Gazete Emek- Habertürk yazarı Fatih Altaylı, köşe komşusu Nagehan Alçı'yı eleştirdi. Altaylı, Alçı'nın "2 Haziran'da İstanbul için tekrar sandık başına gidilebilir" ve "Ekrem İmamoğlu Fenerbahçe - Galatasaray maçına gitmemeli" sözlerini hatırlatarak, "Demokrasi sandıkla gelip, sandıkla gitmenin, çoğulculuğun ve daha birçok şeyin rejimi olduğu gibi biraz da “Sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkasına yapma” rejimidir" ifadelerini kullandı.

Fatih Altaylı'nın bugün (14 Nisan 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Çok açıkça uyarıyorum... Ekrem İmamoğlu yarın oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray maçına kesinlikle gitmemeli. Bu programını iptal etmeli. Sağduyu ve itidal galip gelmeli.”

Bu “öneri” ya da “uyarının” sahibesi güzel mahcemalini, benimkinin iki sıra altında görebileciğiniz, köşe komşum Sayın Nagehan Alçı Hanımefendi.

Oylar sayılırken, İstanbul’da belediye başkanını belirleyecek seçimlerin 2 Haziran’da olacağını söyleyen yazarımız.

Dün de böyle bir öneride bulundu.

İstanbul’un seçilmiş ama mazbatasını henüz alamamış Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na seslendi.

4 milyonun üzerinde oy almış Başkan’ı “uyardı”.

“Gitme o stada” dedi.

Bu uyarı bazılarınıza makul gelmiş olabilir.

Ancak ben her meseleye başka açılardan da bakmayı severim.

İsterseniz gelin birlikte bakalım farklı açıdan.

Mesela bu olay 1994’te yaşansaydı.

Seçilmiş ama mazbatası 14 gündür verilmemiş Başkan, Refah Partisi’nin o günkü adayı olsaydı...

Ve o günün güçlü, etkili minik kuşlu yazarı Emin Çölaşan köşesinde “Çok açıkça uyarıyorum.  Refah Partili Başkan  bu programını iptal etmeli. Sağduyu ve itidal galip gelmeli” diye yazsaydı...

Sayın Nagehan Alçı ne düşünürdü bu konuda?

Acaba o uyarı bugün hâlâ konuşuluyor, bugün hâlâ “Baskıcı bir rejimin medyadaki sesi” olarak hatırlatılıyor olur muydu!

Ve Sayın Nagehan Alçı bugün katıldığı tüm televizyon programlarında bu durumu hâlâ eleştiri konusu yapar mıydı!

Samimiyetle yanıt versin diyeceğim ama demeyeyim. 

Fakat şunu diyebilirim:

Demokrasi sandıkla gelip, sandıkla gitmenin, çoğulculuğun ve daha birçok şeyin rejimi olduğu gibi biraz da “Sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkasına yapma” rejimidir!

Kaynak: Artı Gerçek

Editör: TE Bilişim