Gazete Emek- HDP, devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker’in ifşalarıyla El Nusra’ya silah gönderdiği yönünde gündeme gelen SADAT’ın araştırılması ve faaliyetlerine ilişkin incelemelerin yapılması için Meclis araştırması istedi.

Genel Kurul’a sunulan önergenin gerekçesinde, 90’lar hafızasının hala güncel olduğuna yer verilerek, “Bunun en önemli sebebi, 90’lı yıllarda etkin olan gayrı resmi yapılar ve faaliyetleriydi. Hatta günümüzde bile bu tür yapıların bazıları hakkında hukuki süreçler tamamlanmamıştır. Bir kısmı için ise iddialara yönelik hukuki süreç başlatılmamış, üstleri örtülmüştür. Bu tarz oluşumlar dünyanın çeşitli bölgelerinde de varlıklarını sürdürmektedir. Bu tür yapılar ve oluşum eliyle hukuk yok sayılarak, izlenen insanlık düşmanı yol ve yöntemlerle toplumların geleceği çalınmaktadır” denildi.

KONTRGERİLLA SAVAŞI

SADAT’ın, resmi sitesinden “suikast tekniği” ve “gayri nizami harp” hizmetleri verdiğini duyurduğuna yer verilen gerekçede, “SADAT, kuruluş gerekçesinde, ‘Müslüman ülkelerin hassasiyetine uygun kontrgerilla eğitimi vermek’ ifadelerine yer vermektedir. Müslüman ülke hassasiyeti ve Müslüman harp terimlerinin ne olduğu konusundaki tartışmalar kamuoyunun akıl erdiremediği bir biçimde devam etmektedir. Müslüman ülkelerin kontrgerilla savaşındaki hassasiyetinin ne olduğu ise belirtilmemektedir. SADAT'ın kurucusu ve yöneticisi Tanrıverdi'nin2, ‘Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız’ sözleri de toplumda tepki toplamıştır. Öte yandan iktidar bu kuruluşla ilgili sessizliğini korumaktadır. Ayrıca SADAT’ın kurucusu ve yöneticisi olan Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin daha önce Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı yapmış olması da kamuoyunu endişelendiren faktörlerden biri olmuştur” ifadelerine yer verildi.

Önergede şunlara kaydedildi: “Son olarak, ‘Türkmenlere gönderilen silah ve mühimmat SADAT üzerinden El Nusra’ya gitti’ iddiaları gündeme gelmiştir. Bu haber ve beyanların, yaşanan fiili durumlar da göz önüne alınarak, araştırılması elzem hale gelmiştir.”

Genel Kurul’da oylamaya sunulan önerge AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

SADAT NEDİR? NASIL VE NEDEN KURULDU VE HAKKINDAKİ İDDİALAR NELER?

SADAT 28 Şubat 2012 tarihinde emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve 23 emekli subay ve astsubay tarafından kuruldu. Şirketin kuruluş içeriğinde, uluslararası alanda askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi tanımlar yer alıyor.

Şirketin kurucu üyeleri, Savunma Danışmanlık'ın kısaltması olarak kullanılan 'SADAT'ın Arapçada "seyitler" anlamına geldiği için bu ismi seçtiklerini ifade ediyor.

SADAT'IN KURULUŞ AMACI NEDİR?

SADAT'ın resmi internet sayfasındaki "misyonumuz" sayfasında, kurumun kuruluş sebebi şu ifadelerle açıklanıyor:

"Uluslararası alanda Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu amacıyla, stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmak ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yeri almasına yardımcı olmaktır"

SADAT’IN KURUCUSU ADNAN TANRIVERDİ KİMDİR?

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı'nda yaklaşık 30 yıl görev yaptı. Kara Harp Akademisi'nde eğitmen olarak derslere giren Tanrıverdi’nin öğrencilerinden biri de Savunma Bakanı Hulusi Akar idi.

Tuğgeneralliğe yükselen Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde resmi olarak "kadrosuzluk" gerekçesiyle emekli edildi. Fakat o dönemde birçok askeri personel gibi "islamcı" olarak kategorize edildiği için askeri kariyerine son verildi.

Tanrıverdi askeri kariyerinden sonra, kendisi gibi emekli edilen askerler ile kurulan Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) katıldı, ve 5 yıl boyunca kurumun genel başkanlığını pozisyonunda bulundu.

