Gazete Emek- AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı adı verilen bir etkinlikte konuştu.

Erdoğan, "Bu akşam ülkemiz adına tarihi bir dönüm noktasına şahitlik etmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Uzun süreli bir planlama ve çalışmanın ürünü olan Türkiye'nin ilk milli uzay programını az sonra tüm dünyaya ilan edeceğim. Bu program gerçekçi ama bir o kadar da rekabetçi hedefleri kapsayan içeriğiyle ülkemizin uzaydaki yol haritası olacaktır," dedi.

Erdoğan, "Kendi roketlerimizi uzaya fırlatacak seviyeye henüz gelemedik ancak bu konuda da önemli adımlar attık. Mikro ve mini uyduların uzaya fırlatılması çalışmalarını yürütüyoruz," ifadelerini kullandı.

Erdoğan, uzay çalışmalarına dair 10 ayrı hedef açıklarken uzay limanı işletmesine sahip olmanın ve bir Türkü uzaya göndermenin de bunların arasında yer aldığını duyurdu.

Erdoğan, "Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür. Hatta belki aranızda hala bu hayalini sürdürenler vardır. Hatta ve hatta belki bayanlardan bile ben adayım diyenler vardır," ifadelerini kullandı.

MONOLİT ERDOĞAN'INMIŞ

Urfa'da, Göbeklitepe yakınlarındaki tarlada yaklaşık 4 gün önce toprağa saplı halde bulunan metal blokun (monolit) da uzay programının reklamı olduğu ortaya çıktı. Erdoğan, konuşma yaparken arkasında monolitin fotoğrafının belirmesiyle "Şimdi Türkiye'deki uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji hedef ve projelerinin yer aldığı milli uzay programımızı tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki, gökyüzüne bak ayı gör," ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"Küresel uzay yarışında ülkemizi üst liglere taşıyacak yol haritasının başarıyla hayata geçmesini diliyorum. Dile kolay, tam 18 yıldır Rabbim bize nice güzel hizmetler, yatırımlar, atılımlar vesilesiyle milletimizin huzuruna çıkmayı nasip etti. Bugün de evlatlarımız adına geleceğin Türkiye'si adına yine büyük bir projenin heyecanı ile karşınızda bulunuyorum.

Yüzyıllar boyunca yeryüzünde adaletin, ahlakın ve barışın öncülüğünü yapan medeniyetimizin gökyüzündeki yolculuğuna kapı aralıyoruz. Ülkemizin uzaydaki hak ve menfaatlerini nasıl koruyacağımızı gelecek 10 yılı nasıl şekillendireceğimizi birazdan açıklayacağız. Hedefler bir hayal ürünü değil. Havacılık ve uzay teknolojilerinde bugüne kadar başardıklarımızın bir üst noktaya taşınmasıdır.

Ülkemizin kozmik rekabetteki mücadelesi 1985'ten bu yana sürüyor. Mücadelenin asıl altyapısı son 18 yıldaki yatırımlarımızla oluşturduk. Bugün uzay çalışmalarında da insan kaynağı, tasarım, mühendislik kabiliyetleri açısından çok daha güçlü Türkiye var. Kendi uydularını geliştirebilen, test edebilen seviyeye çıkardık. 2012 yılında uzaya fırlattığımız istihbarat uyduğumuz Göktürk 2 bunun ilk örneklerinden biridir.

Dünyada uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girdik. Şimdi sırada Göktürk 2 var. Bu uydumuzun planlama çalışmalarına devam ediyoruz. TÜBİTAK Uzay tarafından geliştirilen yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydumuzu IMC'nin de entegrasyon işlemleri tamamlandı, testleri sürüyor. İnşallah 2022 yılında bu uydumuzu fırlatacağız.

Tüm kurumlarımızın görüntü ihtiyacını karşılayacak metre altı çözünürlükteki ilk milli gözlem uydumuz olacaktır. Gözlem uydularında kazandığımız tecrübe ile haberleşme uydularını da kendi imkanlarımızda üreterek 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız. Geçtiğimiz ay başında başarılı şekilde uzaya fırlattığımız Türksat 5A uydusuyla uydularımızın sayısını 4'e yükselttik.

İnşallah ilk haberleşme uydumuz Türksat 6A'yı da uzaydaki yörüngesine yerleştireceğiz. Uydu teknolojilerinin alt bileşenleri, yazılımlarını üretmek noktasında yoğun çalışmalar içerisindeyiz. Uzay kamerası, yeni nesil yazılımları, itki motoru, yönlendirilebilir anten, tepki tekeri, yıldız izler, güneş algılayıcı gibi kritik alt sistemi özgür olarak geliştirip ürettik.

