Gazete Emek-Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşından itibaren cinsel istismara uğraması ve 2012 yılında ilgili soruşturmanın üstünün kapatılması HDP tarafından TBMM’ye taşındı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile İçişleri, Adalet ve Aile bakanlıklarına “İlgililer hakkında soruşturma yürütülüyor mu? Çocuğun beyanına rağmen neden ilk ihbarda soruşturma açılmamıştır? Soruşturma dosyasını kapatan savcı hakkında hangi işlemler yapılmıştır” sorusu yöneltildi.

HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ve HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşından itibaren babasının bilgisi ile bir cemaat mensubu tarafından cinsel istismara uğramasını Meclis gündemine taşıdı. Kaçmaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a; Ersoy ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a soru önergesi yöneltti.

Kaçmaz, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

FAİLLER KORUNMUŞ VE VAKANIN ÜZERİ KAPATILMIŞTIR”

“İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’ye yönelik 6 yaşından itibaren ebeveynlerinin rızası ve onayıyla başlayan sistematik şiddet, iktidarın yıllardır ‘evlilik’ yoluyla çocuk istismarını meşrulaştırmaya yönelik girişimlerini hatırlatmaktadır. Yine çocuklara yönelik cinsel şiddet suçunun en açık örneklerinden biri olan Ensar Vakfı vakasını hatırlatmaktadır. Ensar Vakfı’nda çocuklara yönelik işlenen suçla değil, bu suça karşı çıkanlarla mücadele edilmiş, failler korunmuş ve vakanın üzeri kapatılmıştır. Üstelik bu bizzat TBMM’de yapılmıştır. Böylece bu suç normalleştirilmek istenmiştir.

BU SUÇUN FAİLLERİ GİBİ BU SUÇUN ÜZERİNİ ÖRTENLERİN DE AÇIĞA ÇIKARILMASI ELZEMDİR”

H.K.G.’ya yönelik bu şiddet kamuoyunda bu suçların normalleştirilmesine bir kez daha zemin yapılmak istenebileceği kaygısını büyütmektedir. Nitekim bu suç yargıya intikal ettiğinde üzeri örtülmüş, bu haber günlerdir basında yer aldığı halde bu konuda iktidar herhangi bir açıklama yapmamıştır. Adalet Bakanlığı başta olmak üzere iktidarın ilgili temsilcilerinin hepsi derhâl açıklama yapmalıdır. Bu korkunç şiddet yargıya ilk intikal ettiğinde gerekli tahkikatlar yapılmış olsaydı, bu en hafif tabirle korkunç olayın ilerlemesi engellenebilirdi. Ancak bu vakanın üzeri örtülmek istenmiş ve bu sistematik şiddet yıllarca devam etmiştir. Bu nedenle bu suçun failleri gibi bu suçun üzerini örtenlerin de açığa çıkarılması elzemdir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı veren yargı üyelerine derhal soruşturma açılmalı ve davaya hangi yapıların hangi odakların müdahale ettiği derhal açığa çıkarılmalıdır.

Kaçmaz, 3 bakana yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:

İDDİALAR DOĞRU MU, İLGİLİLER HAKKINDA SORUŞTURMA YÜRÜTÜLÜYOR MU?”

