Gazete Emek- YSK'nin geçici verilerine göre İstanbul'da seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu, 17 ilçede sayımın sona erdiğini, Binali Yıldırım'la aralarındaki farkın 18 bin 742 olduğunu söyledi. İmamoğlu'na göre geçersiz oyların 119 bin 652'si sayıldı, geriye 198 bin oy kaldı.


İstanbul’da Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kararı üzerine geçersiz oyların bu sabah itibariyle üçte biri sayıldı. Son duruma ilişkin bilgi veren Millet İttifakı’nın CHP’li adayı Ekrem İmamoğlu, “Sayım 17 ilçe sonuçlandı. 119 bin 652 geçersiz oy sayıldı. 18 bin 742 aradaki fark” dedi.

İktidar tarafından tüm ilçelerde oyların yeniden sayılmasının istendiğini belirten İmamoğlu, bunun soyut bir kavram ve itiraz olduğunu vurgulayarak, “Çünkü yeniden sayım, kendi görevlilerinin sayım günü şerh koyduğu sandıklarda yapılır normalde. Böyle bir durum yok ama tüm oyların yeniden sayılmasını istiyorlar. Bütün seçimleri sıkıntıya sokuyorsunuz. Süreci siz hazırladınız, güvenlik önlemlerini siz aldınız. Açıklama yaptınız, ‘dünyanın en güvenilir sistemine sahibiz’ dediniz. Şimdi şaibe diyorsunuz” eleştirisinde bulundu.

İmamoğlu, gittiği Eyüp Sultan Camii’nin yetkililerce kendisine açılmadığını, bu nedenle yandaki küçük türbede dua ettiğini de söyledi.

İmamoğlu, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programında soruları yanıtladı.

– (Küçükkaya: İç dünyanız ne diyor size? Türkiye size tanımıyordu, şaşkın mısınız?) Şaşkın değilim. Çünkü biriktirmiş insanlarız. Ben 48 yaşındayım, bu arada iç dünyan bana çok genç olduğunu söylüyor. 48 yıl ciddi bir birikim. Atatürk Samsun’a çıkmaya karar verdiği zaman 38 yaşındaydı. Bazen sorumluluk almak gerekiyor. Atatürk’ün varlığı benim için manevi bir güvence.

SAYIMIN BU HAFTA SONU BİTMESİ GEREKİYOR

-Sürece katkı veren avukatlarımıza, çalışanlarımıza, kadınlara, gençlere teşekkür ediyorum. Keşke bu süreç uzamasaydı. 17 ilçede sayım bitti. Fark 18 bin 742. İlçe seçim kurulları bunları sisteme giriyor. Burada bir süreci daha söyleyeyim, toplam 119 bin 652 geçersiz oy sayıldı. 318 bin toplam oy var biliyorsunuz. Sayılanlar beşte ikisi yani. Sayılan geçersiz oylarda 785 oy bizim adımıza kaydedildi. 198 bin oy daha var sayılmayı bekleyen. Yaptığımız simülasyonlara göre sayım tamamlandığında 18 bin ila 20 bin arasında fark olabilir. Burada yüzde 5 yanılabiliriz tabii. 120 bin oyda 1200 fark etmiş. Bu yüzde 1.2. Tuzla’dan gece oy geldi, rakamı tam hatırlamıyorum 60 civarında aleyhimize sonuç çıkmış ama Üsküdar’da lehimize çıktı. Sayımın Bu haftasonu bitmesi gerekiyor.

YSK, SOYUT KAVRAMLAR ÜZERİNDEN KARAR ALIYOR

-Normal işleyiş, seçim akşamı geçersiz sayılan oylarla ilgili şerh koyarsınız, sonra da o sandığa itiraz edersiniz. Şu an yapılan işlemler soyut kavram üzerinden yürütülüyor, çünkü kendi görevlileri dahi şerh koymamış. Bütün geçersiz oylar, tüm Türkiye sayılsın o zaman. Yapılması gereken birinci olarak, maddi hataların düzeltilmesi. Bakırköy’den örnek verdim. 177 oyum vardı benim ama 1 oy yazılmış. Bunun gibi maddi hatalar için itiraz edilmese bile YSK düzeltme yapabiliyor. İkincisi, ‘benim burada itirazım var’ diyorsun. YSK bu konuda karar verebiliyor. Bütün oyların sayılması soyut bir kavramdır. Örnek Ankara’da sayılmadı 2014’te oylar.

-Bugün en çok ihtiyacınız olan şey insan. İhtiyaç duyduğunuz kim, toplumdaki herkes aslında. Doğru insanlar kendi konularında uzman insanlar. Belediye başkanı olduğum gün ben Alpaslan Türkeş’i anarım, Demirel’i de, Erbakan’ı da hep anarım. Herkesle aynı düşünmek zorunda değilim.

