Gazete Emek- Dersim'de, ailesinin 5 Ocak'ta kayıp ihbarında bulunduğu üniversite öğrencisi Gülistan Doku'yu arama çalışmaları devam ediyor.

Doku’nun intihar edecek biri olmadığını belirten arkadaşları, “Bizi sürekli suya yönlendiriyorlar” dedi.

Munzur Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Çocuk Gelişim Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’dan (21), 5 Ocak’tan bu yana haber alınamıyor. Doku için arama çalışmaları 9 Ocak’tan bu yana devam ediyor. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada bugüne kadar herhangi bir yol kat edilmedi. İl Emniyet Müdürlüğü tarafından incelenen mobese kameralarında Doku’nun en son Atatürk Mahallesi’nde bulunan Valilik Binası’nın hemen karşısındaki durakta üniversiteye giden aracına bindiği tespit edildi. Nerede indiği “bilinmeyen” Doku’nun kameraların görmediği Uzun Çayır Baraj Gölü, Dinar Köprüsü çevresinde indiği ileri sürülüyor. Arama kurtarma faaliyeti yürüten ekipler, bir bulguya rastlamadıklarını ve bundan sonra da rastlamayacaklarına dair kanaatlerini aileyle paylaştı. İki kişi tarafından belirli sürelerle su altında sürdürülen arama çalışmalarına devam ediliyor.

ZANLI YURTDIŞINA KAÇTI İDDİASI

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; Doku’nun en son Dersim’de görevli bir polisin üvey oğlu olan erkek arkadaşı Zainal Abarakov ile telefonla görüştüğü ortaya biliniyor. 15 Ocak’ta ise Doku’nun Abarakov ile yüz yüze yaptığı görüşme mobese kayıtlarına yansıdı. Abarakov ile karşılıklı bir süre konuştuktan sonra Doku, tek başına yürüyerek caddeden karşıya geçerek minibüse biniyor. Kentin her cadde ve sokağı mobese kameralarıyla izlenmezine rağmen Doku’nun indiği yer “tespit edilemedi.” Avukatların incelemeye aldığı sinyal kayıtlarında Doku’nun en son Atatürk Mahallesi’nde saat 16.26’da polis Engin Yücel adına kayıtlı olan 4 saniyelik bir telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi. Numaranın erkek arkadaşı olduğu belirtilen Abarakov tarafından kullanıldığı tespit edildi. Olay günü Doku’nun Abarakov tarafından darp edildiği öne sürülürken, Abarakov’un yurtdışına kaçtığı ileri sürülüyor.

Bu süre içerisinde Munzur Üniversitesi öğrencileri, haber alınamayan Doku için alanlarda yaptığı eylemlere polis sürekli müdahale etti. Yurtlarda toplanarak eylem yapan öğrenciler, Doku’nun bulunmasını istedi. Yapılan kimi eylemlerde öğrenciler gözaltına alınarak tehdit edildi.

VALİ EYLEM YASAĞI GETİRDİ

Vali Tuncay Sonel'le görüşen aile, zanlı Zainal Abarakov’un yurtdışı çıkışına önlem amacıyla gözetim altında tutulduğunu aktardı. 16-30 Ocak’ta Doku ve Pertek’teki çocuk istismara ilişkin düzenlenmek istenen eylem ve etkinlikler, Vali Sonel tarafından “halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği” gerekçesiyle 15 gün süreyle yasaklandı. Doku’nun ablası Aygül Doku, soruşturma kapsamında şüpheli olarak gördükleri Zainal Abarakov’a dair hiçbir şüphelerinin giderilmediğini, intihar ihtimali düşünüldüğü kadar farklı ihtimallerin de araştırılmasını istedi.

EMNİYETTE İFADE DEĞİŞTİRİLDİ

Tüm aramalarına rağmen Doku’ya ulaşamayan arkadaşları, İl Emniyet Müdürlüğü’ne giderek şüpheli (Abarakov) ile yaptıkları whatsapp görüşmelerini delil olarak sundu. Doku’nun bir arkadaşının emniyette alınan ifadesine, “Beni yalnız bırakmayın kendimi kötü hissediyorum, ben kendimi Munzur’a atmaya gidiyorum” cümlesi eklendi.