Daha sonra Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK’nın yeniden yapılandırılmasına yönelik fikirleri gündeme gelmeye başladı.

SADAT'ı kurmadan önce Tanrıverdi, ABD'de askeri strateji alanından danışmanlık yapan Amerikalı özel şirketlerin işleyişi hakkında çalışmalar yürüttü.

ERDOĞAN İLE NASIL TANIŞTI?

1994'te Recep Tayyip Erdoğan İstanbul belediye başkanı seçildiğinde, askeri kanadından nadir destekçileri arasında Tanrıverdi vardı.

Erdoğan’ın adaylığı sırasında Tanrıverdi İstanbul Maltepe’de Tugay Komutanı olarak görev yapıyordu. Bu sırada, ortak bir tanıdıkları vasıtasıyla tanışan Erdoğan ve Tanrıverdi’nin ilişkisinin zamanla dostluğa dönüştüğü iddia ediliyor.

Erdoğan'ın güvendiği bir isim olan Tanrıverdi, Ağustos 2016'da Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına atanmıştı. Tanrıverdi, özellikle savunma alanında, Erdoğan'ın en önemli danışmanlarından biri oldu.

Tanrıverdi'nin Aralık 2019’da İstanbul'da düzenlenen bir kongrede yaptığı konuşma büyük tepkilere neden olmuştu.

Tanrıverdi’nin, "Mehdi’nin gelişine hazırlanmamız gerekiyor" şeklindeki açıklamasına gelen yoğun tepkiler, Ocak 2020’de hem başdanışmanlık hem de Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinden alınmasına sebep oldu etti.

SADAT'IN  15 TEMMUZ'DAKİ ROLÜ HAKKINDA İDDİALAR

Danışmanlığa atanmadan önce Tanrıverdi'nin SADAT örgütü ile 15 Temmuz Darbe Teşşebüsü'nü püskürtmede önemli rol oynadığını iddia ediliyor

O geceye dair en önemli iddialardan biri de SADAT'ın öncülüğünde sivillere çok sayıda ağır silah dağıtıldığı konusu. Ayrıca bu silahların şu an kimlerin elinde olduğu bilinmediği iddia ediliyor

Söz konusu iddiaları kesin dille reddeden Tanrıverdi ise "Sizce 10'dan az danışmanı olan bir şirket, darbe girişiminin bastırılmasında rol oynamış olabilir mi?" diyerek SADAT'ın böyle bir misyonunun olmadığını söylemişti.

SADAT HANGİ ÜLKELERDE FAALİYET GÖSTERİYOR?

SADAT'ın bu konudaki resmi açıklamaları ile hakkındaki iddialar arasında farklılıklar söz konusu.

Kurumun internet sitesinde ifade edildiği gibi SADAT'ın faaliyet alanı başta Türkiye ve Müslüman nüfusun yüksek olduğu ülkeler olarak gösteriliyor.

Ancak SADAT'ın kurucusu Tanrıverdi, Ocak 2018'de Habertürk'ten Kübra Par'a verdiği röportajda, SADAT'ın Türkiye'de hiçbir faaliyeti olmadığını savunarak, "Tekrar söylüyorum. SADAT, yurtiçinde emniyet teşkilâtına, TSK’ya ve başka hiçbir kuruma, örgüte veya sivil şahsa danışmanlık ve eğitim hizmeti vermemektedir" diye konuşmuştu.

Aynı röportajda, Türkiye’nin dış politikalarına uygun olan ülkeler ile çalıştıklarının altını çizen Tanrıverdi, "Şu anda tek bir ülkede faaliyetimiz var. Hangisi olduğunu söylemeyelim çünkü onların da kendi mahremiyeti var" demişti.

SADAT LİBYA’DA NASIL BİR ROL ÜSTLENDİ?

Fransız İstihbarat Araştırma Merkezi adlı düşünce kuruluşuna göre SADAT halihazırda en az 22 Müslüman ülkede askeri danışmanlık faaliyeti yürütüyor.

SADAT’ın Libya’da Hafter’e karşı savaşan güçlere destek verdiği iddiaları öne sürülüyor.

Özellikle SADAT'ın Libya'daki aktif rolü sayesinde, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlık Libya ordusu, Halife Hafter güçlerine karşı sahada ciddi kazanımlar elde etti.