“1998 doğumlu H.K.G.’nin 29 yaşındaki Kadir İstekli ile 6 yaşındayken imam nikâhı ile evlendirildiği, yıllar boyunca Kadir İstekli’nin sistematik biçimde cinsel saldırısına maruz kaldığı, H.K.G.’nın Kadir İstekli ile 13 yaşındayken nişanlandırıldığı ve 14 yaşına geldiğinde ise düğün yapılarak evlendirildiği, 2012 yılında H.K.G.’ya yönelik cinsel istismarın hastanede ortaya çıktığı, 14 yaşındaki H.K.G.’nin ailesi tarafından 17 yaşında olduğunun ifade edildiği iddiaları doğru mudur? Bu iddialar doğru ise bu bilgi ne zaman yargıya intikal etmiştir? İddialarla ilgili Yusuf Ziya Gümüşel, anne Fatma Gümüşel ve cinsel şiddet faili Kadir İstekli hakkında soruşturma yürütülmüş müdür? Hiranur Vakfı’nda çalışan Mehmet Emin Marangoz ve Kadir İstekli’nin H.K.G.’nin yerine kemik testine 21 yaşındaki bir kadını soktuğu ve bu şekilde evrak düzenlendiği iddiaları doğru mudur? Bu iddialar doğru ise bu sebeple Marangoz ve İstekli hakkında herhangi bir soruşturma yürütülmüş müdür? Bu şekilde evrak düzenleyenler kimlerdir? H.K.G.’nin beyanlarına rağmen iki yıl boyunca şikâyetle ilgili dava açılmamış olmasının sebebi nedir? Bu davanın açılmaması için kimler devreye girmiştir? Devreye giren kişiler kimlere talimat vermiştir? Bu kişiler hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? H.K.G.’nin 30 Kasım 2020’de vücudunda morluklarla İstanbul Anadolu Savcılığı’na gittiği doğru mudur? Bu iddialar doğru ise söz konusu morlukların sebebi Kadir İstekli tarafından şiddete uğramak mıdır? Bu iddia doğru ise bu sebeple İstekli hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? Son 5 yılda çeşitli cemaat ve vakıflarda cinsel istismara uğradığı ileri sürülerek yargıya intikal etmiş kaç vaka vardır? Söz konusu cemaat, vakıf ve kurumlar hangileridir? Bu soruşturmalar ne şekilde sonuçlanmıştır? Türkiye’de son 5 yılda, 18 yaşından küçük kaç çocuk imam nikâhı ile evlendirilmiştir? Bu sebeple cinsel istimara uğrayan çocuklara ilişkin yargıya intikal etmiş kaç dava vardır?”

H.K.G.’NİN SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İÇİN BAKANLIĞINIZIN BİR ÇALIŞMASI OLDU MU?”

Kaçmaz, Bozdağ’a ayrıca “H.K.G.’nin sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için Bakanlığınızın herhangi bir çalışması olmuş mudur” diye sorarken Yanık’a da ek olarak “H.K.G.’nin maruz kaldığı sistematik şiddete ilişkin dava sürecine bakanlığınız müdahil olmuş mudur? H.K.G.’nin sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için bakanlığınızın herhangi bir çalışması olmuş mudur” sorularını yöneltti.

HDP’li Ersoy da şu açıklamayı yaptı:

HİRANUR VAKFI’NIN BİRÇOK KURUMLA İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE OLMASI DİKKAT ÇEKEN BAŞKA BİR DURUMDUR”

“6 yaşındaki çocuk istismara uğrarken Hiranur Vakfı yöneticileri ve müritlerinin bundan haberdar olmama ihtimalinin asla olamayacağını çünkü zaten vakfın yöneticisi bizzat babası Yusuf Ziya Gümüşel’in kendisidir. Hiranur Vakfı çocuğa yönelik istismarın kendileri ile ilgili olmadığını ifade etse de; yapılan soruşturma kapsamında müritlerinden birinin istismar suçunu işleyen, babanın da vakfın onursal başkanı olduğu dikkate alınması gereken bir husustur. Hiranur Vakfı’nın valiliklerden kaymakamlıklara ve belediye başkanlarına kadar birçok kurumla iş birliği içinde olması ise dikkat çeken başka bir durumdur. Vakfın Şanlıurfa Valiliği ile ortak eğitim çalışmaları yaptığı, valilik ile ortak hareket ederek 300 kadar Suriyeli çocuğun hocaları ile vakfa getirilerek barınma ve eğitim ihtiyaçlarının karşılandığı ifade edilmiştir. Yine vakfın geçen yıl düzenlediği ve ‘icazet töreni’ adını verdiği etkinliğe devlet yetkilileri yoğun katılımda bulunmuş, törende hem Sancaktepe Kaymakamı hem de Sancaktepe Belediye Başkanı yer almış ayrıca Sancaktepe Belediyesi tarafından Maraş’tan vakfa öğrenci taşınmıştır. Vakfın Milli Eğitim Bakanlığı ile ‘iş birliği’ içinde yürüttüğü eğitim projelerinin bilinmesi, en önemli faaliyet alanının eğitim olması, 7. sınıftan itibaren öğrencilerin kaydını alarak hafızlık dersi vermesi durumun ne kadar vahim olduğunu bir kez daha göstermektedir.”

