Gazete Emek- Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı ve  Silivri’de tutuklu bulunduğu dönemde Biden’in ailesiyle görüştüğünü belirten Dündar, “Türkiye’de, yine o Suriye sınırındaki bir Erdoğan operasyonunu afişe ettiği için hapsedilmiş bir gazetecinin ailesiyle buluşarak, adeta yeni bir mesaj veriyordu” görüşünü savundu. 

Dündar yazısında, "Biden görüşmede o zaman henüz 18 yaşında olan Ege’ye, basın özgürlüğü konusunda Türk hükümetine uyarılarının süreceğini söylemiş ve Thomas Jefferson’ın ünlü sözünü hatırlatmıştı: 'Bana, basınsız bir hükümet ile hükümetsiz basın arasında seçim yap derseniz, hiç duraksamadan ikincisini seçerim.' Bu gece ABD seçimini Jo Biden’ın kazanması halinde tabii ki Washington yine siyasi-ticari-askeri çıkarları doğrultusunda hareket edecektir, ama hiç değilse Beyaz Saray’da, medya nefretinde Erdoğan’la yarışan bir işadamı değil, 'hükümetsiz bir basın”ı tercih eden bir siyasetçi oturuyor olacak. Ve Erdoğan’ın işi, bir kat daha zorlaşacak." ifadesini kullandı. 

CAN DÜNDAR ANISINI ANLATTI

Can Dündar'ın Artı Gerçek'te yayınlanan yazısı şu şekilde:

Kulağa tuhaf gelecek, biliyorum: ama bizim aile Jo Biden’ı tanır.

2016 yılı Ocak ayıydı. Ben Silivri’deydim. Eşim Dilek, görüşe geldi. Pencerenin arkasındaki plastik sandalyeye oturdu. Dahili telefonu eline aldı ve “Yolda Amerikan elçiliğinden aradılar. Jo Biden benimle görüşmek istiyormuş” dedi.

Saldırı sonrası tansiyon yükseliyor! Barzani'den PKK çağrısı

Bu, önemliydi, çünkü daha 4 ay önce Biden CNN’e IŞİD tehdidinden söz ederken Erdoğan’ın kendisine, “Siz haklıydınız, çok fazla insanın Suriye’ye geçişine izin verdik” dediğini söylemişti. Erdoğan bunun üzerine, “Biden bunu söylediyse benim için tarih olur” demişti. Ankara’nın “Biden özür diledi” açıklaması da Başkan Yardımcısının, “Asla özür dilemedim” demeciyle yalanlanmıştı.

Bu gerilimin üzerine Biden Türkiye’de, yine o Suriye sınırındaki bir Erdoğan operasyonunu afişe ettiği için hapsedilmiş bir gazetecinin ailesiyle buluşarak, adeta yeni bir mesaj veriyordu.

22 Ocak günü, eşim ve oğlum, İstanbul Conrad Otel’de Biden ile buluştular. Otel çıkışında Ege’nin basına yaptığı açıklamayı Silivri’de televizyondan izledim. Diyordu ki: “Bana, çok cesur bir babam olduğunu söyledi. ‘Onunla gurur duymalısın’ dedi”.

Biden görüşmede o zaman henüz 18 yaşında olan Ege’ye, basın özgürlüğü konusunda Türk hükümetine uyarılarının süreceğini söylemiş ve Thomas Jefferson’ın ünlü sözünü hatırlatmıştı:

Fatih Altaylı: Deprem vergileri yollara, köprülere gitmedi, nereye gittiğini ben size söyleyeyim

“Bana, basınsız bir hükümet ile hükümetsiz basın arasında seçim yap derseniz, hiç duraksamadan ikincisini seçerim.”

Washington’un Erdoğan’dan sıtkının sıyrıldığı anlaşılıyordu. Nitekim bir süre sonra Biden, Amerikalı Demokrat milletvekillerine Türkiye ziyaretiyle ilgili bilgi verirken, “Erdoğan ile fazla zaman harcadım, ama sonunda gerçeği anladı” diyerek yine Saray’da tüyleri diken diken edecekti.

Kıssadan hisse: Bu gece ABD seçimini Jo Biden’ın kazanması halinde tabii ki Washington yine siyasi-ticari-askeri çıkarları doğrultusunda hareket edecektir, ama hiç değilse Beyaz Saray’da, medya nefretinde Erdoğan’la yarışan bir işadamı değil, “hükümetsiz bir basın”ı tercih eden bir siyasetçi oturuyor olacak. Ve Erdoğan’ın işi, bir kat daha zorlaşacak.

Editör: TE Bilişim