Gazete Emek- HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Buldan'ın konuşmasından başlıklar şöyle: 

"IŞİD protestoları 7 Ekim'den çok daha önce başlamıştı. 7 Ekim 2014'te Varto'da Hakan Buksur adlı gencimiz güvenlik güçlerinin açtığı ateşle katledildi. Erdoğan 'Kobani düştü, düşecek' diyerek provokasyonun büyümesine neden oldu. Devletin müdahalesi olana kadar hiçbir şiddet eylemi yaşanmamıştı.

6 yıl aradan sonra kamuoyunun aklıyla dalga geçercesine olayları HDP’nin üstüne yıkmaya çalışanların, siyasi komplodan başka hiçbir şey yapmadıklarını da çok iyi biliyoruz.  Kendi suçlarını örtbas etmenin telaşı içerisindeler.  Kobani’yi çözüm sürecini bitirmenin zemini olarak planladık, kullandık diyemiyorlar, bu şekilde örtbas etmeye çalışıyor.

Bu operasyonun aynı zamanda IŞİD’in Kobani’yi düşürememesinin yıllardır sürdürülen intikamı olmuştur aynı zamanda.  Merak ediyoruz, bu konuda söz mü vermişlerdi?

Eğer Kobani halkı direnmeseydi, dünya bunu sahiplenmeseydi, IŞİD sınırın diğer tarafından devlet kurmuş olacaktı. Türkiye’nin sınır komşusu olacaklardı. IŞİD bunu başaramadığı için 5 Haziran'da Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da, Antep'te halka karşı en büyük katliamlar gerçekleşti.

Onlarca insanın ölümünde AKP iktidarı ve birlikte hareket ettiği paramiliter güçler sorumludur.

Bu operasyon dosyası bizzat sarayda hazırlanmıştır, dosyanın savcısı da Erdoğan ve damat savcıdır.

Siz hesap soracak değil hesap verecek konumdasınız. Öldürülen her bir insanımızın ailelerine, halka ve adalete hesap vermekle mükellefsiniz. Siz sanıksınız biz ise tanığız. Kobani protestolarında bizzat vurulanlarız. Bu da böyle bilinmelidir.

Biz Kobani süreciyle ilgili gerçekler açığa çıksın diye araştırma ve soru önergeleri verdik. İktidar ve ortağı üstünü kapattı. Kobani protestolarında yaşananları, yargı komplosuyla karartamazsınız. Mertseniz, dürüstseniz araştırma komisyonu kuralım. Kimin o dönem içerisinde ne rolü varsa ortaya çıktı. Bizim heyetimiz sizinle neler görüştü, ne talep etti, siz ne yanıt verdiniz, sonra ne yaptınız hepsini hep birlikte aydınlatalım.

Damat savcınızla, saray oyunuyla hakikati karartamazsınız. Bizim alnımız açık, başımız diktir. Verilmeyecek hesabımız da yoktur. Hem yargı sürecinde hem de siyaset zemininde bunun peşini bırakmayacağız. 60 yıl da geçse Kobani gerçeğini karşınıza çıkarmaya devam edeceğiz.

Kobani'yi bahane ederek Kars Belediyemizi gasp ettiler. Bunlar aynı zamanda hırsız, engerek, çiyandır. Bunların başka bir ismi yoktur. Gaspçı kayyum koruma ordusuyla gasp ettikleri belediyenin önünde fetih namazı kıldılar. Önce hırsızlık yapıyorlar sonra namaz kılıyorlar. Haram olsun o belediye. İşlediğiniz günahları namazla kapatamazsınız. 

Kars; Türk, Kürt, Terekeme, Laz Azeri gibi pek çok halkın barış içinde yaşayan kenttir. Belediye Eş Başkanlarımız Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca Kars'taki hırsızlık, yolsuzluk ve çete düzenini bitirdiler. Bunların hortumlarını kestiler. Kars'ta kurulan karanlık düzeni bitirdiler. Toplumcu belediyecilik anlayışıyla Kars'ın hizmete sundular. 24 saat Kars halkının emrinde ve hizmetinde oldular. Bunların intikamı almak için Ayhan Bilgen Başkanımızı haksız ve hukuksuz şekilde tutukladılar. Alaca ve partililerimizi haksız ve hukuksuz şekilde gözaltına aldılar. Hırsızlar dışarıda, ev sahibi içeride.

Yıllar önceki belediye başkanı Erdoğan bugünü anlatmış. Biz de yıllar önceki Erdoğan'a katılıyoruz. Belediye binasını hukuk dışı yollarla gasp etmiş olabilirsiniz ama Kars halkını asla teslim alamayacaksınız. 

Onurlu Kars halkı güce, ranta, hukuksuzluğa amin diyen bir kayyumu asla kabul etmeyecektir.

İçerideki faşizmi büyüyebilmek için Suriye, Libya, Doğu Akdeniz’in ardından bu kez de Ermenistan- Azerbaycan hattında savaş kışkırtıcılığı yürütüyorlar. Nerede barış ortamı varsa bozmak için çaba harcıyorlar. Küresel barış bozguncusudur bu iktidar. Ekonomik krizin altında ezilen yoksul, emekçi halk, işsizliğin, yolsuzluğun hesabını sormasınlar diye yapıyorlar. Rejimleri daha ikinci yılında kokmaya başladı. Kurdukları talan düzenini ayakta tutabilmek için bolca yalana, düşmana ve savaşa ihtiyaçları var.

Doğu Akdeniz için 'Mavi Vatan' diye bir şey ortaya attılar. Bunun asıl adı 'Yeşil Vatan'. Rant yeşili, dolar yeşili vatan. Savaş politikalarını canlı tutmak için nefret iklimini körüklediler. 

Ermeni karşıtlığını kışkırtılıyorlar. Milletvekilimiz Garo Paylan'ı hedef gösteriyorlar. 

Faşizmi her yönüyle yerleştirmeye ve kalıcı hale getirmeye çalışmaktalar. İktidar blogundan yer almayan herkes faşizmin açık hedefi durumundadır. Bu net olarak görülmeli. O nedenle faşizme karşı hep birlikte karşı durmamız gerekir. HDP özgür olmadan, Türkiye özgürleşemez. HDP özgürce siyaset yapamadan, hiçbir siyaset özgürce siyaset yapma ortamı bulamaz. Bugün HDP'ye yapılan aynı zamanda tüm Türkiye halkını, toplumuna yapılmıştır. 

Tüm demokrasi güçlerine bir kez daha seslenmek isterim. Özgürlük ve demokrasi mücadelemizi daha da yükseltmemiz gerekiyor. Bu sadece HDP'nin çağrısıyla yürüyecek mücadele değildir. Artık herkes elini taşın altına sokmalıdır. 

Editör: TE Bilişim