Gazete Emek-AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Artık güvenli bölge kurulması için müttefiklerimizle beraber müşterek harekat merkezi kurulması, ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin bu güvenli bölge kurulduktan sonra bu güvenli bölgeye dönmeleri şekildeki planların yapılması söz konusu olacak. Tabii meselenin kağıt üzerinde karar verilmesi kadar sahadaki gerçekliğinin de buna uygun olarak inşa edilmesi gerekir. Türkiye de uzun zamandır bu meseleyi hassasiyetle, başarıyla yönetiyor. Fakat enteresan hadiseler de oluyor, Türkiye'yi bütün dünya takdir ederken, eleştiri sadece ve sadece CHP'den geliyor" dedi.
,
Çelik, beraberinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu ile partisinin Yüreğir Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen İl Danışma Meclisi Toplantısı ve ardından düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı.

Burada bir konuşma yapan Çelik,  "Türkiye, kendi ülkesi için refah istediği gibi aynı zamanda etrafındaki coğrafyada, komşuları ve bölge insanı için de barış isteyen bir ülkedir. Kendi güvenliğimizi ne kadar önemsiyorsak, komşularımızın güvenliğini, etrafımızdaki coğrafyaların güvenliğini de o kadar önemsiyoruz." diye konuştu.

Çelik, AKP'nin Türkiye için istediği her şeyi bütün bölge ülkeleri için de istediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Fakat arzu etmediğimiz olaylar gelişti. Halkların zenginliğini, barışını ve istikrarını isterken etrafımızda gelişen olaylar, bugün gördüğünüz gibi, Suriye'de ortaya çıktığı gibi birtakım istikrarsızlıkların ortaya çıkmasına yol açtı. İlk başta daha bu olaylar oluğunda Sayın Cumhurbaşkanımız 'Suriye'de bir güvenli bölge kurulsun, ölümden kaçan Suriyeliler Suriye'nin içindeki bu güvenli bölgede bulunsun' derken, maalesef dostlarımız ve müttefiklerimiz bu önerinin kıymetini bilemediler. Neticede, ölümden kaçan insanlara yüreğimizi açtık, gölümüzü açtık. Bütün dünyanın vicdanı olarak mükellefiyetimizi yerine getirdik. Yalnız kaldık, eleştirildik ama hiçbir insanı ölüme terk etmedik. Çünkü büyük bir devletin mirasçılarıyız."

'CUMHURBAŞKANIMIZIN TEZİ KABUL EDİLMİŞ OLSAYDI SURİYE'DE BUNLARIN HİÇBİRİ YAŞANMAYACAKTI'

Çelik, Suriye sınırında kurulacak güvenli bölgeye ilişkin de değerlendirmede bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

Milli Mücadele'nin 100. yılı nedeniyle, 11. Büyükelçiler Konferansı'nın son gününde Samsun'a gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve beraberindeki Büyükelçiler, özel bir otelde Sahada ve Masada Güçlü Diplomasi konulu konferansa katıldı. Çavuşoğlu, burada konuşma yaptı.

"Şimdi gelinen noktada bu kadar acı çekildikten sonra geçen gün açıklandı. Suriye'nin kuzeyinde, ülkemize karşı oluşturulmaya çalışılan terör devletçiğine karşı, Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı Harekatı ile verdiğimiz cevaplardan sonra burada Türkiye'nin kontrolünden güvenli bir bölge kurulmasını istedik. Niçin? Burada terör devleti olmasın, burada mazlum halklara zulmeden, zalimlik yapan, Kürt'ü, Türkmen'i, Arap'ı herkesi topluca mazlum durumuna düşüren birtakım oluşumlar, arkalarına birtakım siyasi güçleri alarak burada terör devletçikleri kurmasın diye. Cumhurbaşkanımız tarafından dillendirilen bu teze uzun zaman boyunca itiraz edildi. Bu tez kabul edilmiş olsaydı bu olayların hiçbiri yaşanmayacaktı, hiçbiri gerçekleşmeyecekti. Bu kadar insan hayatını kaybetmeyecek, bu kadar mazlum ortaya çıkmayacaktı."
Türkiye'nin, Suriye konusunda ortaya koyduğu iradenin önemine değinen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

