Gazete Emek-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta grup toplantısında Erdoğan ve ailesine ilişkin dikkat çekici iddialarda bulunmuştu. Kılıçdaroğlu bu haftaki grup toplantısında da yine yeni belgeler açıklayacağını belirtmişti. Merakla beklenen o grup toplantısında Kılıçdaroğlu dikkat çekici yeni iddialarda bulundu. 


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rıza Zarrab'a devletin bilgilerini AKP hükümetinin, bakanlarının verdiğini söyledi ve "Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti devletine ihanet etti" dedi. 

Kılıçdaroğlu, 18 Nisan 2013 tarihinde yani 17/25 Aralık'tan aylar önce dönemin Başbakanı Erdoğan'ın önüne Zarrab ile ilgili bir notu bırakıldığını söyledi. MİT'e ait üç sayfalık bu bilgi notunda Zarrab'ın bulaştığı işler ve bakanlarla ilişkilerinin Türkiye ile ABD ilişkilerinde sorun yaşatabileceğinin yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu sahtekarın yaptığı dolandırıcılık, bakanlarına verdiği rüşvet devletin en hassas kurumu tarafından önüne konuldu. Sen bu dosyayı kapattın. Sen sahtekarlığı görmezden geldin. Şimdi casusmuş efendin Zarrab. Zaten casustu, şarlatındı. Bu bilgilerin tamamını senin bakanların yani senin hükümetin verdi. Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti devletine ihanet etti. Bütün sırlarını götürüp Zarrab'a teslim etti" dedi. 

CHP bugün parti grubunu Ankara Arena’da topladı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 83. yıldönümü nedeniyle CHP Kadın Kolları tarafından düzenlenen “Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması”nda konuşma yapan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a "Enişten Ziya İlgen'in Man adasında şirketi var mı?" diye sordu. Kılıçdaroğlu eski bir hesap uzmanı olduğunu anımsatarak, "Senin hırsızlığını çok iyi ortaya çıkarırım" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları: 

"Bugün burada Cumhuriyet tarihimizin en önemli toplantılarından birini yapıyoruz. Ankara'dan bütün dünyaya bütün kadınlara sesleniyoruz. Siyasette daha fazla olunuz. Gücünüzü gösterin ki haksızlık, hukuksuzluk yaratanlar kaçacak delik arasınlar.Bugün Deniz Baykal'ı Almanya'ya yolcu ettik bütün dualarımız Deniz Baykal'la. Gönlü burada. 

FİLİSTİN'İN DEVLET KURMASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR

Kudüs. 68 kuşağından çok sayıda gencimiz bugün Filistin topraklarında yatmaktadır. Filistin'in bağımsızlığı için gittiler. Filistin'in devlet kurmaları bizim için önemlidir. Bu salondan yüz binlerce kadının selamını, saygısını gönderiyoruz. Sizin devlet talebinizi, demokrasi talebinizi destekliyoruz. Kudüs üzerinde kimse oyun oynamasın. Ortadoğu'da yeniden kanın, gözyaşının neden olurlar. Hiç kimse Kudüs üzerinde oynamasın. Hiç kimse onlara olan desteğimizi engelleyemez.5 ARALIKBugün 5 Aralık. Kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği 83. yıl. 1934'te bu hakkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bir yasa ile tanıdılar. 1934'te Türkiye'de kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olurken Fransa bu hakkı 10 yıl sonra, 1944'te, İtalya, Arjantin, Meksika 1946'da verdi. Yunanistan 1952 yılında verdi.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk şunu çok iyi biliyordu. Erkekler cephede savaşırken onlara silah desteğini, omuzunda top mermisi götüren bu ülkenin yılmaz kadınlarıydı. Mustafa Kemal Atatürk 1934 yılında bunu verdi.

CİNSİYET KOTASI İÇİN TALİMAT

İlk kurultaydan sonra yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Yeter mi? Hayır. Bunun parlamentoda siyasi partiler yasasına da girmemiz lazım. Bütün kadınların önünde söz veriyorum, önümüzdeki günlerde Grup Başkanvekillerine talimatım yüzde 33 cinsiyet kotası içeren siyasi partiler yasası değişikliğini TBMM'ye sununuz. Biz bunu genel kurula indirdiğimizde kadınlara haber vereceğiz, kim evet diyor, kim kadınların siyasette daha az yer almalarını istiyor orada göreceğiz. Sizler de izleyin, bizler de takipçisi olacağız.

