Gazete Emek-

TBMM’deki AKP Grup Toplantısı’na katılan AKP ve Cumhurbaşkanı Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yerli koronavirüs aşısının en geç Nisan ayında uygulama aşamasına geleceğini söyleyen Erdoğan, Cumhur İttifakı için de, “Sayın Bahçeli’nin de dün dediği gibi bu ittifak kirli pazarlıklarla kurulmamıştır” dedi. Erdoğan, Selahattin Demirtaş’ın kitabının okunmasını tavsiye eden Bülent Arınç için de, “Beni rencide etti” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Kürt sorunu ve kayyum atamalarına ilişkin ise şunları söyledi:

“Ne Kürt sorunu ya? Güneydoğu’daki ulaşıma bakın. Kayyımlarla tüm bölgede tepeden tırnağa düzenlemeleri yaptık. Bambaşka bir Diyarbakır, bambaşka bir Siirt var, bambaşka bir Şırnak var.”

“YERLİ AŞI NİSAN’DA UYGULAMAYA HAZIR OLACAK”

Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

Salgının seyrini bir an önce aşağıya çekmemiz gerekiyor. Aldığımız tedbirlerin yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Salgının seyrinin önüne geçemezsek daha can acıtıcı tedbirler uygulamak zorunda kalabiliriz. TMM diye ifade ettiğimiz tedbirlere ne kadar sıkı riayet edersek diğer tedbirlere o kadar az gerek olur. Kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik. En geç Nisan’da kendi geliştirdiğimiz aşıyı da uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz aşıyı da en uygun şartlarda inşallah tüm insanlığın hizmetine sunmak düşüncesindeyiz.

“GEMİMİZDE SİVİL MÜRETTABATI TACİZ ETTİLER”

Bizim kimsenin hiçbir ülkenin toprağında egemenliğinde gözümüz yoktur. Terör tehdidinin bertaraf edilmesi bölgesel ihtilafların önlenmesi için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. DEAŞ ile göğüs göğse çarpışan tek NATO ülkesi biziz. Kahraman komandolarımız Barış Pınarı Harekat Bölgesi’nde 17 teröristi etkisiz hale getirdi. Rum Yunan tarafının provokasyonlarına Doğu Akdeniz meselesinde daima sabırlı soğukkanlı davrandık. En son bir sivil gemimize Libya’ya insani ihtiyaçları karşılayacak gemimize saldırı oldu. Bunun uluslararası hukukta yeri yok. Sivil mürettebatı taciz ettiler. Ülkemizin desteği sayesinde Azerbaycan toprağı olan Karabağ’daki Ermeni işgali sona ermiş, kalıcı çözüme yönelik umutlar ilk defa artmıştır. 30 yıllık gecikmeyle de olsa Karabağ’da Azerbaycan bayrağı dalgalanmaya başlamıştır. Sayın Putin ile görüştüm. Türkiye, Azerbaycan ve Rusya olarak bölgede barışın güvencesi olacağız.

“EKONOMİDE YATIRIM, ÜRETİM, İHRACAT SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ”

Milletimizin sağlığıyla birlikte işinin aşının eğitiminin de sorumluluğu üzerimizde. Salgın tedbirlerini buna göre hayata geçirmeye çalışıyoruz. 2021 yılını ülkemiz için kayıpları azaltma ötesinde bir kazanç dönemine dönüştürmeye çalışıyoruz. 83 milyon olarak hep birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Olağanüstü dönemler olağanüstü çabalar gerektirir. Salgının bizi hedeflerimizden uzaklaştırmasına dikkatimizi dağıtmasına imkan vermeyeceğiz. Nice badireler gibi bunun da üstesinden geleceğiz. Ekonomik sıkıntıları çözmek için her türlü önlemi alıyoruz. İstihdamı korumaya yönelik önlemlere önem veriyoruz. Ekonomide yeni bir yatırım, üretim, ihracat seferberliği başlatıyoruz. Bütçe görüşmelerinin ardından reformları hayata geçireceğiz. Hukuk reformlarını da hızlandırıyoruz. Salgın nedeniyle ihtiyaç duyulan adımlar da atılmaya devam edilecektir. Milletimize sözümüz olan İnsan Hakları Eylem Planını ekonominin temeli olan güven iklimini de artıracak şekilde genişleterek en kısa sürede son halini vereceğiz. Bu çerçevede yapılan hazırlıkların insan haklarıyla ilgili tüm kesimler yanında ekonomi yönetimi ve iş dünyasıyla da istişare ederek grubumuz vasıtasıyla Meclisin takdirine sunacağız.

“HALA PARLAMENTER SİSTEMİ SAVUNANLAR VAR…”

Hâlâ parlamenter sistemi savunanlar var. Türkiye yıllarca bu sistemi denedi, koalisyonlarla bu ülke ne hale geldi. Cumhur İttifakı, Türkiye’nin en geniş tabanlı ‘siyasi dayanışma’ örneğidir. Dün Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi bu ittifak gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir. Bu ittifakın tek amacı ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaştırmaktır. Bizim demokrasiden, hukuktan, adaletten yana en küçük bir sıkıntımız olmadığının ispatı 18 yıllık iktidar geçmişimizdir. İnşallah önümüzdeki hukuki ve ekonomik reform gündemini de yine Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz.

“KİTABI OKUNMASI İSTENEN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SAVUNUCUSU”

Niçin kayyum atanıyor diyenlere sesleniyorum. Bunlar maalesef oralarda devletten aldıkları imkanı dağa gönderenlerdi. Gönderemedikleri için çukur açtılar. Kayyumlarla beraber tüm bölgeyi tepeden tırnağa düzenlemeleri yaptık. 15 yıl önce o bölgeye gidenler şimdi gittikleri zaman tanımıyorlar. Biz bu millete hizmet için varız. Barış için geldik, nerede terör terörist varsa ezmek için varız. Hadi yeminli Türkiye düşmanlarını anladık, hadi CHP gibi onların içindeki tetikçilerini de anladık. Peki yıllarca bu mücadeleyi birlikte verdiğimiz kimilerinin de aynı trene binmesine ne demeli? Neymiş, filancalar filancalar niye hâlâ hapisteymiş. Bunları herhalde ödüllendirecek halimiz yok. Bu teröristlerden birinin yazdığı kitabı herkesin okumasını tavsiye etmesi beni rencide etti. Kitabı okunması istenen bölücü terör örgütünün siyaset maskesi takmış savunucusudur.”

“CHP’NİN BAŞINDAKİ ZAT…”

Hakareti siyaset sanan tek parti faşizmi artıkları ve onların peşinden gitmeyi kendilerine yedirenler var. CHP’nin başındaki zat, ‘Hâlâ bu iktidarın peşinden giden öğretmen varsa ben ona öğretmem demem’ diyerek faşizmin en sefil örneklerinden birini, hem de öğretmenler gününde tekrar sergilemiştir. Yahu haddini bil. Bir taraftan biz başöğretmenin kurduğu partiyiz diyeceksin, öbür taraftan kalkıp öğretmenlerimize saygısızlık yapacaksın. Bay Kemal şunu bil; biz ‘Bana bir harf öğretenin kölesiyim’ diyen medeniyetin mensuplarıyız. Sen öğretmenlerimize saygısızlık yapsan da öğretmenler bizim başımızın tacıdır.

Kaynak: dokuz8haber 

Editör: TE Bilişim