tanımadan saçma sapan şeylerle meşgul ediyorlar. Biz İstanbul’un kent merkezinde son kalan müşterek, kamusal bir yeşil alanı ve afet sonrası bir alanı savunduk. Polisin şiddetine karşı çıkan, her bir insanımız, kendi itirazını aldı geldi. Taksim gezisi, farklı fikirlerin, farklı dünya görüşlerinin çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir ortamda barış içinde yaşayabileceğimizin somut bir kanıtıdır. Taksim gezisi, ekmeği paylaşmanın imecenin tadını bu memlekete anımsatandır.  Gezi bu toprakların, eşitlik, özgürlük ve adalet umududur. Gezinin toplumsal politik ya da hukuki bakiyesini ancak onurla taşırız. Geziyi savunduk, savunuyoruz ve savunacağız. Adalet istiyoruz. İnsan, hava ve su için adalet istiyoruz. Hep birlikte mücadele edeceğiz, hep birlikte kazanacağız.”

 

‘SARAYIN KORKUSU HALK KORKUSU’

 

Verilen kararın hukuki olmadığının altını çizen HDP milletvekili Oya Ersoy da “Tamamen talimatlı yargının, sarayın egemenliği, çıkarı için vermiş olduğu bir karardır. Bedel ödetilmek istenen arkadaşlarımız, her zaman yanındayız. Ama bu bedeli ödetmek isteyen ve siyaseten yenemediklerini yargıyı tetikçi olarak kullanıp talimatlı, yargıyla, cezaevlerine koyarak halkı biat ettireceğini sanan Tayip Erdoğan’a sesleniyorum o hayallerden vazgeç. Bu halk Gezi’de olduğu gibi hayatın hiçbir aşamasında sana biat etmeyecek, kul olmayacak. Biz Gezi’de bu ülkenin bütün renkleri ile birlikte tarih yazdık. Ve biz kadınlar, eşitlik ve özgürlük içinde yaşayacağımızı Gezi’de size gösterdik. Sarayın ve Tayip Erdoğan’ın korkusu da budur. Korkusu halk korkusu ve kadınların yarattığı korkudur” diye belirtti.

 

ADALETİ YUTAN KARADELİK

 

Gezi davasında bir mesajın verildiğini dile getiren TİP Milletvekili Ahmet Şık ise, “Dediler ki; biz dereleri kurutmaya devam edeceğiz, ağaçları kesmeye devam etmek istiyoruz. Devleti siyasi bir mafya ya bürünerek soymaya devam etmek istiyoruz dediler. Kısaca söylüyorlar ki biz zalimliğe devam etmek istiyoruz diyorlar.  Yapıyorlar mı evet yapıyorlar. Bu karar hepimize diyor ki; eğer ki bu zorlu mücadelede ‘eğer ben galip çıkarsam hepinizi cezaevine göndereceğim’ diyor. Şimdi bir karar vakti. Yapabiliyorlar, çünkü bir itiraz yok. İtiraz etme zamanı.. Burada bir suç örgütü var. Bütün adliyeler adaleti yutan bir kara delik. Herkes ama herkes bu suç imparatorluğuna yapışmış durumda” diye konuştu. 

 

Nöbet sloganlar eşliğinde sonlandırıldı.

 

ANKARA 

 

Ankara Barosu, Adalet İçin Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi, Hukukçular Hukuk Dayanışması, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi ve Toplumsal Hukuk, dün İstanbul’da görülen Gezi davasında verilen karara ilişkin Ankara Adliyesi önünde açıklama gerçekleştirdi.

 

Adliye binası içerisinde, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganıyla  yürüyüş gerçekleştiren hukukçular, adliye binasının ana kapısında bir araya geldi. Burada hukukçular ile polisler arasında kısa gerginlik yaşandı. Hukukçular adına açıklamayı Ankara Barosu Başkanı Eren Turan yaptı. 

 

Gezi eylemlerinin Türkiye’deki ifade hürriyetinin en yalın ve doğrudan kullanıldığı bir dönem olarak tarihimizdeki yerini aldığını söyleyen Turan, bu eylemle ilgili yapılan yargılama sonucu verilen kararın toplum vicdanında kabul görülmeyen, hukuk ve adaletle bağdaşmadığını ifade etti. 

 

Turan, “Maalesef hukuk devleti vasfını günbegün kaybetmekteyiz. Siyasi mülahazalar yargı eliyle hüküm haline getirilmekte, yargı günlük siyasi politikaya alet edilmektedir. Bu durum kabul edilebilir değildir. Anayasal hakkın kullanımından ibaret olan eylemin anayasal bir suç olarak vasıflandırılması suretiyle, anayasal hakkını kullanan bireylerin sanık sandalyesine oturulması ve toplumun adalet duygusuna meydan okurcasına mahkum edilmesi; kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulandığı ve yargının bağımsız olduğu bir hukuk devletinde mümkün değildir” dedi.

