Gazete Emek- Eski Büyükelçi ve CHP'li Faruk Loğoğlu, Türkiye ile ABD arasında son yaşananlara ilişkin Duvar Gazetesi'ne değerlendirmelerde bulundu. 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Beştepe’de 3 saati aşan bir toplantıda görüştü. Heyetler arası görüşmeler sabaha kadar sürdü. Ardından iki bakan açıklama yaptı. ABD-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi için mutabakata varıldığı, ortak bir mekanizma kurulacağı ve mekanizmanın ilk toplantısını mart ayında yapacağı belirtildi.

Çavuşoğlu, “Önce YPG’nin Menbiç’ten çıkması lazım. Bu ABD’nin bize verdiği bir söz ve nasıl tutulacağını göreceğiz” derken Tillerson, “Menbiç bizim için çok önemli, müttefiklerimizin kontrolünde olmalı” sözlerini kayıtlara geçirdi.

Bu açıklamaların ne anlama geldiğini Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi ve eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Faruk Loğoğlu’na sorduk. Loğoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerinin en derin krizlerinden birini yaşadığı 1 Mart tezkeresi ve “çuval olayı” sırasında yaşananların birinci derecede tanığıydı. Loğoğlu Çavuşoğlu ile Tillerson’un açıklamaları için şunları söyledi:

‘AÇIKLAMAYI OLUMLU BULUYORUM’

Açıklama benim için sürpriz teşkil etmedi ve olumlu buluyorum. Mevlüt Çavuşoğlu’nun bundan önceki açıklaması, “ya ilişkileri düzelteceğiz ya da tamamen bozulacak” şeklindeydi. Bu son açıklamadan ilişkilerin kopmadığını anlıyoruz. Beni düşündüren mart ayında bu mekanizmaların işleyeceğini söylemesi. Bugünün koşullarında mart ayı biraz fazla uzak çünkü sahada olaylar çok hızlı gelişiyor.

‘ATILACAK SOMUT ADIMLARA BAKMAK GEREK’

Suriye bağlamında, Afrin konusunda Amerikalılar bu işin fazla uzamaması gerekir, şeklinde bir görüş belirtmiş olabilirler ama esas kilit nokta Menbiç. Türkiye’de basında yer alan haberlere göre bu öneri yapıldı ise yani YPG unsurlarının oradan uzaklaştırılması ve Menbiç’in ABD ve Türkiye ile korunması, bu da bana göre akılcı bir öneri. Önceliği IŞİD ile mücadele ise buyurun birlikte yapalım diyor Türkiye. Bu kabul edildiği takdirde Türkiye’nin Menbiç’e askeri bir operasyon yapmasına da gerek kalmaz. Türkiye Amerika askerlerinin karşı karşıya gelme ihtimalini de bertaraf eder. Bu görüşmeler itibariyle ilişkiler kopmamıştır. Bir adım daha ileri gitmesi için bu görüşmeler ışığında atılacak somut adımlara bakmak gerek.

‘YPG’NİN DAHA TEMKİNLİ HAREKET ETMESİNE SEBEP OLUR’

Uluslararası tepkinin, Rusya’nınki de dâhil olumsuz olacağını düşünmüyorum çünkü Suriye bağlamında, yeni bir çatışma ortamını ortadan kaldıracak Türkiye’nin terörle mücadele bağlamında ihtiyaçlarını karşılayacak bir sonuç alındığı takdirde Rusya’nın da itirazına neden olmaması gerekir. AB ve NATO’nun geri kalan kısmı da böyle bir anlaşmadan memnun olur. İki NATO müttefikinin karmaşık Suriye ortamında birlikte hareket etmesi YPG açısından ciddi bir kırılma noktası olur. ABD tarafından kendilerini yine yarı yolda bırakılmış hissederler. Hem Afrin hem de Suriye’nin genelinde daha temkinli, ölçülü hareket etmelerine sebep olur diye düşünüyorum.

‘MENBİÇ OPERASYONUNUN ÖNÜNÜN KESİLMESİ HÜKÜMETTE KAYGI YARATMAZ’

Menbiç operasyonunun önünün bu şekilde kesilmesi Hükümet tarafında kaygı yaratır mı? Hayır. Eğer hakikaten böyle bir sonuç alınırsa yani YPG Menbiç’ten çıkarılıp Fırat’ın doğusuna atılırsa bu, Hükümete “Bakın, Afrin’deki Zeytin Dalı operasyonunu tamamladık. Menbiç konusunda da YPG konusunda da ABD’ye taleplerimizi kabul ettirdik” ivmesi verecektir.

‘AMERİKA’NIN GÜCÜ SURİYE’DE KÜRT ÖZERK BÖLGESİ YARATMAYA YETMEZ’

Faruk Loğoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, “ABD’nin silahlı güçlerini kullanarak Suriye’de sonsuza dek kalmayı içeren bir stratejisi olduğuna inanıyorum. Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini ihlal ederek büyük bir parçasını ülkenin kalanından ayırmaya hazırlanıyorlar” şeklindeki sözlerini ise şöyle değerlendirdi:

Rusya da çok kalıcı bir askeri varlık oluşturdu ama Rusya ayrı bir Kürt devleti oluşturmak istiyor mu? Hayır. Amerika’nın da buna gücünün yeteceğini düşünmüyorum. Dikkat ederseniz Tillerson açıklamasında “Suriye halkı için Cenevre sürecinin bir sonuç getirmesini ümit ediyoruz” dedi. Yani Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığından söz ediyor. Amerika’da ayrı bir Kürt devletini tahayyül eden çevreler olabilir. Kongre’de, istihbarat örgütleri içinde vs. Ancak Amerika’nın gücü buna yetmez. Herkes buna karşı çıkacaktır. Türkiye, Suriye Hükümeti, İran, Rusya… O nedenle öyle kolay değil. Akıllarından geçiyor olabilir ama hayata geçirme şansları çok sınırlı. Şartlar, Suriye’nin birlik ve bütünlüğünü koruyacak yöne gidecek diye düşünüyorum.

Editör: TE Bilişim