Gazete Emek- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda "OHAL değil Demokrasi" mitingi gerçekleştirdi. Bakırköy Dikilitaş'ta  Kamu Emekçileri Sendikasınin çağrısıyla bir araya gelen yüzlerce kişi sloganlarla Özgürluk meydanına yürüdü.


Dikilitaş'tan, "OHAL'e hayır, ekmek, adalet, özgürlük", "OHAL/KHK düzenine teslim olmayacağız; birleşelim, örgütlenelim, kazanalım", "OHAL'de neler oldu?; Bütçe görüşmeleri OHAL koşullarında gerçekleşti, Müfredat ve protokollerle eğitim dinselleşti, 157 gazeteci tutuklandı, Kadro bekleyen yüzlerce emekçi kadro dışı bırakıldı, Varlık fonu doğrudan Saray'a bağlandı ,en az beş grev ertelendi", "OHAL kalldırılsın KHK'lar iptal edilsin", "Ekmek ve hürriyet için işgal, grev, direniş" "OHAL işçi cinayetlerine, hak gasplarına karşı direniyoruz", "OHAL  kaldırılsın özgürlük istiyoruz" yazılı pankartlarla Özgürlük Meydanı'na yüründü.


KİMLER KATILDI?


KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, Eğitim Sen Genel Başkanı Ayfer Aytekin Aydoğan, CHP Milletvekilleri Ali Şeker ve Sezgin Tanrıkulu, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Leven Tüzel, HDK İstanbul Eşsözcüsü Atilla Doğan, TTB Başkanı Raşit Tükel, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek, DAD, KESK, Eğitim Sen, ESP, HDP, HDK, SGD, Devrimci Parti, İşçi Meclisleri, EMEP, KALDIRAÇ, HAZİRAN, EHP, SHP, Haber-Sen, Yapı Yol-Sen, Mücadele Birliği, DİP Yeşiller ve Sol Parti ve çok sayıda kurumun katıldığı yürüyüşte açlık grevinin 313. gününde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça selamlandı iki direnişçinin fotoğraflarının yer aldığı "Nuriye ve Semih yaşayacak" yazılı pankart açıldı; "Nuriye, Semih onurumuzdur", "Özgür basın susturulamaz", "İşimizi geri istiyoruz", "KHK'lar gidecek biz kalacağız", "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. Yürüşü sırasında 3 ayrı arama noktasından geçilirken, yol üstlerine kurulan keskin nişancılar ise dikkat çekti.


Miting özgürlük, demokrasi  ve barış mücadelesinde hayatını kaybedenler için saygı duruşuyla başladı.


'KENDİNİ YAKAN İŞÇİ BU ÜLKENİN TABLOSU'


Mitingde ilk olarak Kesk Eş Başkanı Aysun Gezen konuştu. Gezen, kanun hükmünde kararnemlerle yüz binin üzerinde kamu emekçisinin ihraç edildiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Yüz binin üzerinde kamu emekçisi hiçbir soruşturma gözetmeden işinden, geleceğinden atıldı. Taşeron düzenlemesi Meclis'ten kaçırıldı KHK'yla düzenlendi. İşçilere haklarından, alacaklarından vazgeçmeleri dayatıldı.


Toplu sözleşme hakkımız gasp edildi. Kamu çalışanları masalarda saraylardan gelen tek bir emirle satıldı. Savaşa ayrılan paydan emekçiye pay kalmadı. Emeğimizle yarattığımız değerler emperyalistlere peş keş çekildi.


Sağlık hakkımızı gasp edecek şehir hastaneleri bir rant aracı olarak görüldü. Hiç geçmediğimiz köprünün parası biz emekçilerden alınıyor. Asgari ücret artışla dahi açlık sınırının altında kaldı.


Meclis önünde kendini yakarak 'geçinemiyorum' diyen emekçi bu ülkenin tablosudur."


'GÜZEL ÜLKEMİZ HER GÜN KADINLARIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ ÜLKEYE DÖNÜŞTÜ'


Türkiye'de eğitimin giderek laik eğitimden uzaklaştırıldığını söyleyen Gezen, "Çocuklarımız vakıfların, cemaatlarin eline teslim ediliyor.  Eğitim imam hatipleştirilmeye çalışılıyor" dedi ve ekledi: "Güzel ülkemiz her gün kadınların öldürüldüğü ülkeye dönüştü. Bilime,  bilimsel bilgiye düşman saray rejimi devlete sorumluluğunu hatırlatan akademisyenlerin adını KHK'lere yazdırdı. Halkın haber alma halkı gasp edildi. KHK'lerlin varlığı iş güvencemize en büyük tehdittir. Bu karanlı tablo hiçbirimizi yıldırmasın. Bizler derelerine, ormanlarına sahip çıkanlarız. İnsanca yaşama mücadelesi için asla vazgeçmeyenleriz. Şiddete ayrımcılığa karşı direnen, sokakları asla terk etmeyen kadınlarız. Biz vardık biz varız biz varolacağız."


'DİZ ÇÖKMEMİZİ İSTİYORLAR...'


Gezen'in ardından KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik konuştu. Bozgeyik, Ohalden kurtulmanın şartlarını halkların birlikte hareket etmesiyle mümkün olacağını söyledi. Bozgeyik şunları söyledi: "Bugün Türkiye'de milletvekillerinin, gazetecilerin tutuklandığı, belediyelere kayyumların atandığı darbe dönemlerini yaşıyoruz. AKP,  meshepçi, milliyetçi politikalarla Ortadoğu savaşıyla süreklilieştirmeye çalışıyor. Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da katliamı yapanları tanıyoruz. Önümüzdeki süreçte geri adım atmadan birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu ülkede bizler kamu emekçileri, yoksullar, işçiler, bizler işsizliğin pençesinde kıvranırken kandan beslenenler Türkiye'ye özgü başkanlık sistemiyle bu tek adam rejimini sürdürmeye çalışıyorlar. Korku siyaseti üzerinde yarattıkları rejime diz çökmemizi istiyorlar. Tek mezhep, tek inanç, tek dil dayatarak bizleri faşizan politikalarla susturmaya çalışıyorlar. Kamu emekçisiyle, işçisyle kadını yoksullaştırılan halklar olarak hepimiz iç içe geçmiş ortak sorunları hep birlikte yaşıyoruz."


'DOSTA DA DÜŞMANA DA GÖSTERMEK İSTİYORUZ'


Bugün burada ohal değil, demokrasi, adalet, barış istediklerini söyleyen Bozgeyik şöyle devam etti: "Biz bugün burada ohal değil demokrasi, adalet, barış istediğimizi bir kez daha en yüksek sesimizle dosta da düşmana da göstermek istiyoruz. Bizler birkez daha buradan soruşturmalara, işten çıkarmalara, sürgünlere, mobbinglere karşı 18 aydır alandayız. Kadınları toplumsal alandan dışlayan sözde istihdam poltiikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Ayrımcılığa, sürgün edilmeye katliamlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz bugün burada ortak mücadele için buradayız. Bu faşizan pokitikalara karşı eşitlik, özgürlük mücadelemizi birleşik biçimde yükseltmenin çabasındayız. Bizler çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak istiyorsak bu yükün bilinciyle bir arada durmaya mecburuz. Bizler ezilenler, kadınlar, inançlarından, cinsiyetçilerinden dolayı faşistleri yerle bir edeceğiz. Umudumuz büyüyor. Bu faşist kuşatmayı geri püskürtmeyi buradan bir kez daha haykırıyoruz."


Miting sanatçı Erdal Güney'in şarkılarıyla son buldu.

Editör: TE Bilişim