 

‘HUKUKA OLAN İNANÇ YARA ALDI’

 

Gezi’nin vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinden olan toplantı ve gösteri yürüyüşünü etkin bir biçimde kullanıldığı bir eylem olduğuna dikkat çeken Turan, “Hak ve özgürlüklerini kullanan vatandaşlarımızın sanık sandalyesine oturtularak mahkum edilmesi, toplumun vicdanında kabul görmemiş ve vatandaşlarımızın hukuka olan inancı bir kez daha ağır bir yara almıştır. Yargılamanın her aşaması ve sonunda verilen karar hukuk tarihimize sürülmüş kara lekedir” diye belirtti.

 

EMEK MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN AÇIKLAMA 

Emek ve meslek örgütleri ile siyasi partiler Gezi davası kararını protesto etmek için Ankara Ulus Meydanı’nda, basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Tabip Odası, Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası katıldı.

Açıklamayı Disk İç Anadolu Bölge Temsilciliği üyesi Özgür Topçu ve TMMBO Yönetim Kurulu üyesi Emin Korkmaz okudu.

“Gezi Direnişi'nin suçluları, gencecik çocuklarımızın katilleridir” denilen açıklamada “Gençlerimizin sakat kalmasına yol açanlardır. Ölümcül polis şiddetinin talimatını verenlerdir. Gezi Parkı’na sahip çıkmak cezalandırılamaz. Parka sahip çıkanlara yöneltilen polis şiddetine tepki göstermek suç değildir. Bu süreçte polis şiddeti ile hayatını kaybeden ve yaralanan gençlere sahip çıkmak suç değildir. Emek ve meslek örgütleri olarak bu hukuksuzluğu reddediyoruz. Başta 'Gezi Parkı park olarak kalsın' diyen arkadaşlarımıza ve demokratik hakkını kullanan yurttaşlara yönelik bu cezalar kabul edilemez. Ülkemizdeki bu karanlık kalkana kadar her yerde, ‘Her yer Taksim her yer Gezi’ demeye devam edeceğiz” denildi.

DEMİRTAŞ'TAN SERT TEPKİ 

Twitter hesabından bir paylaşım yapan Demirtaş, "Gezi dört duvara sığmaz. Halen mi öğrenemediler, korku korksun bizlerden" ifadelerini kullandı.

Bugün partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Geneş Başkanı Pervin Buldan da davayla ilgili "Gezi'de verilen cezalar tüm topluma yönelik verilen bir gözdağı. Hak, eşitlik, özgürlük taleplerini; yargı kumpaslarıyla engelleme girişimidir." şeklinde konuşmuştu.

MARDİN 

KESK Mardin Şubeler Platformu da Gezi Davası’nda verilen karara ilişkin şube binalarının önünde açıklama yaptı. Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının da destek verdiği açıklamaya HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar da kaldı. Açıklamada "Karanlık Gider Gezi Kalır. Gezi'yi Savunuyoruz" pankartı açıldı. KESK adına açıklamayı Eğitim Sen Şube Eşbaşkanı Mustafa Bozan yaptı. 

Gezi Davası boyunca yaşananları anlatarak verilen kararın hukuki olmadığını belirten Bozan, Gezi eylemlerine katılımın suç delili olarak gösterilmesinin demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olduğunu söyledi. Gezi Davasında verilen karar ile topluma gözdağı verilmek istendiğini belirten Bozan, "Eğer bir Gezi yargılaması yapılacak ise bunun gezi direnişi sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Hasan Ferit Gedik, Medeni Yıldırım ve Berkin Elvan’ın faillerinin bulunarak usulüne uygun yargılanması ile olacağını belirtmek isteriz. Unutmayalım ki, adalet herkese gerek" ifadelerini kullandı. 

'TEK YOL DİRENMEK'

Açıklamanın ardından HDP'li Pero Dündar söz aldı. Gezi Davasında verilen kararların topluma dönük bir mesaj olduğunu belirten Dündar, benzer durumun HDP'li siyasetçilerin yargılandığı davalarda da ortaya çıktığını söyledi. KCK, Kobanê ve HDP kapatma davalarında verilen yaşandığı gibi Gezi Davasında da iktidarın talimatlarına göre hareket eden savcı ve hakimlerin karar verdiğini dile getiren Dündar, iktidarın muhalefetin tamamını cezalandırmak istediğini söyledi. İktidarın politikalarının toplumu sindirmeye dönük olduğunu ifade eden Dündar, "Bu nedenle önümüzde sadece bir yol var. Ya direneceğiz, mücadele edeceğiz ya da teslim olacağız. Bizim için tek yol direnmekten geçiyor" dedi. 

