Gazete Emek- Türkiye'de yaşanan ekonomik krizi 1929'daki 'Büyük Buhran'a benzeten Prof. Dr. Sungur Savran, siyasi iktidarın önlem almak yerine krizi seçim sonrasına ertelediğini söyledi.

Ekonomik krizin etkileri kendini iyiden iyiye hissettirdiği günümüzde uyarı iktisatçı Prof. Dr. Sungur Savran'dan geldi.

İktidarın ekonomik krize karşı gerekli etkili önlemleri almak yerine 31 Mart seçimlerine kadar krizi ertelemeye çalıştığını belirten İstanbul Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sungur Savran, yerel seçim sonrası büyük işten çıkartma dalgalarının yaşanacağına dikkat çekti:

“Dolayısıyla krize karşı işçi ve emekçi halkın, her milletten ve memleketten halkın bir araya gelmesi lazım. Hangi sendikadan olduğundan bağımsız olarak bütün sendikalı ve sendikasız işçiler, işsizler ve genç emekçiler hepsi beraber, emeklileri ve diğer ezilenleri yanına alarak ekonomik krize karşı mücadele etmeleri gerekiyor. Eğer işçi ve emekçi adım adım AKP’den desteğini çekerse AKP’nin en büyük oy gücü büyük bir darbe alır. Dolayısıyla iktidarın bugüne kadar rahatlıkla yürüttüğü bu politikalar karşısında kitle tepkisiyle durum tamamen değişebilir. O yüzden işçi ve emekçi kitlelerin bu konuda son derece tutarlı ve mücadeleci bir hat izlemesi çok önemlidir.”

'SEÇİMLERİN ARDINDAN İŞÇİLERİN KAZANIMLARINA KARŞI TAARUZ BAŞLAYACAK'

Türkiye'nin üretim alanında da hızla krize girdiğini belirten Savran, bunun ise işsizliği arttırdığını ifade ederek, “AKP hükümetinin bütün yapabildiği uluslararası finans sermaye çevrelerine taviz üstüne taviz vermek, onların kurallarına uymak ve onları tatmin etmektir ki yabancı yatırım Türkiye’ye devam etsin. Bunun şimdilik sonuçları tam olarak ortaya çıkmadı. Çünkü AKP 31 Mart seçimlerini kazasız belasız atlatmaya çalışıyor. Ama 31 Mart’tan sonra doğrudan doğruya işçi ve emekçi kitlelerin haklarına, kazanımlarına ve mevzilerine bir taarruz başlayacaktır” diye ifade etti. 

‘ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI RİSKİ ORTAYA ÇIKTI'

Dünya çapında 1929'da yaşanan 'Büyük Buhran' olarak adlandırılan ekonomik krize değinen Savran, bu kriz sonrası dünyanın yaşanmaz bir hale geldiğini, hayatını idame ettirebilmek için çocuğunu satışa çıkaranların bile olduğunu ifade etti. Türkiye'de bugün yaşanan krizin de 'Büyük Buhran' krizine benzediğine dikkat çeken Savran, bu krizin sadece Türkiye'de değil dünyada yaşandığının altını çizdi: "Faşist hareketler hızla Avrupa'da ve Amerika’da yükselmeye başladı. Ülkeler arasındaki çelişkiler artıyor. Gümrük duvarları yükseltiliyor, ticaret savaşları yapılıyor. Hatta bir üçüncü dünya savaşının riski ortaya çıkıyor. Dolayısıyla dünya çapında olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Trump gibi olağanüstü politikacılar da bunun ürünüdür.”

‘KRİZDEN TÜRKİYE DE PAYINI ALDI'

Türkiye’nin de bu krizden payını aldığını dile getiren Savran, "Başlangıçta bu kriz batı ülkelerinde yaşandı. Dolayısıyla sermaye Türkiye gibi ülkelere aktı. Türkiye sermayesi ağır şekilde dövizle borçlandı. Ama daha sonra öbür taraflarda faiz oranları yükselmeye başlayınca sermaye geri döndü. Bu sefer Türkiye sermayesi bu derin boşluk karşısında çaresiz kaldı ve dolayısıyla Türkiye’de büyük bir döviz krizinin eşiğe gelmesi söz konusu oldu” diye konuştu.

Kaynak: M.A

Editör: TE Bilişim