Türk mühendislerinin yerli yazılımları ile birlikte uydulardan elde ettiğimiz bilgilerin güvenliğini tamamen sağlamış olacağız. Ülkemizin uzay alanındaki kurumsal kapasitesine büyük önem veriyoruz. Kurduğumuz modern altyapılar sayesinde tüm imkanları sağlayabiliyoruz. TÜBİTAK Uzay, Sage, Delta, Aselsan, Roketsan, İTÜ başta olmak üzere birçok kuruluşumuzun altyapılarında önemli işler yürütülüyor.

Tasarım ve test Laboratuvarlarımız, uzaktan algılama merkezleri, optik sistemler araştırma, uygulama altyapıları her geçen gün daha etkin hale geliyor. Montaj, entegrasyon, test hizmetleri sağlayan uluslararası bir oyuncu konumdayız. Uzay sistemleri, entegrasyon, test merkezimiz 2015 yılından beri bu görevi yürütüyor.

Türkiye'nin ilk parçacık radyasyonu, ODTÜ Saçılmalı Demet Hattını 2019'da hizmete aldık. Şu anda en önemli eksiğimiz fırlatma konusu. Kendi roketlerimizi uzaya fırlatacak seviyeye henüz gelemedik ancak bu konuda da önemli adımlar attık. Mikro ve mini uyduların uzaya fırlatılması çalışmalarını yürütüyoruz. İlk yerli roketimiz 136 km. irtifaya çıkarak uzay sınırını aşmış durumdadır. İnşallah bu merkezde daha ileri çalışmalara, başarılara imza atarak milli uzay programındaki hedeflerimize çok daha kolay ulaşacağız.

Uydu teknolojilerinin yanı sıra astronomik gözlem noktasında önemli altyapılara sahibiz. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi, 1,5 metre çapında bir teleskopu barındırıyor. Erzurum'da Karakaya tepeleri üzerinde gözlemevini inşa ediyoruz. Bu tesis tamamlandığında 4 metre çapında optik ve ilk kızılötesi teleskopunu devreye almış olacağız.

Sadece TÜBİTAK aracılığıyla uydu, uzay, fırlatma sistemleri, uzay ekipmanları, kamu ve akademi dünyasında 56 projeye 2.1 milyar lira kaynak sağladık. Uzay ve havacılık temalı ilk bilim merkezi olan Gökmen ve Uzay ve Havacılık Merkezi'ni 2020 yılında Bursa'da hizmete açtık.

Biz astronomi, matematik ve tıp gibi temel bilimlere öncülük etmiş, çığır açmış medeniyetin mirasçılarıyız. Türk ve Müslüman alimlerin asırlar önce yaptığı çalışmalar neticesinde bugün uzay çağını konuşabiliyoruz. Andromeda gök adasını ilk kez gözlemleyen El Sufi, yerçekimi fikrini Newton'dan 7 asır önce dile getiren El Biruni'dir.

Gök cisimlerinin yere olan uzaklığını, yer kürenin eksenindeki eğikliğini en yakın değerde bulan, İstanbul enlem ve boylam derecesini belirleyen Ayasofya'nın ilk müderrisi Ali Kuşçu'dur. Haberleşme, kontrol, denge kurma, ayarlama bilimi olarak bilinen sibernetiğin kurucusu El Cezeri'dir.

Trigonometri iliminin babası sinus, cosinus, tanjant, kontanjantın tanımını yapan Takuyiddin'dir. Adlarını sayamadığım binlerce bilim insanımızın başarılarıyla gurur duyuyoruz. Biz işte bu alimleri yetiştiren toprakların evlatlarıyız. Bu gerçekleri asla unutmayacağız. Bizim daha yapacağımız çok iş var.

Bu büyüklerimize layık olabilmek için yapacağımız çok iş var. Pozitif bilimlerdeki üstünlüğün son yüzyıllarda batıya geçerek onları kalkındırdığını elbette biliyoruz. Bunun bedelini ağır şekilde ödedik. Bugün dünya yeni bir değişim, dönüşümün arefesindedir. Yeni dönemde güç dengelerini, uzay keşiflerinin ve teknolojilerinin belirleyeceği açıkça gözüküyor.

Şuur, özgüven ve adanmışlığa sahip olduğumuzda erişemediğimiz menzil aşamayacağımız engel olamaz, bunu böyle bilelim. Bu anlayışla doğru zamanda insansız hava aracı ve silahlı insansız hava aracı teknolojilerine yatırım yaparak sahada oyunu değiştiren tarafta yer almayı başardık. Bunu başaranları şahsım, ailem, milletim adına tebrik ediyorum.