ÇOCUĞUN BEYANINA RAĞMEN NEDEN İLK İHBARDA SORUŞTURMA AÇILMAMIŞTIR?”

Ersoy, Fuat Oktay’a şu soruları sordu:

“Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak, 6 yaşındaki çocukları evlendiren, istismarı meşrulaştıran insanların yönetici kademelerde olduğu gerici Hiranur Vakfı’nın kapatılması ve yetkililer hakkında yasal işlemlerin başlatılması için herhangi bir talimat verdiniz mi? Hiranur Vakfının Milli Eğitim Bakanlığı ile ‘iş birliği’ içinde yürüttüğü eğitim projeleri nelerdir? Hangi okullarda bu projeler yürütülmüştür/yürütülmektedir? Vakıf Sancaktepe Valisi, Şanlıurfa Valisi ve Sancaktepe Belediye Başkanı ile hangi yardımlaşmaları gerçekleştirmektedir? Bu faaliyetler idarenin bilgisi dahilinde mi gerçekleşmektedir? Yöneticilerin dini bir cemaat ile bu kadar içli dışlı olması mülki amir sıfatı ile örtüşmekte midir? Vakfın Suriye’den eğitim amaçlı öğrenci getirmesi konusunda herhangi bir yasal işlem başlatılacak mıdır? Getirilen kişilerin hangi konuda eğitildikleri konusunda bir inceleme yapılmış mıdır? Sancaktepe Belediyesi, vakfa ulaşım dışında hangi destekleri sunmaktadır? Bu konuda Sancaktepe Belediyesi hakkında açılmış bir soruşturma var mıdır? İsmailağa Cemaati’nin lideri olarak bilinen ve ayrıca Hiranur Vakfı’nı kuran Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını müritlerden biri ile imam nikahı ile evlendirmesi çocuğa yönelik cinsel istismar suçu değil midir? Çocuğun beyanına rağmen neden ilk ihbarda soruşturma açılmamıştır? Soruşturma dosyasını kapatan savcı hakkında hangi işlemler yapılmıştır? Kaç çocuk vakıf içerisinde istismara uğramıştır. Bu ve benzeri vakıfların artması ile beraber çocuğa yönelik istismar vakalarında artış yaşandığını düşünüyor musunuz?”

ALTILI MASA’DAN İLK AÇIKLAMA: “‘ÖFKE’ YETMİYOR HALİMİ ANLATMAYA”

BirGün’ün “Karanlık, vahşi, acı bir fotoğraf!” başlığı ile manşetine taşıdığı olaya ilişkin, Altılı Masa’nın ilk tepkisi, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan geldi.

Twitter hesabından BirGün’ün manşetini paylaşan Uysal, “Nerede yeri var bu rezaletin? Ne dinde ne de herhangi bir inançta... Ne Türklükte ne insanlıkta... Tırnaklarım avuçlarımı yırtıyor, dudaklarıma kan oturdu, ‘öfke’ sözcüğü yetmiyor hâlimi anlatmaya!” diye yazdı.


 

"BU KARANLIKLA ANCAK LAİKLİKLE BAŞA ÇIKABİLİRİZ"

TİP Genel Başkanı Baş, Türkiye'nin tarikat ve cemaatlerce karanlığa sürüklendiğini dikkat çekerek, haberlere konu olan bir olayda 6 yaşındaki bir kız çocuğunun gelinlikle fotoğraflarının yayımlandığını aktardı.