-‘Dünyanın en güvenilir seçim sistemine sahibiz’ diye açıklama yaptınız. 1 milyonun üzerinde kişi görevli diye açıklama yaptılar. Şimdi şaibe diyorlar.

KAYGILARIMIZ VAR, O NEDENLE NÖBET TUTUYORUZ

– Neden nöbet tutuyoruz? Çünkü korunması konusunda kaygılarımız var. Bugün konuşulması gereken şey, 2019’dayız yıllar öncesinden bu aslında köydeki muhtarlık muhabbetinden başlar, oy sandıkta kazanılır. Koruyacaksınız oyunuzu.

– 318 bin makul seviyelerde bir geçersiz oydur. Bir önceki seçime göre daha az geçersiz oy var.

AA SİZDEN Mİ VERİ ALDI?

– (Küçükkaya’nın AKP’li Yavuz ‘en şaibeli seçim’ hatırlatması üzerine) Çok acı. Aynı kişinin çok güvenilir seçim diye tanımladığı seçime şaibeli diyorsa, herkesi zan altında bırakıyor. Şaibe dediğiniz yerde 25 ilçede siz seçimi kazanıyorsunuz. Şaibe dediğiniz yerde AA süreci yönetiyor. AA kimden veri aldı? YSK Başkanı açıklama yaptı biliyorsunuz. AA kimden bilgi aldı? Sizden mi aldılar?

-(Binali Yıldırım’ın kendisine yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine) 3 bin oyla kendinizi kazandı diye ilan ettiniz. Şimdi 20 bin oylarda geridesiniz, ‘hakkımız yendi’ diyorsunuz.

TÜRBEYİ AÇMADILAR

–(Eyüp Sultan fotoğrafı hakkında açıklama) Ben dedim ki camiye girmeyeyim. Eyüp Sultan Hazretlerinin olduğu yer daha gizli bir yer. Açılmadı biliyor musunuz? Ben de kıldım orada daha önce. Niye camiye girmeyeyim dedim? Eyüp Sultan’a gittiğimi basına duyurmamıştım. Yandaki küçük türbede dua ettim. Bu memleket bizim. Türbe, cami, cemevi, yaşam bizim. Hayat bizim. 25 yıldır yönetiyorsunuz, anlıyorum. Teslim etmek zor gelebilir anlıyorum. Ama demokrasi bu işte.

BEN KAYBEDENE KADAR SAYALIM O ZAMAN!

(Küçükkaya: Siz seçimi kazandınız mı?) Ben seçimi kazandığıma inanmasan, Allah şahit vicdanım biliyor çıkar kaybettik derim. Geçersiz tüm oylar kazanılırsa seçimi kazanacağınızı söylüyorsunuz. (Küçükkaya: Bütün oylar sayılsa da kazanır mısınız?) Nereye gideceğiz. Her seçimde tekrar sayalım o zaman. Ben kaybedene kadar sayalım o zaman. Üzerindeki mühür eskisin, geçersiz sayılsın da ben kaybedeyim. Trajikomik. Biz seçimden kurtulamıyoruz. Kaybettik bir daha seçim yapalım mı yani. Ben hiçbir şeyden korkmam. Ben insanların vicdanının da aklının da şu sürece asla ama asla inanmadığını görüyorum. Bana oy vermemiş olabilir ama vicdanının sesi şu olanları doğru bulmuyor.

ERDOĞAN’LA GÖRÜŞÜRÜM

(İmamoğlu’nun Bahçeli ve Erdoğan’ı sürece katkı sunma  çağrısı) Bahçeli’nin devlet tecrübesine güvenerek, Sayın Cumhurbaşkanının da yetkisi olarak. 2023’e kadar yetkisi var. Kimin kapısını çalacağız? Benim kapısını çalamayacağım kimse yok. Cumhurbaşkanı İstanbul’da yaşıyor. Benim iş birliği yapmam gereken bir isim. Benim demokrasiye bakışım net. Seçildi, bitti. (Küçükkaya: Erdoğan’la bu süreçte görüşmeyi düşündünüz mü?) O anı hissetsem yapardım. Şu anda öyle bir hissiyat gelmedi. Takdir kendilerinin ama talep etmekten kaçınmam. İstişare diye çok değerli bir tanım var toplumda. Konuşmamak kötü olan şey. O bakımdan her koşulu zorlamanın toplumun ferahlaması adına önemli.

– Ben evimin içindeki olayı hiçbir yere şikâyet etmem. Bu benim ahlakımdır. Benim merciim bu ülke sınırları dışı değildir. Benim bu memlekette milli davasına bakışı konusunda, dedim ay daha önce benim milli duygularımı tartışmasın kimse.