Aynı şekilde bu akşam bu hazırlıkları bize yapan ve gerçekten bu sunumu bu kadar muhteşem bir şekilde hazırlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanıma, tüm ekibine de şahsım ve milletim adına tebriklerimi sunuyorum.

Sizlerin de takip ettiği gibi tüm dünyanın gözü üzerimizde. Niye bu kadar saldırıyorlar? Neden. Çılgın Türkler geliyor.

Milli elektrikli otomobil için de doğru zamanlı adımlar attık. Bu konuda da Türkiye en çok konuşulan ülkeler arasında. Şimdi de uzay çalışmalarında doğru zamanla doğru adımlarla kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. Türkiye'nin uzay yarışındaki kat edeceği mesafe önemlidir. İnsanlığın bir kısmının değil tamamının barışa ve huzura kavuşması için medeniyetimizi yeniden şahlandırmak mecburiyetindeyiz. Asırlar boyunca topraklarına her ayak basan tarafından sömürülen Afrikalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz.

Şu anda bakıyorum da Fransa'nın başındaki zat durmadan bana saldırıyor. Yahu senin benimle ne işin var? Sen önce Cezayir'in hesabını ver! Senin büyüklerin Cezayir'de 1 milyon insanı öldürdü, onun hesabını ver. Sen önce Ruanda'nın hesabını ver, yüzbinlerce insanı öldürdün. Ama Türk'ün ve Türkiye'nin ne de ecdadımızın geçmişinde böyle bir şey söz konusu değil. Bizim ellerimizde kan yok ama sizde kan var.

Sürgünlerle yerinden yurdundan edilen, dinini, dilini, ismini değiştirmeye zorlanan Asyalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Gettolara sıkıştırılmış faşizmin, suç şebekelerin insafına bırakılmış Batılı kardeşlerimiz için de bunu başarmak mecburiyetindeyiz.

Diyorlar ki, Türkiye Libya'dan, Karabağ'dan askerini çeksin. O topraklar kimindi? O topraklar Azerbaycanlı kardeşlerimizdi. Şimdi kendi göbeğini Azeri kardeşlerimiz kendileri kesti ve biz de elimizden gelen desteği verdik ve böylece Karabağ sahiplerinin eline geçti.

Macron şimdi haber gönderiyor, Libya'dan Türkiye askerini çeksin. Sen önce bu aklı kendine sakla. Bak orada Mali'nin askerleri var. Siz onları bir çekin, ondan sonra bunları sizinle konuşalım. Biz askeri ve güvenlik işbirliği anlaşmamız olan Libya ile anlaşmamızın gereğini yaptık. Orada sadece eğitim için varız. Bugün yeryüzünde adaleti tesis etmenin yolu gökyüzünde güçlü bir şekilde varolmaktan geçiyor.

Kökü mazide olan ati diyordu Yahya Kemal. Geçmişimizden aldığımız güçle, kökümüzden beslenerek geleceğe bakıyoruz.

Teknolojik kapasitemizi geliştirmek ve buradan doğacak ekonomiden faydalanmak için uzayda da olacağız. Şu anda uzayı görüyorum ve bambaşka görüyorum. Elde ettiğimiz birikimi bilim, sanayi, teknoloji ekosistemimize aktarabilmek için uzayda olacağız. Onun için Varank daha çok çalışacağız. Yapacağımız çok iş var. Güçlü ve bağımsız Türkiye'nin yerini sadece dünyada değil uzayda da tahkim edeceğiz. İşte bunu yürütecek olan kurumumuz Türkiye Uzay Ajansı'dır.

Bu kurumumuz uzay alanında birikmiş faaliyetlerimizi tek çatı altında yürütmekti. İlk görevi milli uzay programı hazırlamak olan ajansımız kamu kuruluşları, özel sektör, uluslararası ortaklarla tüm paydaşlarla ilk programı tamamladı.

Hedeflerimizi gerçekleştirmek için hangi kaynak ve yetkinliğe sahip olmamız gerektiğini belirledik. Şimdi Türkiye'deki uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji hedef ve projelerinin yer aldığı milli uzay programımızı tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki, gökyüzüne bak ayı gör.

Milli uzay Programı'ndaki birincil ve en önemli hedefimiz, cumhuriyetimizin 100. yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmektir. İnşallah Ay'a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay programıyla bu hedefi 2 aşamada tamamlamayı düşünüyoruz.

Kaynak: BirGün 

Editör: TE Bilişim