Gazete Emek- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu.

TBMM'de iç tüzüğe aykırı olarak reddedildikten sonra tekrar gündeme alınan güvenlik yasasını eleştiren Sancar, tek adam yönetiminde hiçbir demokratik mekanizmanın işlemediğini ifade etti. Sancar, "Güvenlik Yasası'nın yeniden gündeme getirilerek onaylanması, parlamentonun değil Saray'ın esas alındığını bir kez daha ortaya koydu. Oylamasını tekrarladıkları iç güvenlik yasası benzeri düzenleme bir fişleme yasası. O yasa, olağanüstü hali kalıcı kılma çabasıdır. Darbeci zihniyetin ürünü bir yasadır. 28 Şubat'ın devamıdır, toplumla mücadele yasasıdır," dedi.

İktidarın seçim kaybedince kuralları değiştirerek oyunbozanlık yaptığını ifade eden Sancar, "Ama bunun bir sonu, sınırı var. İlk seçimde bunun en acı çarpıcı neticesini kendilerine yaşatacağız. Bu nedenle saldırıyorlar. Bu ülkenin kilit gücü olduğumuuzu her seferinde kendilerine göstereceğiz," diye devam etti.

BAHÇELİ'YE AYM TEPKİSİ

Sancar şöyle devam etti:

"HDP'yi denklem dışı bırakmaya, saldırmaya çalışıyorlar. Ama biz seçimde ve seçim dışı bütün demokratik siyaset alanlarında bu ülkenin kilit gücü olduğumuzu göstereceğiz yeniden. Her alanda göstereceğiz, göstermeye devam edeceğiz. Tanımadıkları iradeyi nasıl tanımak zorunda kalacaklarını güçlü demokratik mücadele kendilerine gösterecek.

İktidarın küçük ortağı Bahçeli, Anayasa Mahkeme'sini tehdit ediyor. Başkanını hedef gösteriyor. Bunun adı faşizmdir. Bir kez daha söylüyoruz: Faşizme geçit yok.

Yargıyı da ellerine bir aygıt olarak alıyorlar ve bir nevi arka bahçe haline getiriyorlar. Yargıyı kullanarak toplumu dizayn etmeye, muhalefeti sindirmeye çalışıyorlar. Adaleti ülkenin temeli olmaktan çıkarıp saraylarının kolonu haline getirdiler.

Yargı sistemi, iktidarın siyasi gündemine, ajandasına göre pozisyon almakta ve karar vermektedir. İktidar işareti verdiğinde yargı harekete geçmektedir, özellikle de savcılar. En son, çarpıcı örneğini Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesine giden süreçte ve sonrasında gördük. Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP’nin mücadelesinin sembollerindendir. Zulüm uyguladılar ama hiçbir şekilde boyun eğmedi, başını dik tuttu. Bu onlara büyük bir dertti. HDP budur! HDP, onuru ayakta tutmanın adıdır. O nedenle onlara dert olmaya devam edecektir.

Baştan beli Gergerlioğlu arkadaşımızın mücadelesi partimizin mücadelesidir. Kendisi nasıl davranmak istiyorsa parti yönetimi olarak onunla yürüyeceğimizi söyledik. Sonuna kadar da öyle yaptık. Biz birlikte bir güç olduğumuzda, kendi gücümüzü başka alanlarda başka güçlerle birleştirdiğimizde, bu ülkenin karanlık gidişatını da bitireceğiz. Halk, çaresiz değildir, bu ülkeye mahkum ve mecbur değildir. Her alanda mücadeleyi, demokrasi, özgürlük, ekmek ve aş için kararlılıkla sürdürüyoruz.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

İktidar, sadece adalet ve siyaset zeminini yıkmakla kalmıyor, buna bağlı bir sonuç da ekonomideki çöküştür. Ekonomik kriz demek bunu biraz basitleştirebilir, ekonomide çöküş yaşanıyor, bunun altında kalanlar emekçi, yoksul halklarımızdır. Bu çöküşün her şart altında nimetini yiyenler de vardır. 'Kriz' herkesi eşit vuruyor gibi bir algı yarattılar. Kriz kelimesi yetersizdir, ekonomik çöküş yaşıyoruz. Yoksul halka, gençlere, kadınlara çıkarmak istiyorlar faturasını da. Ekonomik kriz dendiğinde tablonun diğer tarafına bakarsanız yandaş sermayenin nasıl büyüdüğünü görürsünüz. Oraya akan milyar dolarları görürsünüz. Merkez Bankası'nın "kaybolan" 128 milyar dolarlık rezervinin nereye aktığını görürsünüz. Bu nedenle bu sistem, ülke ekonomisini yoksulların, emekçilerin üzerine çökertmeye çalışıyor.

İnsanlar ekmeklerinin gasp edildiğini görüyorlar, nasıl ve neden gasp edildiğini de görüyorlar. Bu iktidarın sürekli otoriterleşen, herkesi tehdit eden anlayışının aynı zamanda ekmeğin gaspı, işin gaspı olduğunu görüyorlar. Kurtuluş, özgürlüğü gasp edilen halkların, hakları yok edilmek istenen kadınların, ekmeği elinden alınan emekçilerin ortak mücadelesinden geçiyor. HDP bu ortak mücadelenin en sağlam sütunudur.

Asgari ücretliden vergi alınmasın diye kanun teklifi veriyoruz, bunu reddedip yerine fişleme yasası getiriyorlar. Niye? Eğer açlığı yok edemiyorlarsa açları kontrol etmek zorundalar! Açlıkla mücadele etmiyorlarsa açlarla mücadele etmek zorundalar...

Sağlık sistemi bir müşteri sistemine dönüştürülmüştür. Aslı Özkısırlar hastane bulamadığı için hayatını kaybetti! Bir yandan insanlar böyle hayatlarını kaybederken diğer yandan yandaşa helikopter gönderiyorlar. Kimin parasıyla kime hizmet ediyorsunuz!

EMEKLİ AMİRALLERİN BİLDİRİSİ

Gerçekten darbeci zihniyetle, girişimle hesaplaşma konusunda samimiyse bu iktidarın yapacağı ilk şey kendi icraatlarıyla yüzleşmek olacak. Bir bildiriden darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara hatırlatalım. Binlerce arkadaşımız cezaevlerinde, seçme ve seçilme hakkını kaldırarak belediyelere el koymak darbe girişimi değil midir? Biz siyaset ve demokrasi dışı hiçbir arayışa prim vermeyiz, karşısındayız.

Kaynak: BirGün

Editör: TE Bilişim