BU DRAMI MAN ADASI'NA ŞİRKET KURANLAR ANLAYAMAZ

Bu söylediğim Emine Akçay'ın dramıdır. Man Adası'nda şirket kuranların değil. Bu ülkenin bütün kadınlarına sesleniyorum. Bu düzene evet diyorsanız ben buna isyan ediyorum. Bu düzene isyan ediyorum. Emine Akçayları yaratan düzene isyan ediyorum. Çünkü ben Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün felsefesinden geliyorum. Herkesin özgürce dolaşabildiği bir düzen. Herkesin can ve mal güvenliğinin olduğu bir düzen. Siz sadece yandaşlarınızı düşürseniz bu düzen insanca ve hakça bir düzen değildir. Bu mücadelenin kahramanları bu ülkenin kadınları olacak. Ekmek alırken vergi ödüyorsunuz, çocuğunuza sakız alırken vergi ödüyorsunuz. Ama birileri vergi ödememek için her türlü tezgahı kuruyor. Az önce söyledim, Emine Akçay odun almak için vergi öder, Man Adası'nda şirket kuranlar vergi kaçırmak için her türlü sahtekarlığı yaparlar. Ben bunun hesabını sormayacak mıyım?  

SEN NE MİLLİSİN, NE YERLİSİN

Durumu olan pırlanta alır, yakut alır vergi yoktur. Bir de 12 saat direksiyon sallayan kamyon şoförünü düşünün. Manyon şoförü, TIR şoförü kullanan vatandaşlara sesleniyorum. Dünyanın en pahalı mazotunu sana satıyorlar. Bu beyler vergi ödememek için her türlü numarayı çekiyorlar. Neymiş millilermiş, yerlilermiş. Sen ne millisin, ne yerlisin. Sen ancak ancak gayri millisin. 

2019'DA KADINLARLA BUNLARI SANDIĞA GÖMECEĞİZ

Elinde viski kadehi, altında en pahalı şort, altında yatı liman liman gezer, o da mazot alır bir kuruş vergi ödemez. Sen bunun hesabını 2019'da soracaksın. Kadın hareketi ile biz bunları sandığa gömeceğiz. Ayda 1404 lira alan bir asgari ücretliyi düşünün. Gelir vergisi, KDV, damga vergisi, ÖTV öder ama bu Mancılar yurt dışında tezgah kurarlar. Bir de diyorlar ki bunlara karışmayın. Hepsine dokunacağım, hepsini gece uyutmayacağım. Bu milletin vicdanını ayağa kaldıracağım. 

DOKTORUNU YANINA AL

Efendim, hala belgeler sahtedir diyorlar. Kendilerine cevabım çok basit. Kardeşim madem sahteydi, Meclis'te komisyon kuralım. Çoğunluk sende, gelmiyorsun. Komisyon kurmuyorsun. Belgelerin sahte olmadığını sen de biliyorsun. Benim sözüm söz, bunu sonuna kadar takip edeceğim. Efendim bu bir şirket ticaretiymiş. Bu hangi şirket? Cevao yok. Karı ne? Cevap yok. Bu transferler niye yapıldı? Cevap yok. 1 Sterlin'lik şirket 15 milyar dolarlık ticareti nasıl yapıyor? Cevabı yok. 
Sevgili Erdoğan, gözlerinden öpüyorum seni. Oğluna sor, damadına sor, dünürüne sor. Ben bunların hepsini biliyorum. Sevgili Erdoğan, doktoru yanına al. Enişten Ziya İlgen'in Man Adası'nda şirketi var mı? Enişte, Man Adası'nda niye şirket kursun? Bunları bileceksin. bu şirketin sermayesi nedir? Bileceksin.

BENİM EVİMDE AYAKKABI KUTUSU YOK

Aklıevvel bir AK Parti milletvekili var, geçenlerde "Kılıçdaroğlu'nun evi aranmalı ve belgelere konmalıdır" demiş. Sanıyorlar ki benim evimde onların yaptığı sahtekarlık var. Ben Sayın Külünk'ü, hanımefendiyle birlikte evime davet ediyorum. Buyursun. Benim evim onun evi kadar zengin değil, mütevazı bir ev. Gelsin eşiyle beraber, arzu ederse evimi gezdirebilirim kendisine. İstediği kitabı alabilir, pek hoşlanmaz ama... Ama vallahi de billahi de benim evimde ayakkabı kutusu yok. 

