Gazete Emek- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve Ekoloji Komisyonları, Kanal İstanbul Çevre Etki ve Değerlendirme (ÇED) Raporunun iptali istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı İdare Mahkemesine dava açtı.

Hukuksuz ve gayrimeşru bir şekilde verildiği belirtilen Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED olumlu kararına karşı çıkan HDP, bu davanın tarafı olduğunu vurguladı.

HDP adına İstanbul İdare Mahkemesine verilen dilekçede HDP’nin ekoloji ve doğa hakkını savunan bir kitle partisi olduğuna işaret edildi. HDP’nin ilgili tüzük ve program hükümlerine yer verilerek, “Parti tüzük ve programında yer alan bu amaç ve hedefler doğrultusunda Halkların Demokratik Partisi'nin dava konusu Kanal İstanbul projesi için verilen hukuksal ve bilimsel-teknik açıdan yok hükmündeki ÇED olumlu kararın iptali istemiyle dava açmakta hukuksal menfaati vardır” denildi.

‘ÇEVRE HAKKI ANAYASAL GÜVENCE ALTINDA’
Anayasa’nın 17. Maddesinde yer alan “herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme” hakkına sahip olduğu, 56. maddesinde yer alan “herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yasama hakkına” sahip olduğu “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi” olduğu hükümlerine yer verilen dilekçede, çevre hakkının dünyanın pek çok ülkesiyle birlikte Türkiye’de de anayasal güvenceye alındığına işaret edildi.

‘İSTANBUL HALKININ TEPKİSİ DİKKATE ALINMAMIŞTIR’

ÇED Raporunun önemli aşamalarından biri olan halkın katılım hakkının ihlal edildiğine işaret edilen HDP dilekçesinde şu görüşlere yer verildi:

“ÇED Yönetmeliği'nde düzenlenen halkın katılımı süreci, çevre hakkının temel unsuru olan katılımı ilkesinin bir sonucudur. 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun ‘ilkeler’ başlıklı 3. maddesinin e fıkrasında; ‘Çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esastır. Bakanlık ve yerel yönetimler; meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlüdür.’ hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla ÇED Yönetmeliği'nin dayanağı olan Çevre Kanunu'na göre halkın karar alma sürecine katılımı yasal bir zorunluluktur. Ancak başta İstanbul halkı olmak üzere kanal İstanbul projesine karşı yükselen halk tepkisi dikkate alınmamıştır.”

Kaynak: Artı gerçek

Editör: TE Bilişim