Gazete Emek- Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 702. hafta eyleminin Galatasaray Meydanı'nda yapılmasına polisler tarafından izin verilmedi. 

Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 702. haftasında polisin Galatasaray Meydanı'nı kapatıp kayıp yakınlarının buraya yürümesine izin vermemesine ragmen 702. Hafta açıklaması saat 12.00'de Galatasaray Meydanı'nda yankılandı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon'un, gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin için yaptığı açıklamanın ses kaydı Galatasaray Meydanı'nın karşısında bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Beyoğlu İlçe Binası'ndan hoparlör aracılığı ile yayınlandı.

Polisin Galatasaray Meydanı'na yürüyüşe izin verilmemesi üzerine İHD sokağında okunan açıklamada şu ifadeler yer alıyordu:


Kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz!

Gözaltında kaybetme, uluslararası hukukta insanlığa karşı işlenmiş suç olarak tanımlanır. Uluslararası hukuka göre herkesin gözaltında kaybedilmeden korunması ve bu suçun etkili bir biçimde cezalandırılması devletlerin yükümlülüğüdür.

Bizier kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak 702 haftadır devletin bu yükümlülüğünü yerine getirmesi talep ediyoruz.

Galatasaray'daki 700. buluşmamıza saatler kala ağır bir polis şiddeti ile darp edildik, gaz bombalarının hedefi olduk, işkence gördük, yaralandık, gözaltına alındık.

2011 yılında Erdoğan'ın davet ederek görüştüğü. "Sizin sorununuz kabinemin sorunudur, elimizden geleni yapacağız" dediği yaşlı annelerimiz İçişleri Bakanı'nın ağır hakaretlerine maruz kaldı.

Bugün de gözaltında kaybedilen sevdiklerimizle buluşma mekanımız olan Galatasaray Meydanı tornalar, iş makineleri, çelik ve beton bariyerler ile kuşatıldı. Elimizdeki fotoğraflara ve karanfillere karşı ağır silahlı polisler konuşlandırıldı.

Adalet talebimize Galatasaray Meydanı'nı zaptederek cevap verenlere sesleniyoruz:

Bizim 702 haftadır kamuoyuna açıkladığımız tanık beyanlarına, kamu görevlilerinin ifadelerine, TBMM raporlarına, savcılık fezlekelerine, mahkeme tutanaklarına. AİHM kararlarına, akademik çalışmalara, kitaplara, gazete haberlerine de yansıyan gerçeklerdir. Gerçekler bilinmesin diye bize Galatasaray'ı yasaklıyorsunuz.

702 haftadır kayıplarımıza ulaşma ve onları kaybedenlerden adil bir yargı önünde hesap sorma talebimizin meşruiyetinden korkuyor ve bizi susturmak istiyorsunuz.

Hukukun üstünlüğü talebimize ağır polis şiddetiyle cevap verenlere sesleniyoruz:

Annelerden ve meydanlardan korkanlar Arjantin'de, Şili'dc kaybettiler. Türkiye'de de kaybedecekler.

702. haftamızda 24 yıl önce gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin ile ilgili gerçekleri açıklıyoruz 12 Eylül 1994 sabahı 35 yaşındaki Kenan Bilgin Ankara Dikmen'de otobüs durağında sivil polislerce gözaltına alındı.

11 kişi Kenan Bilgini Ankara Terörle Mücadele Şubesinde işkencede gördüklerine dair tanıklık etti. Ancak onun gözaltına alındığı bugüne kadar inkar edildi. Tüm yasal girişimler sonuçsuz kalınca dava AİHM'e taşındı.

AİHM'deki yargılama sonucunda Mahkeme Kenan Bilgin'in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını; kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu; ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını ve bundan sonra akıbetinin ne olduğu konusunda hiçbir kayıt ve bilginin bulunmadığını tespit ederek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni oybirliği ile mahkum etti. 

AİHM mahkûmiyetine rağmen etkin bir soruşturma yürütmeyen Ankara Cumhuriyet Başsavıcılığı "Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar" verdi.

Ömrü oğlunun akıbetini öğrenmeye yetmeyen Fincan Bilgin'in bıraktığı yerden "Kenan Bilgin için adalet!" istemekten vazgeçmeyeceğiz.
Yaşam adına, barış adına, insanlık ve vicdan adına Kenan Bilgin'i ve kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Kaynak: Bianet

Editör: TE Bilişim