Bu vesile ile AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. Daha belgeyi görmeden sahte ilan ediniz. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zatın avukatı konuşuyor bir de. Ya dur, belgeleri sen görmedin? Sahtekarlar sizin elinize su dökemez, her türlü dümen var sizde. Vergi ödememek için, bu memlekette vergi ödememek için her türlü sahtekarlığı yapıyorsunuz. Ben bunları bilmez miyim, ben eski maliyeciyim. Mal nasıl götürülür senden daha iyi bilirim.

SERVETİN HESABINI MİLLETİN ÖNÜNE KOYAMAYAN ERDOĞAN

AK Partili kardeşim, ben senin oyuna her zaman saygı gösterdim. Senin vatanseverliğine her zaman saygı gösterdim. Sana saygı gösterdim. Siyasal düşüncene de, inancına da saygı gösterdim. Ama şu sorumu bir düşün, senin 2002'de oy verdiğin Recep Tayyip Erdoğan, 2017'deki Recep Tayyip Erdoğan mıdır? Keçiören'de mütevazı bir apartman dairesinde kaldı. Ben de bu millet gibi yaşayacağım dedi. 2017'de Recep Tayyip Erdoğan nedir? Kibre teslim olan, ukala, ağzına geleni söyleyen, servet içinde yüzen, servetinin hesabını milletin önüne koyamayan bir Recep Tayyip Erdoğan var. Sevgili AK Partili kardeşim, bu soruları vicdanınla yanıtla. Devlet adaletle yönetilir, devlet tecrübeyle yönetilir. Devlet kinle, öfkeyle yönetilmez. Devlet yalanla dolanla yönetilmez. Devleti yönetecek kişiler saygın kişiler olmak zorundadır. Halka hesap vermek zorundadır. Halka hesap soranların adı dünyada diktatördür. Bunu bilmemiz gerekiyor artık. 

Şimdi de kafayı iş adamlarına taktılar. Buradan sesleniyorum diyor, bunların hiçbirine çıkış izni asla vermemelisiniz. Yani yurt dışına iş adamlarını çıkarmamalısınız diyor. Bu vatanda kazandığı paraları yurt dışına çıkarmak isteyenlere biz iyi gözle bakmayız diyorsun. İşte biz de sana bu yüzden iyi bakmıyoruz. İş adamına diyorsun ki "Bak ben sana göstereceğim, senin yurt dışına çıkışını yasaklayacağım". Hiç düşündün mü, eskiden bu adamlar Türkiye'ye gelirdi. Şimdi hepsi kaçıyor. Hiç düşündün mü neden diye? Tek adam rejiminin Türkiye'yi getirdiği nokta bu işte. 

BU ÜLKEDE HUZUR BIRAKMADIN

Sen yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesini istiyorsan bir, bütün milletvekillerini serbest bırakacaksın. Gazetecileri serbest bırakacaksın. Hapiste gazeteci, milletvekili olmaz. Üç medya özgürlüğünü sağlayacaksın. Dört, yargı bağımsızlığını sağlayacaksın, mahkemelerden elini çekeceksin. Beş, görevine son verdiğin bütün akademisyenleri yeniden işe alacaksın. Altı, Semih ve Nuriye'yi derhal görevine başlatacaksın. 

Bu ülkede huzur bırakmadın ya, huzur bırakmadın. Bir konuşuyorsun 80 milyon geriliyor. Gerilimden, kavgadan ne çıktı? Soru sorduğun zaman kıyameti koparıyor. Sanıyor ki "Ben bağırdıkça onlar susacak". Sen istediğin kadar bağır, asla ve asla bizi susturamayacaksın. Devlet adaletle yönetilir. Şantajla, tehditle devlet yönetilmez. Ekonominin geldiği hale bakın. Sayın Erdoğan, git bak bakalım İnegöl'e. Mobilyanın başkentiydi. Yaprak kıpırdamıyor. Sorumlusu kim, diyecek ki, "Bunun sorumlusu CEHAPE'dir" Öyle ya, ülkeyi onlar değil CEHAPE yönetiyor. Nasıl bir Türkiye yarattığının farkında mısın? Sen bu ülkede ekonomiyi perişan ettin, insanları perişan ettin.

