Gazete Emek- İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haber Global'de Erdoğan Aktaş'ın konuğu oldu.

Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

İstanbul'un her noktasında İBB'ye ait noktalar var. Kullanıma uygun olan yerler, amacının dışında yerler var. Hızlıca bunlara yönelik tasarruflarımız olacak İstanbul lehine. Burası malum 18 günlük süreçte kapalı bir çalışma ortamı yaratalım istediğimizde Saraçhane'deki binadan buraya geldik.

Tarihi yarımadanın Güneydoğusu'nda, etkli bir nokta. Kapalı cephe.

Tunus'a göç eden önemli bir devlet insanının. 18. yy'da büyük bir yangında kullanılamaz hale geliyor. Uzun zaman kötü bir koşulda duruyor. Sayın Kadir Topbaş döneminde tadilat süresi var. Bunun gibi yapıları tanıtmak aslında. İnsanlar bu tip tarihi eserleri görüyor. Turizmin, bir takım sivil hayatın etkin olarak kullanacağı alanlar olarak gündeme gelmesi mümkün olacak.

ULAŞIM PROJELERİNİ AÇIKLADI

Yoğun bir trafik yarattı FSM'nin bakımı. Özellikle 3 buçuk saat trafikte kalan insanlar. Üzücü.

Görevimin ilk mesai gününde toplantı yaptık. Çalışmaları yapmışlar, basına duyurdular.

Yapacağımız hususlar var. Zincirlikuyu-Söğütlüçeşme metrobüs hattımı kış tarifesinin üzerime çıkarttık. Deniz yolunu artırdık. İlave vapur temini ile sayının artırılması konusunda gerekirse girişimler olsun dedik.

3. köprüde indirimli geçiş sağlanırsa insanlar orayı tercih edebilir. Yoğunluk azaltılabilir.

Tüp geçitten de oradaki sıkışmanın genişletilerek indirim yapılmasıyla kaldırılması mümkün olabilir mi?

FSM'de özellikle ek şerit uygulamasına geçilecek. Yoğunluk ek şerit uygulamasıyla yoğunluk olan saatlerde bir nebze azaltılacak.

Karayolları'ndan olan beklentimizi de arkadaşlarım paylaştılar. Geri dönüş olursa vatandaşımıza fayda sağlar diyoruz.

Deniz ulaşımı hakkında

Paralel deniz ulaşımı konusunda bazı ulaşımcıların, geçmiş dönemdeki yetkililerin negatif bakışları olduğunu biliyorum. Kendileriyle görüşmüştüm. Bu ulaşımın nefes aldıracak olduğunu ifade etmiştim. Paralele sıcak bakmıyorlar. Doğu-batı aksında bu erişimin faydalı olacağına inanıyorum.

Kritik nokta deniz ulaşımın başladığı yere insanların kolay inebilmesi. Erişimi sağlayamıyorsanız deniz ulaşımı anlamlı olmayabilir.

Entegre ulaşım sisteminde denize erişimi kolaylaştırıcı hatlarımız olacağını açıklamıştık.

“AK PARTİ RANDEVU VERMEDİ”

23 Haziran’daki sandık sonucu Sayın Erdoğan’ı bile rahatlatmıştır.

Japonya’daki toplantılara baktığımızda Cumhurbaşkanı’nın rahatladığını gördük ben öyle düşünüyorum.

Mazbatamızı perşembe günü aldık. Güzel anlarımız oldu. Toplama hitap ettik. Sayın Valimizle devir işlemi yaptık. Bu esnada devletimizin gelenekleri var. Valimizle buluştuk. Yarın garnizon komutanımızla buluşacağım. Yarın il başkanlıklarıyla da görüşme trafiğini devam ettireceğim.

Bütün meydanlarada partizanlığı bu binalardan söküp atacağım demiştim. Bu bir realite. Bunun bitmesi lazım. A partisi yaptı B partisi de yapıyor… Biz yeni bir başlangıç yapıyoruz.

Arkadaşlarıma dedim arayın bütün partileri diye. Saadet, HDP, İYİ Parti ile randevu alındı. MHP’den henüz geri dönüş alamadık. Ak Parti randevu vermedi.

İBB GENEL SEKRETERİ YAVUZ ERKUT MU OLACAK?

Ekrem İmamoğlu Genel Sekreter’in kim olacağını yönelik sorulan, “Genel Sekreter olarak tanınmış bir CEO’yu atayacağınız söyleniyor ne dersiniz?” sorusuna, “Gayet tabi” yanıtını verdi.