Putin yönetimine yakınlığıyla bilinen Federal Haber Ajansı, Özgür Suriye Ordusu militanlarının SADAT ekipleri tarafından Libya'ya götürüldüğü iddia edilmişti.

TSK güçlerinin Libya’ya gitmesini sağlayacak tezkerenin Meclis’ten geçmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalif güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak" açıklamasını yapmıştı.

SADAT'IN SURİYE’DEKİ SİLAH TİCARETİ İDDASI

Tanrıverdi, şirketin Suriye'deki faaliyetleri hakkında çıkan iddiaları her zaman reddetti. SADAT yönetimi, Suriye’de herhangi bir eğitim veya örgütlenme faaliyetinde bulunduğuna dair iddiaları yalanlıyor.

2014'te ortaya çıkan MİT TIR'ları skandalına bir yenisi eklendi. Türkiye'den silahların, MİT tarafından Suriye'de faaliyet gösteren silahlı radikal örgütlere yollandığı iddiası hala gündemde iken, Sedat Peker yeni bir iddiayı gündeme taşıdı.

Sedat Peker 30 Mayis'ta yayınladığı videoda, "Mit tırları yakalandığında içindekilerin (silahların) Türkmenlere ihtiyaç için gittiğini düşünüyordum. Fakat bu silahların yollanması meselesini TSK'nın ve MİT'in değil, SADAT'ın içindeki bir ekibin organize etti. Kendi üzerinden gönderilen bu malzemelerin Türkmenlere değil, El-Nusra'ya gönderildiğini..." iddia etti.

SADAT’TAN AÇIKLAMA: “İFTİRA SAHİPLERİNİN İFTİRALARINI İSPATLAMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

SADAT'ın internet sitesinde yayımlanan açıklamada Sedat Peker'in iddiaları yalanlandı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye’de yargılanmakta olan Peker’in, kendini aklamak amacıyla bir yandan suçlarını itiraf ederken bir yandan da hedef saptırmak için pek çok isim de zikrederek ‘Çamur at, tutmasa bile izi kalır’ mantığıyla hareket ettiği görülmektedir.

İşlediği suçlar belgeli ve ispatlı olan firari suç örgütü liderinin, hedef saptırmak için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi kurumu Milli İstihbarat Teşkilatı’nı, güzide şirketimiz SADAT Savunma’yı ve bazı bürokratları hedef alması aklı selim sahibi kamuoyunun dikkatinden kaçmamıştır. İftira sahiplerini iftiralarını ispatlamaya, ellerindeki belgeleri savcılığa teslim etmeye çağırıyoruz. Peker videosunda terörist gruplara silah sattığını itiraf etmektedir; fakat şirketimizin Peker tarafından terörist gruplara teslim edilen silahlarla hiçbir ilişkisi yoktur."

AKŞENER’İN ‘SİLAHLI EĞİTİM KAMPI’ İDDİASI

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2018 yılında bir açıklama yapmış, silahlı eğitim kamplarından söz ederek SADAT'ı şu sözlerle işaret etmişti:

"Son dönemde üniformalar uzun namlulu silahlarla bazı kişiler ortalıkta dolaşıyor. Bunlarla ilgili çok önemli iddialar var" diyen Akşener, "Örneğin Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılırsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var. Bunlardan birisi de Sadat diye bir yapı. İnanın Sadat da diğer yapılar da benim için toz zerresidir. Bu malum yapılar insanları çatışmaların içerisine sürükleyecekler. Şimdiden uyarıyorum ve önlem alınmasını istiyorum"

Bugüne kadar söz konusu iddialara yönelik herhangi bir hukuki soruşturma açılmadı. Şirket hakkında son dokuz yılda meclise verilen soru önergelerine ise hükümet tarafından yanıt verilmedi.

'İSLAM ÜLKELERİNİN BİELİK OLMASINI İSTİYORUZ’

SADAT'ın gücünün "abartıldığını" ileri süren Tanrıverdi söz konusu iddialar için, "Gülüyorum … Böyle bir şey mümkün değil. Çok saf, temiz duygularla İslam ülkelerine, Silahlı Kuvvetler’imi­zin tecrübelerini nakletmek istedik. Hepsi bu... Ayrıca İslam ülkeleri­nin birlik olmasını istiyoruz, bu bizim “kızıl elma”mız." diye konuşmuştu.

Kaynak: MA

Editör: TE Bilişim