SARAYDA TÜPGAZI UNUTTU

Fakir ailelerin kullandığı tüpgaz var. E tabii, beyefendi Saray'da tüpgazı unuttu. Tüpgazın fiyatı 100 liraya yaklaştı be kardeşim. Sen bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Her şeye zam geldi, peki ücret artışları ne oldu? Yüzde 7.9. Fatura çiftçiye çıktı, emekçiye çıktı. 

15 yılda yurt dışındaki bir gruba ödediği faiz 145 milyar dolar. İçeride ödediği faiz, 520 katrilyon lira. IMF'den borç almadık diyorlar, e gittin tefeciden borç aldın. Bu kadar faizi kime ödedin? Emekçiye mi ödedin? Tefeciye ödedin kardeşim, tefeciye. Gene keyifli bir adam var, Bekir Bozdağ, karanlık güçler, baronlar benim istifamı istiyorlarmış. Hükümetin Sözcüsü de benim istifamı istiyorlar. Baronlar, karanlık güçler ve siz, "Kılıçdaroğlu'nu nasıl yok edebiliriz" projesi hazırlıyorlar. Kılıçdaroğlu kaya gibi, bu milletin hakkını, hukukunu savunacak. 

GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM, BU PARAYI NEREYE HARCADIN

Türkiye'de değişik yerlerde dedi ki, Suriyelilere 30 milyar dolar para harcadım. Bütün dünyanın önünde de bunu söyledi. Ben de çıktım sordum, bu Suriyelilerin çoğu sefalet içinde yaşıyor. Bu 30 milyar doları kimin için, ne zaman, nasıl harcadın diye. Bekir Bozdağ kalktı diyor ki, efendim yol yaptık. Yoldan Suriyeliler geçmiyor mu? Bari aklı başında bir adam çıkarın da doğru düzgün cevap versin. Vallahi de, billahi de buraya harcamadın. Sayın Erdoğan çıktı, AFAD eliyle 2.3 milyar dolar, belediye olarak 6 milyar dolar, sivil toplum kuruluşları eliyle 1.2 dolar harcadık. Asıl yardımı milletimiz yaptı diyor. E toplayınca, 20 milyar açık kalıyor. Ya siz 20 milyar dolar harcayan millet duydunuz mu hiç? Hala soruyorum sevgili Erdoğan, gözlerinden öpüyorum seni. Bu 20 milyar doları nerede harcadın, kimin için harcadın. Bu 30 milyar dolarla bütün Suriyelilere prefabrik ev yapılırdı, üstelik 25 milyar dolar kalırdı. Kalanla da Mars'a uzay aracı gönderirdik. Biliyorum bunlar zor, ama her halükarda biz bunların hesabını soracağız.

BEN SENİN BOYNUNA NE TAKACAĞIMI BİLİYORUM

Gelelim Rıza Sarraf'a. Dün hayırsever bir iş adamıydı. Devletin protokolünde yer alıyordu. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Rıza Sarraf. Müsteşarlar, müdürler arka sırada.

Havuz medyası bu Rıza Sarraf'ı televizyona çıkardılar, arkasına Türk bayrağı koydular. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağını fon olarak koyan havuz medyasını şiddetle kınıyorum. A Haberi de kınıyorum, A televizyonunu da kınıyorum. Bir de tweet atıyorlar, şeref madalyası takmalıydık. Tak bakalım nereye takacaksın ama ben senin boynuna neyi takacağımı çok iyi biliyorum. Sen vatan hainisin. Bir rüşvetciye Türk bayrağını fon olarak kullandırtamazsın. Kullandırtan adam vatan hainidir. Açık ve net söylüyorum. Bununla yetinmediler bir rüşvetçiyi, şarlatana plaketler verdiler. İtiraz edildi rüşvet çarkı çıktı ortaya. 