VAN

Van Emek ve Demokrasi Güçleri, Gezi davasında verilen karara ilişkin, Perihan Aydın İş Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın yapıldığı alanda “Gezi umuttur umut bitmez”, “karanlık gider gezi kalır”, “Gezi  gel bixwe ye naye derizandin” pankart ve döviz açılırken, yüzlerce kişinin katıldığı açıklamada, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganı attı.

Açıklamada konuşan KESK Van Dönem Sözcüsü İbrahim Çelik, Gezi Davası yargılamalarının adil olmadığını belirterek,  “Kurgu senaryolarla ve otokratik yönetim özlemleriyle toplumsal muhalefet sindirilmeye, susturulmaya çalışılmaktadır. Bu yargılama, yargının siyasallaşması, siyaset tarafından kullanılmasının, cezalandırılmak istenen kişiye göre suç yaratma teşebbüsünün ve sadece hukuk normlarının değil, mantık kurallarının da hiçe sayılarak delil yerine komplo teorileri kullanma faaliyetinin açık bir örneğidir. Barışçıl toplanma hakkı kapsamında, Gezi Parkı eylemlerinin düzenlenmesinin, organize edilmesinin ve katılım sağlanmasının suç delili olarak değerlendirilmesi, demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olup kabulü mümkün değildir” diye konuştu.

DERSİM

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Gezi Davası kararını Seyit Rıza Meydanı’nda yaptıkları açıklama ile protesto etti. Açıklamada “Ferman Padişahın Gezi Milyonların” ile “Karanlık Gider Gezi Kalır” pankartının açıldığı açıklamada, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” ve “Gezi halktır yargılanamaz” sloganları atıldı.

Platform adına açıklamayı EMEP Dersim İl Başkanı Ergin Tekin okudu. Yargı kararlarının siyaseten ve iktidar sözcülerinin talimatlarıyla verildiği dikkat çeken Tekin, “Artık, birleşme zamanıdır. Amasız, fakatsız; emek ve demokrasi güçleri birleşmelidir. Tek adam yönetimi son bulmalıdır” diye belirtti.

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu olarak verilen hukuksuz kararı reddettiklerini ifade eden Tekin, objektif ve tarafsız bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.

MERSİN

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Gezi davasında verilen hapis cezasını protesto etti kararı protesto etti. Kushimoto Sokağı’ndan Özgecan Aslan Barış Meydan’na kadar yürüyüşe geçen kitle sık “Her yer gezi her yer direniş”, “Gezi şehitleri ölümsüzdür” sloganları atıldı. “Karanlık gider gezi kalır hepimiz oradaydık gezi onurdur” pankartının açıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtalan, sendika ve siyasi parti yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı.

Kitle adına konuşan Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Kemal Göksoy, karara tepki göstererek verilen kararın siyasi olarak verildiğine dikkat çekti.

Ardından konuşan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtalan, Gezi’nin onurlu bir mücadele olduğunu, ve kendilerinin de orada olduklarını belirterek, “Yargı Türkiye’de bağımsız değil. Bunun en iyi örneği Gezi  ve Kobane Kumpas Davasıdır. Gezi’de AKP’nin aday adayı mahkeme heyetinde olması, Kobane Davası’nda ise onca sahte delillere rağmen arkadaşlarımızın tutuklanması bunu kanıtlıyor. Bizler bunlara karşı mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.

ADANA

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri de kararı protesto etti.  Atatürk Parkı’nda yapılan açıklamaya HDP Adana Milletvekili Tülay Hamitoğulları’da katıldı.  Demokrasi güçleri adına açıklamayı okuyan İnsan Hakları Derneği (İHD)Adana Şubesi Başkanı Avukat Yakup Ataş “Türkiye Cumhuriyeti tarihi maalesef, eşitliğin hiçe sayıldığı, adil olmayan yargılamalarla doludur” dedi.

Ataş, milyonlarca insanın demokratik haklarını kullanması sonucu meydana gelen Gezi eylemlerinin kriminalize edilmez olduğunu belirterek, Mahkemenin aldığı bu kararın hukuki olarak meşru olmadığını biliyoruz. Bu karar hukuki değil siyasi bir karardır. Kobani davası, HDP kapatma davası, Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının yargıladığı dava son olarak da Gezi davasında verilen  kararın ve işletilen pratiğin yalnızca siyasi bir kin meselesi olmadığını, seçimlere nasıl gidileceğine dair bir işaret, özgürlük, demokrasi ve İnsan hakları talebi olan milyonlarca insana verilmiş bir gözdağı olduğunun farkındayız” şeklinde ifadeler kullandı.