YILDIRIM’A: BEN ÇOK SAKİNİM, HİÇ ENDİŞE DUYMASIN

-(Binali Yıldırım’ın ‘sakin olsun’ açıklaması ve Anıtkabir ziyareti eleştirisi) Üzülüyorum. Anıtkabir’e gidişimde sağa sola gitmek demişti. Anıtkabir sağ sol değildir. Bu benim ilk görev aldığımda da yaptığım bir şey. Seçim sonrasında da yapacağımız bir şeydir. Yıldırım bu açıklamayı yaparken sağında duran kişi ‘3 bin oyla kazandık’ diye açıklayan kişi, kendisi de çıktık’ kazandık’ diye açıklayan kişi. Benim sabrımı sorguluyorlar, onların ki nasıl bir sabırsızlık. Ben çok sakinim, hiç endişe duymasın, çok sabırlıyım. Ben devlet adamlığını iyi biliyorum.

AZINLIK KELİMESİ RUHUMU İNCİTİYOR

– Azınlık kelimesi benim ruhumu incitiyor. Neyin azınlığı ya? Benim insanım bunlar. Birlikteyiz işte, ‘azınlık’ deyince dışlıyorsun.

-11 bin hata onlar adına düzeltildi, 4 bin hata bizim adımıza düzeltildi. Geçersiz oylardaki mantık belli. 119 binde elde ettiğiniz verinin yanılgı payı sıfıra yakındır. Çok yavaş giden sayımlar konusundaki uyarımızdan sonra pazartesiye kadar bu sürecin tamamlanmasını bekliyoruz.

-Olağanüstü bir uyumla, hakkını teslim ettim, teşekkür ettim, buradaki ittifak sürecini yürütmekte İYİ Parti’nin ve CHP’nin il başkanı çok çalıştı.

– (HDP sorusuna yanıt) Her seçmenden oy aldık. Ak Parti’den de geldi. HDP’li seçmen de aynı şekilde. Ben herkese karşı sorumlu konuşuyorum. (Bir Ak Partili size neden oy versin? sorusu üzernie) Niye vermesin ki. Hiç kimseyi ayırt etmem neden vermesin ki. Oy vermeyen dostlarımızın da zihninde benimle ilgili olumsuz bir düşünce olduğunu düşünmüyorum. Her kardeşime saygı duyuyorum Bu bu kadar anlaşılır bir şey.

(Atatürk Havalima’nına ne yaparsınız?) Gelecek tasarımını uzmanlarla konuşmak şartıyla bizim için İstanbul için ihtiyaç olan en büyük şey yeşil alan. Mevcut yapılar var orada. Uzay, bilim çağına katkı sunacak şekilde eğitim, teknokent tarzında bu alana hizmet edecek bir süreci başlatacağız.

BAHÇELİ’YE YANIT

Öte yandan İmamoğlu, sabah saatlerinde RS FM’de yayınlanan Seyr-i Sabah programına da konuk oldu. Burada Zafer Arapkirli’nin sorularını yanıtlayan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Hiç kimse sokaklardan medet ummasın, kaos şakşakçılığına soyunmasın. Emel ve hedef sahiplerini uyarıyorum, bedeli hakikaten çok ağır olur” açıklamasına yanıt veren İmamoğlu, şunları kaydetti:

“Şöyle herkesin fikrine saygı duyuyoruz ancak biz kendi fikrimizi açıklamakla yükümlüyüz. Bizim itidalli dilimizin ve topluma dönük aktarımlarımızın herkes farkında. Hukuki mücadele kavramının dışında, hiçbir şey katmadan bir şey söyledik. Biz 145 yıllık demokrasi mücadelesi olan bir toplumun kavramları üzerinden hareket ediyoruz.

Kargaşa, karmaşa yaratacak süreçlerin karşısında önce ben dururum. Bunun bizim tavrımız gibi algılanması üzücü. Biz adalet çağrısı yapıyoruz. Seçim süreçleri ortada. Matematiği ortada. Bizim talebimiz bu yönde. ‘Mazbatamı verin’ tarzında bir sözüm bir cümlemde geçti. Onun dışında bir şey geçmedi. Hep ‘Hakkımızı’ istiyoruz dedik. 16 milyon insana karşı sorumluyuz artık. Takıntı yapılan şey ‘Kendini niye İBB Başkanı’ olarak tanımladı.

Orada da aslında çok net ifade ediyorum. Birkaç yerde açıklamalarım oldu. Ya Zafer Bey, bütün İstanbul’u afişle donatacaksınız. O gece saat daha 10-11 gibi ‘Kazandık’ diye açıklama yapacaksınız. Biz çok saygın davranmaya çalıştık.”

Kaynak: Duvar

Editör: TE Bilişim