Gazete Emek- Bartın’da 41 madenci iş cinayetinde yaşamını yitirdi. 

 

 

 

 

 

Ülke gündemi bir kez daha maden faciasıyla sarsıldı. Bartın’da 41 madenincinin iş cinayetinde yaşamını yitirmesi üzerine AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalrı ise tepki çekti.

 

 

Maden faciasının ardından bölgeye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, “Amasra Kömür İşletmeleri bizim şu anda en ileri imkanlara sahip olan ocak olmasına rağmen tabi birileri bununla dalgasını geçebilir ama önemli değil biz kader planına inanmış insanlarız. Kader planına da inandığımız için bunun ne dünü ne bugünü ne de yarını hiç bir zaman olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır bunu da bilmemiz lazım.” ifadelerini kullanmıştı.

 

 

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bartın’daki maden kazası için söylediği “Biz, kader planına inanmış insanlarız” sözlerine ilişkin, “Bizim kültürümüzde insanlara düşen, tedbir. Tedbirden sorumluyuz. Önce tedbir bizim elimizde, ama kuşkusuz ‘Takdir Allah’ın’ deriz biz. Onun için tedbirde eksiklik bırakmamak lazım. Biz, parti olarak tedbirler konusuna eğiliriz ama hemen bugün değil. Bir de bir daha tekrar etmesin diye geleceğe dönük daha uzun vadeli neler yapılabilir, onlarla ilgili zaten bir çalışmamız var” dedi.

 

 

 

 

 

Erdoğan’ın ‘en ileri imkânlara sahip’ dediği ocak için Sayıştay’ın 2017 ve 2019 yıllarında grizu patlaması uyarısında bulunduğu ortaya çıkmıştı.

 

Erdoğan şöyle devam etti:

 

Patlamanın nasıl yaşandığı, varsa sorumlularının kimler olduğu yürütülecek idari ve adli soruşturmayla ortaya çıkacak. Maden ocaklarında hala önemli sayıda ölümlerin olduğu kazaların yaşanıyor olmasını kabul edemeyiz. Artık madenlerimizde hiçbir kaza, gereksiz risk görmek istemiyoruz. Teknolojinin tüm kabiliyetlerini, işletmeciliğin tüm maharetlerini kullanarak maden kazalarını tarihe gömmek için çalışmalarını yapacağız.

 

 TEPKİLER ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜ

 

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Kader değil, fıtrat değil, cinayet! Devletin kurumu riski öngörmüş ve uyarmış, bu facia önlenebilirdi. Uyarıları dikkate almadınız, 41 madencimizin göz göre göre ölümüne sebep oldunuz. Fıtrat demek işçiye emekçiye hakarettir" ifadelerine yer verdi.

 

 

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır da "Soma’da 'Fıtrat' Bartın’da 'Kader' Peki ya kim suçlu?" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

 

 

HDP Milletvekili Murat Çepni, "Dalga geçmiyoruz, öfkemiz büyüyor! Bunlar da her zaman yaşanmayacak! Faşizm yıkılıp emeğin iktidarı   kurulduğunda işçiler yaşayacak, paradan başka dini imanı olmayanlar da bu cinayetlerin hesabını verecek!" ifadelerine yer verdi.

 

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, "Madencilerin, inşaat işçilerinin, kadınların, çocukların böyle ölmediği yerler var. Nasıl olmuşsa hep bizim kaderimize düşmüş ölüm! Denetleyeceksiniz, takip edeceksiniz, işin uzmanına değer vereceksiniz, para için insan hayatını feda etmeyeceksiniz. Coğrafya kader değil" dedi.

 

 

 

“HİÇBİR İŞİN FITRATINDA ÖLÜM YOKTUR! RİSK VARDIR, ÖNLEM VARDIR!”

 

Gezi Davası yargılamasında 18 yıl hapis cezası alan ve Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan avukat Can Atalay’ın sosyal medya hesabından, Bartın’daki maden faciasına dair bir mesaj paylaşıldı.

 

 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın maden faciasıyla ilgili kader açıklamasını da eleştiren Atalay, mesajında şu ifadeleri kullandı:

 

“Biz işçi sınıfımızdan, onların adaleti için dişe diş kora kor mücadele eden analarından, eşlerinden, evlatlarından öğrendik: ‘Hiçbir işin fıtratında ölüm yoktur! Risk vardır, önlem vardır!’

