Gazete Emek- Türkiye’nin, “Nusra’nın günceli hali” olarak kabul ederek “terör listesi”ne aldığı Heyet-i Tahrir’uş Şam’ın (HTŞ) izni ve gözetiminde İdlip’te 10 gün geçiren NTV muhabirinden ekranda cihatçıların propagandasını yaptı: “Kolay kolay silah bırakacak bir grup değil”, “Dünya kamuoyuna kendilerini anlatmaya çalışıyorlar”, “Türkiye sahada da [cihatçılarla] diplomatik faaliyetler yürütecek”

Şam’ın Fethi Cephesi (Eski adıyla Nusra Cephesi) öncülüğündeki cihatçı çatı örgütü HTŞ’nin izni ve gözetiminde İdlip’e giden NTV muhabiri Göktan Bedük, kanalın canlı yayınında izlenimlerini paylaştı.

“Türkiye’nin oradaki asıl gücü silahlar, askerler değil” diyen Bedük, insani yardımların gitmesinin önemli olduğuna dikkat çektikten sonra cihatçılara ilişkin anlatımlarındaki olumlu ifadelerle dikkat çekti.

Videoda 5.50’den itibaren HTŞ’yi anlatmaya başlayan Bedük, “bölgenin başat aktörü” olduğunu, “yüzde 60’ını kontrol ettiğini” ve [Hatay Reyhanlı’nın karşısındaki] Bab el-Hava Sınır Kapısı’nı kontrol ettiğini belirtiyor.

Türkiye, Nusra Cephesi’nin “güncel hali” olarak kabul ettiği HTŞ’yi 31 Ağustos’ta “terör listesi”ne almıştı.

NTV’de HTŞ propagandası

Sözlerinin devamında İdlip’e HTŞ’nin izni ve gözetiminde girdiklerini açıkça belirten Bedük, örgütün kısa bir propagandasını yapıyor:

Benim görebildiğim kadarıyla Heyet-i Tahrir’uş Şam kolay kolay silah bırakacak bir grup değil. Zaten kendilerini anlatmaya çalışıyorlar. Kime anlatmaya çalışıyorlar? Dünya kamuoyuna. Biz oraya girdiğimiz zaman bir basın birimi bile oluşturmuşlardı. Sonuçta baktığımızda kurucuları Muhammed Colani, El-Kaide’nin Suriye kolu olan El-Nusra’daki önemli isimlerden biriydi. El-Nusra’dan ayrılıp HTŞ’yi kurdular. ‘Biz terörist değiliz’ diyorlar şimdi HTŞ’liler. Ve bize bunları anlatmaya çalıştılar. Ne yaptılar? İşte bir basın ajansı bile kurmuşlar, bizimle ilgilendiler, bazı noktalara gittik. Her noktayı çekemedik, onu söyleyeyim. Ama mesela bir toplantı yapıldı, o toplantıda alınan kararlardan bir tanesi şuydu: ‘Dünyadan gazetecileri çağıralım, kendimizi anlatalım.’ Bu da mesela o maddelerden biriydi.

Bedük’ün iddiasının aksine HTŞ, “Nusra’dan kopan Colani ekibi” tarafından değil, doğrudan isim değiştiren Nusra öncülüğünde kuruldu.

2016’da El Kaide ile ilişkilerini sonlandırdığını açıklayan ve adını “Şam’ın Fethi Cephesi” olarak değiştiren Nusra öncülüğünde, Ocak 2017’de kurulan HTŞ, bünyesinde çok sayıda yabancı cihatçıyı barındıran bir çatı örgüt.

Ayrıca 2017’nin sonlarına doğru El-Kaide lideri Eymen el-Zevahiri, Nusra’nın kendileriyle ilişkisini kesmesini hiçbir zaman onaylamadığını açıkladı. “Sahayı iyi bildiğini” öne süren Bedük’ün, ne bu konudan ne de Şubat 2018’de HTŞ’den ayrılan “El-Kaide’ye sadık” komutanların kurduğu Hurras el-Din’den bahsetmemesi dikkat çekiyor.

“Militanların aileleri mülteci kamplarında”

HTŞ ve diğer cihatçı grupların silah bırakmasının zor olduğunu sıklıkla vurgulayan Bedük, militanların ailelerinin mülteci kamplarında yaşadığını, para ve yardımlara ulaşma yolunun silahlı olmaktan geçtiğini belirtiyor:

Ama silah bırakırlar mı derseniz, o kadar karışık bir yapılar var ki… Mesela şu Özgür Suriye Ordusu var, Türkiye’ye çok yakın. Ama onun dışında Suriye Ulusal Cephesi’ne baktığımız zaman içinde 15 grup bulunuyor. Diğer anlamda HTŞ’nin içinde bir sürü grup var. Bunlar silahı nasıl bırakacaklar? Silah orada güç demek. Yani her yerde aynı anlama geliyor ama şöyle düşünün: Bir besin zinciri düşünürsek eğer en üstte silahlı olan insanlar var. O kişilerin de aileleri bulunuyor mülteci kamplarında. Silahın varsa gücün var, silahın varsa yemeğe önce sen ulaşıyorsun, silahın varsa paraya sen ulaşıyorsun. Yani bu insanların parayı bırakmaları, bu grupların çok zor gözüküyor.

“Türkiye cihatçılarla diplomatik faaliyet yürütecek”

Sözlerinin sonunda “yabancı gruplar” meselesine de değinen Bedük’e göre, Türkiye bu konuda “diplomatik faaliyetler” yürütecek:

Bir de yabancı gruplar var tabii. Mesela şu turuncu noktada Türkistan İslam Partisi var, Uygurlar. Rusların en önce saf dışı bırakmak istediği gruplardan biri. Aynı bölgede Çeçenler de var. Bu gruplar nasıl o bölgelerden çıkartılacak? Bakın hat zaten orada, en ön hattalar. Yani cephe hattının önündeler. Oradan nasıl çıkartılacak? Zaten amaç kansız çözüm olduğu için Türkiye bu konuda yine sahada da diplomatik faaliyetler yürüteceğini düşünüyorum. Ama çok zor tabii ki.


Kaynak: Sendika Org
 

Editör: TE Bilişim