İmamoğlu Yavuz Erkut için şunları ifade etti;

“Ben ne dedim eş, dost akraba yok. Bu şehrin çok kıymetli insanları var. Kendini ispat etmiş. Bir çalışma prensibimiz var. Herkesi kucaklayacağız.

Takım çalışmasına uygun, kişiye değil 16 milyon insanı mutlu edecek insanlarla geçmişten bugüne tanışıyoruz. Bu süreç içerisinde tanıştığımız insanlar bile var.

Örneğin genel sekreter olarak düşündüğümüz Yavuz Erkut bey, kamu tecrübesi en üst seviyede. Türkiye’nin en kıymetli kurumlarından birini yönetmiş.

Hem orada hem diğer görevde başarılı bir CEO’luk yapmış böyle bir beyfendi hizmet yapacak. Bakanlık onayı ve diğer işlemler var.”

"VATANDAŞLARIMIZ NEREDEN BAŞLADIĞIMIZI BİLSİN"

2018 sonu itibariyle borç 26.8 milyar TL olarak açıklanmıştı. Bugün itibariyle toplam borç 30 milyar TL'ye dayanmış durumda. İlk 6 ayda, merkezi yönetimden aldığımız pay 2 milyar TL azalmış. Vergi gelirleri azaldığı için, belediyenin payları da azalıyor.

Planlanan 2019 gider bütçesi %100 oranında gerçekleşir, vergi gelirlerinin azalması nedeniyle merkezden aldığımız paylar azalmaya devam ederse sene sonunda borç miktarı 35 milyar TL'ye dayanabilir.

Enkaz devraldık edebiyatı yapmıyorum ama vatandaşlarımız nereden başladığımızı bilsin diye bunları anlatıyoruz. Yakında bir basın toplantısıyla, İBB'nin bütün mali durumunu halka açıklayacağız.

Vergi gelirlerinin azaldığı bir yerde, gelirlerimizi arttıramayacağımıza göre tasarruf yaparak verimliliği arttırmamız gerekiyor. Aksi takdirde hizmet etmekte zorlanırız. Bu bağlamda da uluslararası deneyimi olan denetim firmalarına kendimizi denetleteceğiz.

İBB’nin gayrimenkulleri kime verilmiş, ne kadarı ödenmiş, ne kadar gecikmişi var tespit edeceğiz. Küçük bir zümre üzerinden İstanbullular mağdur edilemez.

YETKİ KRİZİ

“Ülkenin cumhurbaşkanı yurt dışında. Dönüş takvimi başladı. 23 Haziran gecesi irrtibat kuracağımızı söyledik. Ülkenin hangi makamı kurumu olursa olsun kapısını ısrarla çalacağız. Israrla arayacağız.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı dava belediye lehine sonuçlandı. Kanuna aykırı çünkü. Böyle bir şey olur mu? Ankara’da bir sistemde meclisin bile birçok yetkisi Cumhurbaşkanı’na geçmişken tersi bir akım niçin? Belediye başkanlığından gelen sayın cumhurbaşkanının da yönetim anlayışına ters.

Arkadaşlarımn da takip ediyor. Gerekirse hukuki başvuru olacak. Tamamen siyasi bir manevra. Geriye dönük bir adım olarak düzeltilmesi toıplum lehine olur. Bir sorun yaşadığımızda yetkililerle görüşür, hukuki hakkımızı ararız.

Seçimi kaybetmiş birkaç kişinin zihininden hırsla geçmiştir diye düşünüyorum. Ne cumhurbaşkanının ne bakanların aklından geçmemiştir. Hukukta öyle bir şey yok. Ben öyle bir hamle beklemiyorum.”

Kişilere, gruplara, vakıflara, dernekelere, cemaatlere bu halkın parası akmayacak.

BİNALİ YILDIRIM'A ÇAĞRI

Bana hala bir çay daveti gelmedi. Seçimler bitti, 'ben çaya davet etmiştim, davetim geçerli bir gün gelir.' Şeklinde bir röportajını duydum. Ben televizyondaki tebriği kabul etmiyorum. Hatırlatırım ben mazbatamı aldım. Dolayısıyla bir tebrik telefonu bekledim. Ben olsam arar, yerinde ziyaret ederdim. Dolayısyla ben Binali Bey'e çağrımı yineliyorum. Ben kendilerini Saraçhane'de ağırlamak istiyorum. Birkaç konuda görüşlerini almak isterim. Ben çaydan kahveye doğru bir sıçrama yaptım. Sayın Yıldırım bunun üstüne ancak yemek davetinde bulunarak çıkabilir.

Kaynak: Cumhuriyet

Editör: TE Bilişim