Ak parti milletvekilleri rüşvet alan bakanları akladılar. "

BÜLBÜL ÖTÜNCE CASUS OLDU

Efendim Reza Zarrab bülbül gibi ötünce casus oldu. Hain oldu. E düne kadar beraberdiniz. Tıpkı FETÖ gibi, aynı menzile yürüyorlardı. Düne kadar kolkolaydınız. Zarrab'a da ne istediyse verdiniz siz. Bakan istedi bakan verdiniz, rüşvet istediniz rüşvet verdi. Her şeyi para karşılığında yaptınız. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Reza Zarrab hakkında soruşturma açtı. Gizli kalması gereken bilgileri temin ettiği gerekçesiyle mal varlığına el konmasına karar vermiş. Zarrab'ın casus olduğunu, her türlü bilgiyi aldığını size daha önce söylemiştim. Reza Zarrab'a devletin sırlarını kim verdi. Her şeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti saygın bir devlet, saygın kurumları var. Ve 18 Nisan 2013 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne bir bilgi notu bırakılır. MİT, üç sayfalık bir bilgi notu bırakır. 

Yapılan tüm sahtekarlıklar anlatılır. "İran'a yönelik ekonomik ambargoya rağmen İranlı şahısların para transferi gerçekleştirilmesi bağlamında Sarraf'ın ABD'de yasaklı ilan edilebileceği, Ebru Gündeş Sarraf ile evliliği nedeniyle kamuoyunun dikkatini üzerine çektiği için Çağlayan ve Güler ile ilişkilerin açığa çıkması halinde bu bilgiler hükümet aleyhine kullanılabilir" deniyor. 17-25 Aralık'tan 9 ay önce gitmiş bu bilgi notu. Bu sahtekarın yaptığı dolandırıcılık, bakanlarına verdiği rüşvet, senin önüne devletin en hassas kurumu tarafından önüne kondu. Sen bu dosyayı kapattın. Sen bunu görmezden geldin. Bu bilgileri kim verdi? 

Bu bilgilerin tamamını senin hükümetin verdi. Senin hükümetin, Türkiye Cumhuriyeti devletine ihanet etti. Senin bakanların Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün sırlarını Zarrab'a teslim ettiler, para karşılığında üstelik. 27 Mart 2014'te ben bunu söyledim. Ama o zaman savcılar kulaklarını tıkıyorlardı. Çünkü Zarrab çok sevimli bir adamdı, çok hayırseverdi. Hala rüşvet dağıtıyordu, şimdi uyandılar. Erdoğan diyebilir ki, "Reza Zarrab beni kandırdı". Tıpkı FETÖ gibi, PKK gibi. Vallahi de billahi de söylüyorum sevgili Erdoğan, Reza Zarrab seni hiç kandırmadı. Tüm olaylardan en başından beri haberin vardı. Beni kandırdı diyorsan yalan söylüyorsun. Çünkü 17-25 Aralık'tan 9 ay önce, devletin en saygın kurumu senin önüne üç sayfa bilgi notu koydu. 

VATANA İHANET EDENLERİN BAŞINDA SARAYDA OTURAN KİŞİ VAR

Şimdi soruşturmayı yapan savcılara sesleniyorum. Savcı kardeşlerim, sahtekarın peşine biraz geç düştünüz. Soruşturma dosyalarını kapattı başsavcılar. İlk yapacağınız iş, Zarrab dosyasını kapatan hakimleri meslekten atacaksınız. Onlar adalet dağıtmadılar. Bir sahtekarı savundular. Onlar adalet içinde adalet dağıtamazlar. Ona o bilgileri veren bakanları, hükümeti de sorgulayacaksınız. Zarrab'a ben bilgi vermedim. Telefonda konuşmadım. Yan yana gelmedim. Aleyhime yüzlerce dava açtı. Açmazsanız namertsiniz, dedim. Ne oldu? Ben haklı çıktım. Bu devlet sırlarını satmak yeni değil. FETÖ terör örgütüne kozmik odayı açan bunlar değil miydi? Devletin haremini bir terör örgütüne açan bunlar değil miydi? Bu vatana ihanet eden birilerini arıyorsanız, bunların başında Saray'da oturan kişi var. Sen başbakan değil miydin, kimdi bu ülkede başbakan? Tüm bunlardan santim santim haberdardın. Hesabını vereceksin kardeşim. Hesabını 2019'da, sandıkta soracağız."

Kaynak: Artı Gerçek

Editör: TE Bilişim