Gazete Emek-Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Otelinin yakılmasıyla aralarında aydın ve sanatçıların da olduğu 35 kişinin hayatını kaybettiği katliamda yakınlarını kaybedenler ve Alevi örgüt temsilcileri, “Sivas katliamı aydınlanmadığı sürece bu ülkede demokrasiden, adaletten, eşitlikten bahsetmek mümkün değil” dedi.

Eylem Nazlıer’in Evrensel’de yer alan haberi şöyle: Sivas katliamında hayatını kaybeden yazar- araştırmacı Asım Bezirci’nin eşi Refika Bezirci ile sohbet ediyoruz.

Şu anda 78 yaşında Refika Bezirci, Sivas’tan sonra Türkiye’de çok fazla katliam yaşandığını söylüyor ve ekliyor: “Türkiye’de o kadar çok olay oldu ki  Sivas katliamı neredeyse unutuldu gitti. Sivas katliamının acısı ailelerin içine kor gibi düştü. Türkiye’nin geleceğinden korkuyorum. Sivas katliamının üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen kafalar, düşünceler, davranışlar aynı. Bu kindar, kendinden olmayanı ötekileştiren zihniyet değişmezse kötü şeylerin yaşanacağını düşünüyorum. Keza yaşandı da. Sivas katliamını gerçekleştirenlerin devamcıları dün Suruç’ta, Ankara’da onlarca masum insanın ölmesine neden oldu.”

“BİR DAHA SİVAS’A GİTMEDİM”

Olay yaşandıktan sonra Asım Bezirci’nin eşyalarını almak için Sivas’a gitmiş Refika Bezirci sonrasında bir daha hiç gitmemiş: “Otele gittiğimizde çarşaf gibi isler sallanıyordu rüzgar vurdukça. İçeriye girip baktım, simsiyahtı içerisi. Asım’ın çantası geldi, oteldeki koku, çantada da vardı. Bir daha da gitmeyi düşünmedim. Sivas deyince katliamdan başka bir şey gelmiyor aklıma, tüylerim diken diken oluyor.”

‘HER ŞEYİN ÜSTÜNÜ ÖRTME YOLUNA GİTTİLER’

Sivas katliamının siyasi sorumlularının yargılanmadığını söyleyen Bezirci, “İnsanlık suçlarında zaman aşımı olmamalı. Suç suçtur. Sivas’la yüzleşme şöyle dursun örttüler üstünü. Yapanlar belli ve yaptıranlar belli. Her şeyin üstünü örtme yoluna gittiler. Ben mahkemeye gittim orada oturan hâkim suçlular karşısında sustu kaldı.  78 yaşındayım. Yaşlandım, bazı şeylerle uğraşamıyorum. Asım’dan 13 yaş küçüğüm. 25 yıl oldu, Asım’ı arıyorum, çok özlüyorum, yazık oldu diyorum.”

2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas katliamında hayatını kaybeden şair Metin Altıok’un kızı, CHP eski milletvekili Zeynep Altıok da Madımak katliamı ve sonrasında yaşanan dava sürecini gazetemize değerlendirdi. “25 yıl önce Sivas’ta ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkacağız’ diyen laikliği, cumhuriyeti, aydınlığı ve ilerlemeyi savunan Alevi toplumunu hedef alan, aydınlanmanın yayılmasını ön ayak olan aydınları doğrudan hedef alan bir katliam yaşandı” diyen Altıok, “Ondan sonra cemaat ilişkileriyle, cemaat eliyle iktidara gelenler katliam sanıklarını ödüllendirdiler ve ülkeyi darbenin eşiğine getirdiler. Ve o darbenin ardından net bir rejim dönüşümünü hedef aldılar. Daha önce katliamla dillendirilebilen şeriat çağrısı, 25 yıl sonra bir rejim olarak karşımıza getirilmek isteniyor, örneğin Meclis Başkanı açıkça laikliği hedef alabiliyor. Tam da seçimden sonra bir yıl dönümü yaşayacağız. 2 Temmuz’u iyi anlamamız gerekli” değerlendirmesinde bulundu.

“25 YILDIR AYNI SİSTEMİN İÇERİSİNDE”

Zaman aşımına uğrayan dosyadan ayrılan üç firari sanık Murat Karataş, Eren Ceylan ve Murat Sonkur hakkındaki davanın yalnızca 1 dakika sürdüğünü aktaran Altıok, “25 yıldır aynı sistem içerisinde, aynı sistem çarklarının dönüşüne tanıklık ediyoruz. Sivas katliamının yıl dönümüne 2-3 gün kala gerçekleşen son duruşma bir dakika sürdü. Tamamen bir oyalama ve zaman doldurma stratejisiyle bu dava sürükleniyor.

Zaman aşımına uğratılan davanın AİHM yolu bilinçli bir şekilde kapatılıyor” dedi. Sanık avukatlarının neredeyse tamamının AKP’nin üst düzey bürokratları tarafından ödüllendirildiği belirten Altıok, “Ama biz hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz, yılmayacağız, bu davada adaleti bulana kadar elimizden geleni yapacağız. Sivas katliamı davası sadece orada katledilenler için değil, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda adaletin sağlanması için devam eden emsal davadır.” diye konuştu.

Kaynak: Evrensel

Editör: TE Bilişim