Gazete Emek-  Diyarbakır’da 28 Kasım 2015’de Sur İlçesi’ndeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada silahlı saldırı sonucu öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, ölümünün 5’inci yıl dönümünde anıldı.

Anmada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, "Kürt meselesinin barışçıl çözümü konusunda Tahir Elçi’nin bıraktığının çok gerisindeyiz. Mesele tümüyle güvenlik bürokrasisine terkedilmiş durumda. Çözümsüzlük politikası can almaya ve can yakmaya maalesef devam ediyor" dedi.

Her yıl kitlesel bir şekilde yapılan anma etkinlikleri, bu yıl koronavirüs (Covid-19) önlemleri kapsamında gerçekleşti. Diyarbakır Barosu, salgın nedeni ile anma programına temsili düzeyde katılım sağlanacağını duyurmuştu.

Tahir Elçi’yi anmak için bir araya gelen baro ve STK temsileri, Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare önüne çok sayıda polis eşliğinde yürüdü.

Anmaya Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ile Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Parti Sözcüsü Ebru Günay ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da katıldı.

'ELÇİ'NİN FAİLLERİNİ ARIYORUZ'

Yürüyüşün ardından açıklama yapan Baro Başkanı Cihan Aydın, "Baro Başkanımız Tahir Elçi’nin bulunduğumuz yerde katledilmesinin ardından beş yıl geçti. Kalın bir cezasızlık zırhıyla korunan Elçi’nin faillerini arıyoruz. 218 hafta boyunca Diyarbakır Adliyesi önündeki adalet arayışımızı mahkeme salonlarında sürdürmeye karar verdik. Ancak yapılan ilk duruşma gösterdi ki soruşturma sürecindeki cezasızlık politikası aynı şekilde mahkemeye de sirayet etmiş durumda" dedi.

'TOPLUM OLARAK HAPSEDİLMEYE ÇALIŞILDIĞIMIZ KARANLIK DAHA DA ZİFİRİLEŞTİ'

Yurttaşların hukuk güvenliğinin kalmadığını belirten Aydın sözlerine, "Diyarbakır Barosu meslektaşlarımızın da destek ve dayanışmasıyla bu cezasızlık politikasına, gerçeği perdeleme çabasına karşı mücadele etmeye devam edecektir. Tahir Elçi’nin aramızdan koparılışından sonra ne değişti derseniz: Şark cephesinde değişen bir şey yok. Toplum olarak hapsedilmeye çalışıldığımız karanlık daha da zifirileşti. Bu ülkede artık hiçbir yurttaşın hukuk güvenliği yok. Seksen milyon insan olağan şüpheli. Her sabah kırılan ya da çalınan kapılar, gözaltına alınan onlarca kişinin haberini almakla güne başlamak rutin bir hale geldi. İşkence, yasa dışı öldürmeler, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, çevre katliamları konusunda yargının sağır edici sessizliğine tanıklık ediyoruz" şeklinde devam etti.

'KÜRT MESELESİNİN BARIŞÇIL ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA ELÇİ'NİN BIRAKTIĞININ ÇOK GERİSİNDEYİZ'

Aydın insan hakları ihlallerinin Elçi'nin ölümünün ardından daha da arttığını belirterek örnekler verdi. Kürt sorununun çözümünün güvenlik bürokrasisine devredildiğini, "Kürt meselesinin barışçıl çözümü konusunda Tahir Elçi’nin bıraktığının çok gerisindeyiz. Mesele tümüyle güvenlik bürokrasisine terkedilmiş durumda. Çözümsüzlük politikası can almaya ve can yakmaya maalesef devam ediyor" şeklinde anlattı.

Konuşmasına cezaevlerindeki gazeteci ve siyasilerden konu açarak devam eden Aydın, "İfade ve basın özgürlüğü ağır bir tehdit altında. Binlerce insan sosyal medya ve diğer iletişim araçlarıyla fikirlerini paylaştıkları için soruşturma ve kovuşturma tehdidi altında. Aynı şekilde meslek etiğine uygun bir şekilde görevlerini yapan onlarca gazeteci de hapishanelerde. Hapishaneler fikirlerinden dolayı tutuklanan siyasetçiler, sivil toplum temsilcileri ve gazeteciler için adeta kalıcı bir ikametgâha dönüşmüş durumda. Her yıl tedavisi yapılmayan onlarca hasta mahpusun cenazeleri cezaevinden çıkıyor" dedi.

'GÖZÜN ARKADA KALMASIN SEVGİLİ BAŞKAN'

Aydın'ın Diyarbakır Barosu adına yaptığı açıklamanın devamı şu şekilde:

Mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik saldırılar ve tacizler de daha da aratarak devam ediyor. Avukatlar mesleki faaliyetleri nedeniyle gözaltına alınmakta, tutuklanmakta ve cezalandırılmaktadır. Ama gözün arkada kalmasın Sevgili Başkan, binlerce meslektaşın senin bıraktığın yerden kararlılıkla adalet ve insan hakları mücadelesini sürdürmektedir. 

İşte senden sonra memleketin pürmelali böyle Sevgili Başkan. Demokratik, özgür ve barış içinde bir yaşam hayalin, bizim de hayalimiz. Düşlerinin ve düşlerimizin savunucusu olmaya, bunlar için mücadele etmeye devam edeceğiz. 

Kaynak: Artı Gerçek

Editör: TE Bilişim