İSMİ MECLİS’TE GİZLENDİ

HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in, 28 Şubat’ta şüpheli Zainal Abarakov’un ismini açık yazdığı önerge Meclis Başkanlığı’nda “Z.A.” olarak gizlendi. Bu durumun Meclis İçtüzüğüne aykırı olduğunu belirten Koçyiğit, “Bir elin bu olayın üstünü örtmeye çalıştığına dair kanaate ulaştım” dedi.

ÇOK YÖNLÜ ARAŞTIRMA

Konuya dair kadın örgütleri ve siyasi parti temsilcileri, barajdaki aramanın bir hedef şaşırtma olabileceğine dikkati çekerek, çok yönlü araştırma yapılmasını talep etti. Kentte yaygın olan “cinayet” kanısı devlet yetkililerce “intihar” vakasıyla örtülmek istendiği sık sık dile getirildi.

POLİS ŞEHİR DIŞINA TAŞINDI

Zanlı Zainal Abarakov’un üvey babası polis Engin Yücer, 12 Mart’ta Atatürk Mahallesi’ndeki evini başka bir kentte taşıdı.

BİRÇOK KİŞİNİN CENAZESİNE ULAŞILDI

Doku’ya ulaşılmazken, ondan önce ve sonra kentte kaybolan, suya kapılan birçok kişinin cenazesine kısa sürede ulaşıldı. Bunlardan, 17 Mart’ta Ovacık’ta Munzur Çayı’nda botun devrilmesi sonucu suya kapılan uzman çavuş Yılmaz Güneş’in cenazesi 44 gün, 11 Mart’tan sonra kendisinden haber alınamayan Esma Kılıçarslan’ın cenazesi 7 Nisan’da, 13 Mayıs’ta Bedri Es Rehabilitasyon Merkezinde kalan 12 yaşındaki mülteci Abdullah N.’nin cesedi arama kurtarma ekiplerince bulundu.

3 SAATLİK GÖRÜNTÜ KAYIP

Doku'nun ablası Aygül Doku, kardeşinden haber alınmadığı gün zanlı Abarakov’un 16.00-19.00 saatleri arası hiçbir görüntüsünün olmadığına dikkati çekti.

EYLEMLER SOSYAL MEDYADA SÜRDÜ

Doku’nun son görüldüğü yerde kamera olmaması şüpheleri arttırdı. Koronavirüs nedeniyle arama çalışmaları yavaşlatılırken farklı günlerde twitter üzerinden “VideoCozulsun GulistanBulunsun”, “#Barajlarboşaltılsın”, “#WhereIsZaynalAbakarov” hashtagı ile talepler canlı tutuldu.

Abarakov’un üvey babası polis Engin Yücel, bir haber ajansına verdiği röportajda, Doku için, “Ölüp ölmemesi umurum da değil, ben bir kere veya iki kere gördüm” dedi.

156 gündür Doku’nun bulunması umuduyla baraja giden aile, umudunu yitirmiş durumda. Arma çalışmaları 2 dalgıç tarafından günde 15-20 dakika sürdürülüyor.

GELİNEN AŞAMADA BİR ŞEY YOK

Dersim Barosu Başkanı Kenan Çetin, arama çalışmalarına ilişkin “Başsavcılıkla görüştüğümüzde, dosyayla ilgili görüntü ve dudak okuma incelenmesi için beklediklerini söylüyorlar. Bu şekilde bekliyoruz. Biz de hem aileyle hem de ilgili mercilerle görüşmelerimizi sağlıyoruz. Zaten köprüde aramalar devam ediyor. Baro olarak olayın takipçisiyiz” dedi.

