1 Eylül, dünya barış günü olarak kutlanıyor. Ama kimlerin barışı? Savaşların olduğu, devletlerin birbirleriyle kavgalı olduğu, halkların devletin milliyetçi ve şoven sistemlerinin etkisi altında kalarak birbirlerine düşman olduğu, herkese yetecek kadar maddi imkanların olduğu bir dünyada hala savaşlar varsa, insanlar katlediliyorsa, barışın olabileceğine inanmıyorum ve barışın kutlanmasını doğru bulmuyorum. Şimdiki dünya koşullarına ve Türkiye'ye baktığımızda ve yaşanılan bunca kötülük, adaletsizlik, haksızlık ve savaş ortamında neyin barışını kutlayacağız veya kutlanacak bir barış görebiliyormuyuz? İnsanlık tarihine baktığımızda sürekli savaşların ve kıyımların, katliamların olduğu görülecektir. Bütün savaşların ana nedenininde mülkiyet ve iktidar olma, güç olma, katı ulus devlet ve saltanat kurma zihniyeti olduğu görülecektir. 

*** 

Son yüzyılda dünya, 1 ve 2 büyük savaş gördü ve adına da dünya savaşı dendi ve savaşların bitişinde de barış kutlamaları yapıldı ama barış kutlamalarından sonra savaşlar çoğu bölgesel ve sessiz olarak devam etti. Çünkü sömürü, açlık, yoksulluk, sınıflar ve sınırların varlığı ve buna karşı direnişte hala devam ediyordu, ediyor. Demekki son yüzyılda yapılan barış aslında halklar arası kalıcı bir barış değil, devletler arası geçici çıkar menfafat anlaşmalarıdır. Halklar arası gerçekleşen barışlar ebediyen bozulmadan devam eder. Sözde barıştan hemen sonra açlık ve yoksulluk varsa, bir sınıf diğer sınıfı eziyorsa, zulüm, baskı, yani faşizm ve diktatörlük varsa nasıl barış olacak? Barış demek iki kişinin kavga etmemesi değil, adaletin olması, mülkün ortak kullanılması, bireysel iktidar kavgalarının olmaması ve toplumun refah ve huzur ortamında eşit koşullarda yaşamasıdır. Toplum küçük bir elit kesimin egemenliği altında yaşıyorsa, bir ulus başka bir ulusu eziyorsa, sömürü ve yoksulluk varsa ve bütün bunların yanı sıra toplum bireysel iktidar kavgalarına alet edilip kutuplaşmalar yaratılıyorsa nasıl barış olacak ? 

*** 

Adaletin, eşitliğin, paylaşımın, özgürlüğün olmadığı şartlarda neyin barışını kutlayacağız? Egemen iktidar odaklarının toplum üzerinde hakimiyet kurma ve bunu da baskı yoluyla topluma kabul ettirmesinimi barış olarak kutlayacağız! Sınıfların, savaşların, sınırların  ve sömürünün olmadığı, Halkın, halkların her türlü gerici, ırkçı, ve düşmanlaştırıcı zihniyetlerden uzak durduğu, halklar arası dostluğun olduğu, bir ulusun başka bir ulusu ezmediği, özgürlüğün ve eşitliğin olduğu adil ve huzurlu bir dünyada yaşamanın barışını kutlarız tabiki. Yani şu an için kutlanacak bir barış göremiyoruz. Barış için önce adalatin, özgürlüğün, eşitliğin kurulması ve yaşanılması gerekiyor. 

***

Halkların barış istemi tabiki önemlidir. Barış için sokaklara çıkmakta tabiki önemlidir ama buna rağmen kutlanacak bir barış maalesef YOK! Barışı en çok dillendirenler ve barışın olması için en çok mücadele edenler Kürtlerdir ama en çok ta savaştan dolayı ölenler yine Kürtlerdir. 

*** 

Egemen sınıfların uydurduğu sahte barışı değil, halkların kardeşliğini esan alan, özgürlükçü ve eşitlikçi gerçek barışı esas alacağız, yaşayacağız ve kutlayacağız. Savaşların, sömürünün, sınıfların, sınırların, açlığın, yoksulluğun, katliamların olduğu bir dünyada neyin barışını kutlayacağız? Şu anki koşullarda iyi bir şekilde direnmek dışında başka seçenek bırakmadılar. Halkın, halkların barışı ancak halkın, halkların yönetimiyle adaletiyle gelişir ve adaletin, eşitiğin, özgürlüğün olduğu koşullarda da geniş halk kesimlerinin katılımıyla kutlanılır. Eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, adaletin ve huzurun olduğu, Halkların kutlayacağı gerçek barış uzak değildir...