"Şimdi gelinen noktada ortaya koyduğu irade, diplomasi, sahada bulundurduğu varlığıyla Cumhurbaşkanımızın kararlılığıyla, devlet politikalarının hassasiyetle uygulanmasıyla bu olayda yeni bir aşamaya geçmiş bulunuyor. Artık güvenli bölge kurulması için müttefiklerimizle beraber müşterek harekat merkezi kurulması, ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin bu güvenli bölge kurulduktan sonra bu güvenli bölgeye dönmeleri şekildeki planların yapılması söz konusu olacak. Tabii meselenin kağıt üzerinde karar verilmesi kadar sahadaki gerçekliğinin de buna uygun olarak inşa edilmesi gerekir. Türkiye de uzun zamandır bu meseleyi hassasiyetle, başarıyla yönetiyor. Fakat enteresan hadiseler de oluyor, Türkiye'yi bütün dünya takdir ederken, eleştiri sadece ve sadece CHP'den geliyor."

Çelik, "Orta Doğu'yu Orta Doğululara bırakalım, biz bu işe karışmayalım." ifadesini kullananları eleştirerek, "Dünyanın bütün 'Süper Güçleri' orada ama nedense CHP bizim orada olmamızı arzu etmiyor." dedi.

TEKSAS'TAKİ TERÖR SALDIRISI

Çelik, Yeni Zelanda'da 51 Müslüman'ın öldürüldüğü terör saldırısını anımsatarak, "En son Yeni Zelanda'da bir saldırı meydana geldiğinde, oradaki katilin geride bıraktığı manifestoda Cumhurbaşkanımızın öldürülmesinden Osmanlı'nın geçmişine ve bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin durdurulması gerektiğine dair uzun uzun analizler vardı. Niçin Türkiye Cumhuriyeti'nin durdurulmasını söylüyor, niçin Cumhurbaşkanımızı hedef alıyor? Çünkü bizim her türlü ırkçılığa, her türlü nefret suçuna karşı, İslam düşmanlığına, antisemitizme karşı en güçlü sese sahip olduğumuz herkes tarafından biliniyor. Türkiye aynı anda hem Batı'ya hem Doğu'ya konuşabilen büyük bir birikime sahip." ifadesini kullandı.

ABD'nin Teksas eyaleti El Paso şehrinde meydana gelen ve 20 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısını kınadıklarını vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:


"Çok üzüldüğümüz, büyük bir başsağlığı dilediğimiz saldırı Teksas'ta meydana geldi. Burada ortaya koyduğumuz politikanın ne kadar haklı olduğu bir kere daha görüldü. Teksas'taki saldırıyı gerçekleştiren katil, Yeni Zelanda'daki katliamı gerçekleştiren katile selam söylüyor. Orada Müslümanları öldürenlerle ABD'de Hristiyanları öldürenler arasında nasıl bir bağ olduğu ortaya çıkıyor. Bunların aslında tek bir cephe olduğu, bu tek cepheye karşı da bütün insanlığın ortak bir mücadeleyi ortaya koyması gerektiği Cumhurbaşkanımız tarafından uzun zamandır dillendiriliyor. Beyaz ırkçılığı destekleyenler, beyaz ırkçılığının İslam düşmanlığına dönük tavırlarına sessiz kalanlar ilk defa bu Teksas'taki saldırıyı görünce beyaz ırkçılığına karşı seslerini yükseltmeye başladılar."

'ADANA BELEDİYESİ'NİN MAAŞ ÖDEYECEK PARASI VARDIR'

Çelik, Adana Büyükşehir Belediyesinin işçilere bayram öncesi maaş ödeyebilmek için borçlanma yetkisi istediğini ancak bunun kabul edilmediğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Adana Büyükşehir Belediyesinin işçilere maaş ödeyecek parası vardır. İşçilerinin maaşını hemen ödeyebilecek parası vardır. Başka işler için borçlanma ihtiyacı söz konusuysa, o ihtiyacı gidermek için işçilere maaş ödememe gibi bir politika içine girmiştir. Bu yanlıştır. Belediye meclis üyelerimiz centilmenlik içerisinde, siyasi nezakete uygun olarak, kimseye hakaret etmeden halkımız tarafından seçilmiş herkese saygı duyar. Adana'nın iyiliği için bir proje söz konusu olduğunda değerlendireceklerdir ve destek vereceklerdir. Belediye meclis üyelerimiz tehdit edildiği zaman, bu tehdidin karşısında bütün AK Parti, bütün Cumhur İttifakı yek vücut olarak durur."

Kaynak: Sputnik

Editör: TE Bilişim