Gazete Emek-İki yıl önce Beyaz Show'a katılarak devam eden sokağa çıkma yasaklarına tepki göstererek, "çocuklar ölmesin" dediği için linçe maruz kalan ve hapis cezasına çarptırılan Ayşe Öğretmen yaşadıklarını anlattı. Ayşe öğretmen, çok masumane bir şekilde çocukların hayatını savunduğunu belirterek, artık insanlıktan utandığını söyledi. 

Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’a konuşan Çelik, “Adaletsiz bir dünyada yaşadığım ve böyle bir durumda bırakıldığım için, vicdandan yoksun, zalim ve kötü insanlıktan utanıyorum” dedi.

Çelik’in cezası ertelenmezse, bebeği cezaevinde doğacak.

Söyleşiden satırbaşları şöyle:

“Kendi halimde mütevazı bir hayat yaşıyordum, ta ki niyet okuyuculuğu yapılarak hakkımda verilen vicdandan uzak karara kadar. Şimdi ise alınan bu karar sonucunda beni neyin beklediğini bilmeden tedirgin bir şekilde başkalarının beni zorla ittiği belirsiz bir geleceği beklemekten başka bir şey yapmıyorum.

 
Yayın esnasında tamamen vicdani duygularla, yaşadığım olayların psikolojisi ile çatışmanın olumsuz sonuçlarına, ortaya çıkan insanlık dramına dikkat çekmek üzere masumane bir konuşma yaparken ve o an beni dinleyen insanlar tarafından olumlu tepki alırken doğru bir şey yaptığım hissi uyandı. Ama cümlelerimin kendi çıkarları uğruna kimi medya organları tarafında çarpıtılması sonucu hayatım allak bullak oldu. Çok sevdiğim eğitim yuvasından uzaklaşıp, çocuklardan kopartıldım. Hiçbir suçum yokken toplumsal baskıya maruz kalarak linç edildim.

Bir aydan kısa bir süre sonra anne olacak biri olarak her zaman, her yerde bu cümlelerimi tekrarlayacağım. O çocuk, bu çocuk demeden sebep ne olursa olsun hiçbir çocuğun ölmesi, öldürülmesi taraftarı değilim. Tek bir çocuğun tırnağına bile zarar gelsin istemem. ‘Çocuklar ölmesin’ demek suç ise dünyada bu suçu işlemeyen kimse yoktur sanırım. Çünkü vicdan sahibi hiçbir birey çocuklar ölsün istemez.

Karar gerekçeleriyle yüzüme açık açık okunurken yüreğim sızladı. ‘Bu karar gerçek olamaz, olmamalı’ dedim. Bir süre şok yaşadım. Defalarca kendime, ‘Çocuklar ölmesin’ demenin cezası olur mu, diye sordum. Bu ülkede ‘Çocuklar ölmesin’ demenin suç olduğunu bilmiyordum. ‘Çocuklar ölmesin’ demenin hiçbir yerde, hiçbir tarihte suç olacağı fikri aklımı ucundan bile geçmezdi. Hâlâ inanamıyorum. Kararı öğrendikten sonra düşündüğüm tek şey çocuğumu nerede ve hangi şartlar altında dünyaya getireceğim oldu. ‘Anneler ağlamasın, çocuklar ölmesin’ diyen biri muhtemelen çocuğunu hapiste doğuracak.”

Ne olmuştu?

Kanal D’de Beyazıt Öztürk’ün canlı yayınlanan programına telefonla katılarak Diyarbakır’dan aradığını ve Ayşe Çelik adında bir öğretmen olduğunu belirten konuk şunları söylemişti: “Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız? Burada yaşananlar medyada çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık! İnsanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın.” 

Öğretmenin sözlerinin ardından, hassasiyeti için kendisine teşekkür eden Öztürk, “Elimizden geldiğince biz de duyurmaya gayret ediyoruz, emin olun. Ama bu söyledikleriniz bir kez daha bize ders oldu. Daha fazlasını yapmaya gayret edeceğiz. Oradaki insanlara selam olsun” demişti.

Daha sonra bir açıklama yapan Öztürk, Ayşe öğretmenin sözleri nedeniyle özür dilemişti: “Ben çok içinden geldim bu milletin. Terör örgütünün orada neler yaptığını her gün izliyoruz. Güvenlik güçlerinin nasıl zor şartlar altında çalıştığını hepimiz biliyoruz. Üzüldüm biz hep millete, vatana bağlılıkla büyüdük. Şansızlık oldu mu diyeyim, ne diyeyim bilmiyorum ama istemeden birini kırdıysak özür dilerim. Ama lütfen kimse beni politikaya malzeme etmesin. Ben bu zamana kadar politikadan uzak durmaya çalıştım, şimdi ise tam ortasındayım. İşimi çok seviyorum ve işime de devam edeceğim Kanal D’de. İstemeden bir şey yaptıysam özür diliyorum.”

Daha sonra hem Çelik, hem de programın sunucusu Beyaz ve program sorumlusu hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı.

Kaynak: Cumhuriyet

Editör: TE Bilişim