ANTALYA

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri de kararı Attalos Heykeli önünde toplanarak protesto etti. Açıklamada kitle “Her yer gezi her yer direniş” sloganları attı. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklama yapan KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Devrim Mol karara tepki gösterdi.

Mol, “Gezi’nin birleşik ve dayanışmacı mücadele anlayışıyla bu karanlığa son vereceğiz. Gezi’yi savunuyoruz, arkadaşlarımızın yanındayız! Biz Gezi’yiz, Gezi halktır ve eninde sonunda halk kazanacak” dedi.

HATAY

Hatay’da da karar protesto edildi. Uğur Mumcu Meydanı’nda bir araya gelen kitle, “Her yer gezi her yer direniş” diye slogan attı. 

NAGEHAN ALÇI: BU İŞTE BİR TUHAFLIK VAR, BURNUMA GARİP KOKULAR GELİYOR 



 

Sosyal medyada tepki yağan karara iktidara yakınlığıyla bilinen Habertürk gazeteci yazarı Nagehan Alçı'dan da sert tepki geldi.

"TÜRKİYE'DE HİÇBİR ŞEYE ŞAŞIRMAMAYI ÖĞRENDİM SANIRDIM, YANILMIŞIM'

"Türkiye’de hiçbir şeye şaşırmamayı öğrendim sanırdım. Yanılmışım. Gezi davasında mahkemeden çıkan dünkü karar beni şok etti. İnanamadım. Nutkum tutuldu. Elbette adaletli bir karar beklemiyordum. Fakat bu derece aşırı ve provokatif bir karar da beklemiyordum" diyen Nagehan Alçı, 4.5 senedir tutuklu olan Kavala'ya bu süreyi absorbe etmek için 10-12 sene verilmesini, zaten tutuklu olmayan diğer isimler için de beraat kararı çıkmasını beklediğini söyledi. Ardından şu ifadeleri kullandı:

'İRRASYONEL VE MANTIKSAL BAĞLAMI OLMAYAN BİR KARAR, KAMUOYUNU İKNA ÇABASI BİLE YOK'

"Bu davada minareyi çalıp kılıf hazırlamak da yok. Tamamen irrasyonel ve hiçbir mantıksal bağlamı olmayan bir karar. Bu kararda bir mantığa büründürme ve kamuoyunu ikna çabası bile yok. Türkiye’de yasama kurumu var, yürütme kurumu var ama yargı kurumu olup olmadığından maalesef artık emin değilim.

'YİĞİT EKMEKÇİ İLE ZAMAN ZAMAN BİR ARAYA GELİRDİK'

Vicdanlı hakimler ve savcıların da bu görüşüme iştirak edeceğine inanıyorum. Dün hüküm açıklanınca Yiğit Ekmekçi’yi aradım ama ulaşamadım. Herhalde ben aradığımda cezaevine gitmek için adli işlemleri yapılıyordu.

Ekmekçi ile zaman zaman bir araya gelir ve davanın gidişi hakkında fikir alışverişi yapardık. Üniversitelerde başörtüsü yasaklarının sürdüğü dönemlerde Bilgi Üniversitesi’nde demokrat duruşu ile öne çıkmış ve başörtüsü yasaklarına karşı durmuş bir akademisyendir Ekmekçi.

'BU İSİMLERİN İDDİA EDİLEN SUÇLARI İŞLEMİŞ OLMA İHTİMALLERİ YOK'

Hakan Altınay da tıpkı Ekmekçi gibi gerçek bir özgürlükçü ve demokrattır. Ekmekçi, Hakan Altınay, Çiğdem Mater ve diğerleri… Bu isimlerin iddia edilen suçları işlemiş olma ihtimalleri yok! Kavala ile ilgili iddianame hakkındaki görüşlerimi zaten biliyorsunuz. Dayanaktan yoksun, hukukilikten uzak, temeli zayıf, tamamen uydurma bir dava süreci.

'BU İŞTE BİR TUHAFLIK VAR'

4,5 yılın sonunda böyle bir karar verilebilmiş olmasını hakikaten aklım almıyor. Bu işte bir tuhaflık var. Burnuma garip kokular geliyor. Bu tuhaflığın ve garabetin perdesi kaldırıldığında hakikatin görüleceğine inanmak istiyorum"


 


 

Editör: TE Bilişim