Gazete Emek- HDP eski milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, Diken yazarı Kemal Göktaş'la 'Kısa Dalga Podcast' için yapılan dört bölümlük 'Sırrı Süreyya Önder Anlatıyor' söyleşisinin ikinci bölümünde, Kürt sorununda müzakere süreci ve sürecin sona erdiği dönem başbakan olan Ahmet Davutoğlu hakkında konuştu.

AHMET DAVUTOĞLU GÜVENDİĞİNİZ BİRİ Mİ: HAYIR, KOCAMAN BİR HAYIR

Kürt sorununda çözüm sürecinin başarısız olmasının ilk nedeninin, devletin verecekleri ile Kürtlerin taleplerinin arasındaki 'makasın açıklığı' olduğunu belirten Önder, dönemin başbakanı ve şimdinin Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'na, kesinlikle güvenmediğini ve başbakanlık koltuğuna oturmadan önce yaptıkları görüşmede bölge ve Kürt sorununa ilişkin görüşleri nedeniyle "Bunlar ergen imam hatipli kafası, bunlarla bir yere gidilmez" dediğini söyledi. Önder, 'Güvendiğiniz biri mi Ahmet Davutoğlu?' sorusuna da, "Hayır, kocaman bir hayır" yanıtı verdi:

"Başbakan olmadan önce iki üç saatlik bir görüşme yapmıştık kendisiyle. Başbakan olacağını biliyorduk. Onun için böyle bir anlamda bir ön görüşme idi. Bu söylediğimi o zaman yüzüne de söyledim. Bunlar ergen imam hatipli kafası dedim. Birinci sınıfta hoş karşılanır imam hatipte, bu çocuk gelmiş de ama ikinci sınıfta daha kâmil olurlar. Yani bununla varılacak bir yer yoktur şeklinde kendisine söylemiştim."

'DAVUTOĞLU BENZERİ SİYASİ AKTÖRLER ÖZELEŞTİRİ VERMEKTEN KAÇINDI'

'Hangi özelliği nedeniyle bunu söylediniz?' sorusuna, "Ortadoğu projeksiyonu, bölge, Kürt meselesine kamuoyu tarafından da bilinen yaklaşımı" yanıtı veren Önder, Davutoğlu ve benzer çizgideki siyasal aktörlerin geçmişe ilişkin bir özür veya özeleştiri vermekten kaçındıklarını ifade etti:

"Canlarını hiç cefaya sokmuyorlar, dün de kendileri halkıydı bugün de kendileri de haklı. 'Ah o günlerde neler çektik' gibi, 'aslında ben kapalı kapılar ardında söyledim' diye geçiştirilecek bir şey değil bu."

'KÜRT SORUNU TÜRKİYE'NİN BUZDAĞI, BİR GÜNDE ERİTEMEZSİNİZ'

Kürt sorununda müzakere sürecinin başarısız olmasındaki ilk sebebinin, 'Kürt siyasi hareketinin talebiyle, devletin yapmayı, kabullenmeyi düşündüğü şeyler arasındaki makas açıklığı' olarak tanımlayan Sırrı Süreyya Önder, Kürt sorunu için 'Türkiye'nin buzdağı' benzetmesi yaptı:

"Devlet bu konuda ya işte birkaç daha önce kıstığımız ya da cebren gasp ettiğimiz birkaç uygulamayı gevşetiriz, e bunların da onuru tamir olmuş olur, e silahı da bırakırlar falan gibi ciddiyetsiz, meselenin taşıdığı boyutları kavramaktan ve birlikte düşünmekten uzak bir şey yaklaşımı vardı. Kürt siyasal hareketi de daha önceki ateşkes ve müzakere süreçlerinden kendilerince çıkardığı sonuçlarla, dört başı mamur çerçevelenmiş ve demokratikleşme süreçlerini de içeren bir zemine oturtulmadan bunun her zaman geriye dönüş kapısını açık bırakacağı düşüncesindeydi.

Kürt sorunu Türkiye'nin buzdağı. Bunu bir günde eritemezsiniz. Dolayısıyla sadece vereceğiniz ısı değildir bunu eritecek olan, aynı zamanda bu denklemde bir de zaman dediğimiz bir şey vardır."

SİNEMAYA GERİ DÖNÜYOR

Cezaevinden çıktıktan sonra Diyarbakır'da rol aldığı filmin 'Diyarbakır kırıklarını' anlattığını ve kendisinin de kırıkların kuşlarını çaldığı bir oto galericiyi oynadığını söyleyen Önder, "Sinema yapmaya hazırlanırken ceza onaylandı. Şimdi ama 3 tane bitirmiş olduğum senaryom var" diyerek sinemaya döneceğini açıkladı.

Kaynak: Artı Gerçek

Editör: TE Bilişim