 

*Ne fıtrat, ne de kader planı. Ekmeğini kazanırken insanlarımızı göz göre göre ölüme yollayan, onları en ucuz maliyet kalemi’ olarak kabul eden zihniyetiniz, düzeninizdir. Türkiye’nin bu koşullarında dahi, eksik gedik de olsa, Soma’da hukuken kazanılan ve en yukarıdakinden en aşağıdakine kadar ne derece düşkünleşebildiklerini teşhir eden, ısrarlı bir mücadele olmuştur.

 

*Acımız taze, acımız soğumayacak. Yıllar yıllar da sürse, her hal ve şartta adalet için mücadele edeceğiz. Sosyal cinayet düzenine son verecek ve adaletsizlik yerin 7 kat altına saray da kursa, biz adaleti gerekirse tırnaklarımızla kazarak kazanacağız!”

 

KADER PLANI YAPMA, ÖNLEM AL

 

Prof. Dr. Aziz Çelik de Erdoğan’ın “kader” sözlerine tepki gösterdi. Çelik Twitter hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İşçi ölümleri, iş cinayetleri kuralla, denetimle, hukukla, planla ve bilimle önlenir. Kadere havale ederek değil! Kanun işverene ‘acil durum planı yap’, ‘önlem al’, ‘ölçüm yap’ diyor, kader planı değil! ILO'ya göre Avrupa ve Türkiye'de madencilik sektöründe ‘iş kazası’ sonucu ölüm sayıları! Neden Türkiye'nin kaderi en kötüsü?”

 

 

 

 

GENCO ERKAL: CAHİLLİĞİ, TEDBİRSİZLİĞİ ‘KADER’ DİYE YUTTURAMAZSINIZ

 

Tiyatro sanatçısı Genco Erkal da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Erdoğan’ı isim vermeden eleştirdi.

 

Erkal paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

 

“Cahilliği, tedbirsizliği, insan hayatını hiçe saymayı, bilime uzak durmayı ‘kader’ diye yutturamazsınız. Cinayettir. Sorumlusunuz.”

 

 

 

 

"BUNA KADER Mİ DİYECEĞİZ ŞİMDİ? "

 

 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir tepkide sanatçı Halil Ergün'den geldi.

 

Ergün, katıldığı bir programda; "Bizim sorunumuz bu. Değişmek ve değiştirmek diye bir şey vardır.  Hayat, değişim ve gelişimle gelişti. Uygarlıklar böyle gelişti. "Olağandır. Bu böyledir. Madenciler ölür. Onun kaderi budur.", yok ya! Bütün mesele, 'kaderci toplum' dediğimiz toplum var ya, inançları kötü kullanan kültürün sonuçlarıdır bunlar" dedi.

 

Tele1'de 'Başka Sohbetler' programında Nilüfer Bıyıklı'nın konuğu olan Halil Ergün, şunları aktardı:

 

"Sabah çok kahroldum. 'Bu yaşadıklarımız olağan mıdır?' sorusunu sormalıyız. Ve halkında 'olağan' değildir diyecek kültüre yaklaştırılmasına emek göstermeliyiz. Dünden beri kahroluyoruz, acı çekiyoruz. 41 kişi ölüyor. Kolay mı? Bir tane gencin fotoğrafını koydular ekranda. Ölenlerden bir çocuk. 6 kişiyi, arkadaşlarını kurtarmış teker teker. 350 metre aşağıya dalmış. En son 7.'yi girmiş kurtarmak için, çıkamamış ölmüş. Daha ağır bir acı olabilir mi? Buna kader mi diyeceğiz şimdi?

 

Bizim sorunumuz bu. Değişmek ve değiştirmek diye bir şey vardır. Hayat, değişim ve gelişimle gelişti. Uygarlıklar böyle gelişti. "Olağandır. Bu böyledir. Madenciler ölür. Onun kaderi budur.", yok ya! Bütün mesele, 'kaderci toplum' dediğimiz toplum var ya, inançları kötü kullanan kültürün sonuçlarıdır bunlar. Ve olağan sayma alışkanlığı var. "Allah devletime zeval vermesin", yok ya! Allah devlete zeval versin devlet yanlış yapıyorsa. Bunu geliştirmenin, bunu anlatmanın yoluna girmek lazım."


 

Editör: TE Bilişim