"Bir tarikat liderinin kızını 6 yaşında aynı yapı içerisinden bir mürit ile evlendirdiğini" söyleyen Baş, bu olayın, kız çocuğunun yetişkin bir kadın olarak boşanma davası açmasıyla ortaya çıktığını; şikayetçi olması üzerine iddianame hazırlandığını belirtti. Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu asla münferit bir olay değil. Bir iki kişinin yaşadığı bir mağduriyet değil. Öyle olsaydı bile dünyayı yakmamız gerekirdi. Aslında Türkiye'de gerici yapılanmalarla çocuklarımızın yüz yüze kaldığı bir sorun bu şekilde açığa çıktı. Konuşamayan binler var. Bunların kaçak yapılarına ruhsat veriliyor. Bunlar belediye ve merkezi bütçeden binlerce lira destek alıyorlar. Bunlar sahte sağlık raporları düzenliyorlar. Bunların para kaynaklarını ve siyasi destekçilerini devletten söküp atmadan hiçbir şey düzelmez. Bu topluma yerleşmiş kanser hücresini içimizden söküp atmalıyız.

Vatandaşlar bu tür olaylara karşı durmadıkça ve yüksek sesle isyanlarını dile getirmedikçe söz konusu yapılanmalar ülkenin her bir yanını sarmaya devam edecek. Bu karanlıkla ancak laiklikle başa çıkabiliriz. Oyları da güçleri de batsın, istemiyoruz. 6 yaşındaki çocuğa tecavüz eden zihniyetin oyunu isteyenin de Allah belasını versin."

CHP’Lİ BÖKE’DEN TARİKATTA ÇOCUK İSTİSMARINA: YARGI SÜRECİ BAŞLATMAYANLAR SUÇA ORTAK OLUYOR

Konuya tepkiler yükselmeye devam ediyor. CHP’li Böke, cezalandırmanın sadece bireysel olmamasını istedi. Böke’nin Twitter hesabındaki paylaşımı şöyle:

6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesi’ lafı bile aşağılık bir şeydir, çocuk istismarıdır. Fail, bireysel veya kurumsal tüm sorumlular cezalandırılmalıdır. Yargı sürecini başlatmayanlar suça ortaktır. Çocuklarımız için bu karanlığa bir an önce dur demek zorundayız!”

BAKANLIKTAN AÇIKLAMA


 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan açıklama geldi. Bakanlığın Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:


 

"Her türlü hukuksal destek verilecektir"

"Bazı basın yayın organlarında yer alan “H.K.G’nin 6 yaşındayken cinsel istismara maruz kaldığı” yönündeki haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur.


 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak tarafımızdan, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” iddiasıyla açılan davaya müdahil olunmuştur.


 

Bakanlığımızca süreç yakından takip edilerek, bundan önce olduğu gibi ilerleyen dönemde de mağdura her türlü hukuksal destek verilecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

AKP: SUÇLU KİMSE KARŞISINDAYIZ

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, BirGün'ün ortaya çıkardığı tarikatta 6 yaşındaki çocuğun cinsel istismarı skandalına ilişkin açıklama yaptı.

Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Basın yayın organlarında bir çocuğun 6 yaşındayken cinsel istismara maruz kaldığı yönündeki haberleri çok yakından takip ediyoruz. Çocukların istismarını lanetliyoruz. Çocukların istismar edilmesi asla affedilmeyecek lanetli bir suçtur" dedi.

"Mağdurun yanında olacağız ve her türlü desteği vereceğiz" diyen Çelik, "Mağdur her kimse yanındayız; suçlu her kimse karşısındayız. Devam eden hukuki süreçte çocuklarımızın üstün yararının gözetileceğine eminiz. Hukuki süreci en yakın şekilde takip edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Çelik, şunları söyledi: "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız da konuyla ilgili açıklama yapmış, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya müdahil olmuştur..."

Editör: TE Bilişim