Gazeteemek- Uluslararası Sendika Örgütlerinden Türkiye'ye sert OHAL tepkisi geldi. 


Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ile Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUP), Türkİş, Hak-İş, DİSK ve KESK ile birlikte yayımladıkları ortak bildirgede, OHAL ve KHK’lerin güvenliği sağlamanın ötesine geçtiğine vurgu yaptı.

Sendikaların uluslararası çatı örgütlerinden geniş katılımlı bir heyet 3-5 Mayıs arasında Ankara’da görüşmelerde bulundu. ITUC Genel Sekreteri Vekili Jaap Wienen, ETUC ve Belçika Sendikalar Konfederasyonu (FGTB) Genel Başkanı Rudy De Leeuw ile Küresel Sanayi İşçileri Sendikası (IndustriALL) Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Özkan’ın da aralarında bulunduğu heyet görüşmelerin sonunda Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK’le birlikte ortak bildirge hazırladı. Bildirgede, şu değerlendirmelere yer verildi:

* Uluslararası temsilciler Türk hükümetinin, çoğu zaman hukukun üstünlüğüne uymayan bir şekilde, kanıta ve karineye dayanmayan, çoğunluğu kamu görevlilerine ve aynı zamanda, başta kayyım atananlar olmak üzere, belediye işçilerine yönelik gerçekleştirilen, işçilerin kitlesel olarak işten çıkartılması dalgası konusunda endişe duyduğunu iletmiştir.

* Darbe girişiminin ardından OHAL ve KHK’lerin güvenliği sağlamanın ötesine geçtiğine ve orantısız olduğuna vurgu yapmıştır. Öyle ki, ihraç ve açığa almalar on binlerce işçinin geçim kaynağını yıkmaktadır ve insani bir problem haline gelmektedir; alınan tedbirlerin iş dünyası, yatırım ve işler üzerinde önemli olumsuz etkisi bulunmaktadır; bu sırada işçiler ve sendikalar için elzem olan iş sağlığı ve güvenliği yatırımları, bazı taşeron ve istihdam büroları kanalıyla çalışmanın yaratmış olduğu güvencesizlik veya toplu iş sözleşmelerinin yenilenmesi gibi meseleler bir kenara atılmış bulunmaktadır.

* Sürdürülebilir, kapsayıcı, demokratik, laik ve istikrarlı bir toplumun gelişiminin temeli olan sosyal barışın önemi vurgulanmıştır.

OHAL’i kaldırın

Heyet, Türk yetkililerinden şu taleplerde bulundu:

* OHAL uygulamasının kaldırılması için gereken koşullar sağlanmalıdır.

* Kanıta/hukukun üstünlüğüne dayanmaksızın yapılmakta olan toplu ihraçlar, açığa almalar, sindirme ve tutuklamalar durdurulmalıdır.

* Net bir suçlama olmaksızın, dosyası mahkemede bekletilen tüm gözaltındaki işçiler, kamu görevlileri, gazeteciler, parlamenterler ve seçilmiş belediye başkanlarının serbest bırakılması çağrısı yapılmalı; gözaltındaki diğer kişilere erişim sağlanabilmelidir.

* Suçu kanıtlanana kadar masumiyet ilkesini, cezai sorumluluğun ve cezalandırmanın bireyselliği ilkesini, bağımsız ve şeffaf biçimde adil olarak yargılanma ve temyiz prosedürlerini içeren normal mevzuata, hukukun üstünlüğüne saygıya, demokrasiye ve adalete geri dönülmelidir.

* OHAL Tedbirleri Soruşturma Komisyonu oluşturulmalı, bu komisyonun kararları yargıya tabi olmalı ve bağımsız, şeffaf, etkili temyiz ile son çare olarak Avrupa seviyesinde başvuru yolunun açık olması imkânı temin edilmelidir.

* İşlerinden ihraç edilen ve açığa alınan kişilerin şikâyetleri ivedilikle giderilmeli ve söz konusu kişiler işlerine iade edilmelidir. İfade, konuşma ve basın özgürlüğü sağlanmalı; demokratik ve bağımsız medya ve dernekler açılmalıdır.

* ILO’nun, özellikle de 87 ve 98 Nolu sözleşmelerinde belirtilen temel çalışma standartlarının ihlal edilmesi durdurulmalı, bu standartlara saygı duyulmalı ve bunlar benimsenmelidir. Problemlerin çözümü noktasında taraflar yapıcı bir diyalog oluşturmalıdır.

* Heyet, AB, ILO ve Avrupa Konseyi’nden, bu taleplerin uygulanmasını takip etmesini de istedi.

İNSANİ KRİZE DÖNÜŞTÜ

OHAL uygulamalarının ve KHK’lerin gerekli güvenlik önlemlerinin ötesine geçtiğine dikkat çeken ETUC Genel Sekreteri Luca Visentini, “On binlerce çalışanın ihraç edilmesinin ailelerinin geçim kaynaklarını yok ettiği için artık insani bir krize dönüştüğünü” söyledi. OHAL uygulamalarının ekonomik yatırımları ve istihdamı olumsuz etkilediğini belirten Visentini, işçilerin işçi sağlığı ve iş güvenliği, iş güvencesi ve toplusözleşme gibi taleplerinin konuşulmasını zorlaştırdığını da dile getirdi. ITUC Genel Sekreteri Wienen ise “OHAL’in kaldırılmasını, kitlesel işten çıkartmaların durmasını, haklarında kesinleşmiş ceza bulunmayan işçilerin, sendikacıların, milletvekillerinin, seçilmiş belediye başkanlarının ve gazetecilerin özgürlüklerine kavuşmalarını bekliyoruz. Türkiye halkı ve uluslararası kamuoyu Türkiye’nin her yerinde barış, demokrasi ve insan onuruna yakışır istihdam için üzerine düşen görevi yapmalıdır” dedi.

Kaynak:Cumhuriyet

Editör: TE Bilişim