Gazete Emek- Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla her hafta gerçekleştirdikleri eylemlerinin 844’üncüsünü pandemi nedeniyle online gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde 20 Mayıs 1995 yılında Lice’nin Dibek (Derxust) köyünde kaybedilen Ömer Söğüt’ün akıbeti soruldu.

ADALET MÜCADELESİ

Söğüt’ün eşi Meyase Söğüt, yıllardır adalet yürüttükleri adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, kayıplar bulunup failler yargılanana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Söğüt’ün kızı Ayşegül Söğüt de, babasının gözaltına alınıp kaybedilmesinin ardından asker ve polisler tarafından baskıya maruz kaldıklarını ifade ederek, “Sürekli korkutma ve yıldırmaya çalışma durumlar devam ediyordu. Çok geçmeden maalesef kendi isteğimiz dışında zorla arabalara bindirilerek Diyarbakır'a göç ettirildik. O süreçten sonra da hem yaşam mücadelesi, hem hak mücadelemiz devam etti. Bizimle beraber birçok kayıp yakının da hak ve adalet arayışı başlamıştı. Geciken adaletin yerine getirilmesini ve sesimizin duyulacağı günlerin geleceğini umuyorum. Failler bulununcaya dek hak ve adalet mücadelemiz devam edecektir. İktidar meydanları kapatıp yıldırmaya çalışsa da bulunduğumuz her yerde adalet arayışına devam edip birbirimizin sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.

"SUÇLARIN ÜSTÜ ÖRTÜLDÜ, CEZASIZ BIRAKILDI"

Bu haftaki açıklamayı yapan Cumartesi İnsanlarından Özgen Sadet, adalet ve hukuk normlarına bağlı kalmayan yönetimlerin güvenirliğinin olmadığını ifade ederek, "Toplumu adaletten uzaklaştıran yönetimlerin yarattığı hukuksuzluk ortamında ısrarla hatırlatıyoruz; bu topraklarda yaşanan gözaltında kaybetmeler bireysel suçlar değildir. Yakınlarımız devlet güçleri tarafından kaybedildiler. Bu gerçek, devletin resmi raporlarına, savcılık iddianamelerine, mahkeme tutanaklarına geçti. Kamuoyuna da yansıyan itiraflarla, devletten güç alarak bu suçları işleyen faillerin ağzından gerçekler itiraf edildi. Ancak bu suçların üstü örtüldü, cezasız bırakıldı.

Bugün yine içeriden benzer bir itirafa tanık oluyoruz. Diğerlerinde olduğu gibi devleti yönetenler ve yargı, yine başını kuma gömüyor.  İktidar güçleri suçluları koruyacaklarını gösterir açıklamalar yapıyor. Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucuları olarak, devleti suç örgütü olarak gösteren bu duruma son verilmesini istiyoruz. Organize suç örgütü lideri denilen Peker’in açıklamalarının ihbar kabul edilerek, sözünü ettiği cinayetlere ilişkin soruşturmaların açılması, etkin soruşturmalar yoluyla hakikatin ortaya çıkartılması ve faillerin cezalandırılmasını bekliyor, tüm savcıları göreve çağırıyoruz” diye belirtti.  

‘ASKERLER ALIP GÖTÜRDÜ’

Sadet, 47 yaşındaki 8 çocuk babası Söğüt ve ailesinin Lice’nin Dibek (Derxust) köyünde yaşadığını ve devlet tarafından köylerinin yakılması nedeniyle göç etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Söğüt’ün geçinebilmek için köy civarında çalışmak zorunda olduğuna dikkati çeken Sadet, “Bu gidiş gelişlerde askerlere rastlarsa darp edilmiş halde eve dönüyordu.20 Mayıs 1995 sabahı asmaları budamak için eşeği ile birlikte bağa gitti ancak akşam eve dönmedi. Sabah eşine bakmak için bağa giden Meyase Söğüt, onun eşyalarını gördü. Eşek ağaca bağlı haldeydi. Toprakta da bir noktaya kadar devam eden ayak izleri ve o noktadan sonra sürüp giden araç izleri vardı. Etrafa eşini sordu. Civarda binlerce askerin katıldığı askeri bir operasyon yapıldığını, bu askerlerin eşini bahçeden alıp götürdüklerini öğrendi” diye anlattı.

AKIBETİ SORDU SUÇLU OLDU

Gözaltındaki eşinin serbest bırakılmaması üzerine kendi imkanları ile eşini aramaya başladığını söyleyen Sadet, “Jandarma Merkezi’ne gidip ‘eşimi askerler almışlar, ne yapmışlar bize söyleyin’ dedi. Şahabettin Ön isimli rütbeli subay ona hakaretler yağdırdı, darp etti. Savcılığa başvurduğunda ise ancak üçüncü dilekçesi kabul edildi. Başvurduğu yetkililere ‘Eşimi asker almış. Ne olmuşsa devlet biliyor. Ben eşimin topraktaki ayak izlerini takip ettim. Onun ayak izleri panzerin izlerinin bulunduğu yerde bitiyordu. Sonrasında panzerin izleri devam ediyordu’ dediği için devlete iftira atmakla suçlandı, tehdit edildi” şeklinde konuştu.

‘VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Ailenin yıllar sonra İHD aracılığıyla tekrar suç duyurusunda bulunduğunu belirten Sadet,  başvurulardan hiçbir sonuç alınamadığını ifade etti. Söğüt’ün akıbetinin karanlıkta bırakıldığını vurgulayan Sadet, “Suçun fail ve sorumluları tespit edilerek yargı önüne çıkartılmadı. Ömer Söğüt’ün akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun şüphelilerinin tespit edilerek haklarında etkin soruşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Ömer Söğüt için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 145 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Kaynak: MA

Editör: TE Bilişim