‘ARKADAŞIMIZI GERİ İSTİYORUZ’

Yapılan tüm baskılara rağmen Gülistan’ın sesi olacaklarını dile getiren üniversite arkadaşları ise yetkililerin açıklama yapması gerektiğini ifade ediyor. Gülistan’ın güler yüzlü, hayat dolu, şakacı ve enerji dolu bir kadın olduğunu söyleyen Melek Akar, güçlü ve haksızlığı kabul etmediğini belirtti. Gülistan’ın adaletsizliklere karşı çıktığını vurgulayan Akar, “Bu yüzden geç kalan öğrencilerden para alan üniversite hocasının yaptığı haksızlığın karşısında durdu. Bizim beraber geçirdiğimiz tüm günler güzeldi. Her akşam yurt odamızda oturur sohbet eder, şakalar yapar, gülerdik. Her şey çok güzeldi, biz o günleri, arkadaşımızı geri istiyoruz. Arkadaşları ve kadınlar olarak engellemelere rağmen Gülistan’ın akıbetini sormaya devam edeceğiz. Bizler baştan beri arkadaşımızı tanıdığımız için intihar etmediğini hep söyledik. Suda olmadığını biliyoruz. Arama çalışmalarının üzerinden aylar geçti. Gülistan’a ne olmuşsa yetkililer bir an önce bunu açıklamalı” dedi.

‘SESİ OLACAĞIZ’

Gülistan’ın yakın arkadaşı Dilek Malay da “En çokta onu ayakta tutan umutlarıydı. İnce düşünceli, merhametli ve en çokta sokak hayvanlarını elinden geldiğince doyurmaya çalışırdı. Gülistan’la son dönemlerde kadın alanı ile ilgili kitaplar okurdu, birlikte filmler izlerdik ve etkisinde kalırdı. Kadına yönelik haksızlara karşı, şiddete karşı her zaman ön safhalarda bulunurdu. Biz de onun akıbetini öğrenmek için onun sesi olacağız” diye konuştu.

‘İFADEM DEĞİŞTİRİLDİ’

Gülistan’ın arama çalışmalarında barajda 3 kişinin cansız bedenine ulaşıldığını hatırlatan Malay, kaybolanların cesedinin barajda bulunduğunu, ancak Gülistan’ın ise 5 aydır bulunmadığına vurgu yaptı. Malay, “İlk günden bu yana suda olduğuna dair algı yarattılar. Bu insanlar bulunuyorsa Gülistan 4 aydır nasıl bulunamıyor, baş şüpheli Zainal Abarakov, neden gözaltına alınmadı, şüpheliler nerede?” diye sordu. Arama çalışmalarının sadece suda yapıldığını ifade eden Malay, şöyle devam etti: “Gülistan için ifade vermiştim, fakat günler sonra ifademin benim olmadığını, ifademin değiştirildiğini fark ettim. Savcılığa böyle bir ifadenin bana ait olmadığını sözlü bir şekilde dile getirdim. Ancak bir şey yapılmadı. Gülistan arkadaşımızı buluna kadar ne olursa olsun sormaya devam edeceğiz”

‘BİZİ SUYA YÖNLENDİRİYORLAR’

Gülistan’la üniversiteye başladıklarından bu yana arkadaş olduklarını anlatan Beritan Gengeç ise şunları söyledi: “Kadınlar gününde beraber halay çekmiştik. 25 Kasım’da yan yana elimizde pankartlar vardı. Pankartlarımız arasında bir yarış varmış gibi benden daha çok yukarı kaldırmaya çalışıyordu. Taşıdığı pankartı da kendisi seçmişti. Birlikte küçük notlar yazardık o saklardı anı olarak, intihar mektubu diye çıkan not da bunlardan biriydi. O notta aramızda şakalaşmıştık ve Gülistan da anı olarak saklamıştı. Fakat bunu intihar mektubu diye lanse ettiler. Gülistan öldürülüp başka bir yere saklamış olabilirler. Bizi sürekli suya yönlendiriyorlar. Gülistan’ın eski erkek arkadaşı Zainal ona zarar vermiş olabilir. Cinayet üzerinde durmayıp sadece intihar etme ihtimalinin değerlendirilmesiyle olayı örtbas etmeye çalışılıyor olabilirler. Gülistan’ı bulmadan susmayacağız. En başından beri söylüyoruz. Gülistan intihar edecek biri değil. Arkadaşımızın ifadesinin değiştirilmesi de gösteriyor ki bu olayın üstünü kapatmak istiyorlar.”

Editör: TE Bilişim