Gazete Emek- Gazete Emek'in gündeme getirdiği Van'daki 'Evlilik fuarında kız çocuklarının' evlilik firmalarının reklam yüzü yapılmasına KESK ve Ahtamara Kadın platformu olmak üzere kamuoyundan çok sert tepkiler geldi. Bu tepkiler üzerine devlet kurumları ile birlikte çalışan Çocuk istismarı ile mücadele kurumu da Twitter hesaplarından durumu eleştiren mesajlar paylaştı. Fuarı organize eden firma ile ortak çalışan Van YYÜ yöneticisi ve öğretim görevlisi Eray Çelik konuya ilişkin açıklama yaptı. Çelik, Fuarı organize eden firmanın yöneticisi Faysal İnan'ın bu konuda üzüntülerini dile getirdiği ve durumu biran önce düzelteceğini açıkladı. Evlilik Fuarı organizatörlerinin konuya ilişkin üzüntülerini dile getirmesi ile birlikte çocukların 'nişan kıyafetleri ve evlilik firmasının tanıtım yüzü yapılmasını da "Yöresel kıyafetler ve böyle bir  niyet yok" olarak değerlendirmesi de dikkat çekti. 

Konuya ilişkin şu Tweetler paylaşıldı: 


AHTAMARA KADIN PLATFORMU'NDAN AÇIKLAMA


Ahtamara Kadın Platformu Van’da “Evlilik İhtiyaçları Fuarı” adıyla yapılan skandal bir organizasyonda çocukların yeniden istismar edildiğini belirterek, “Bizler Platform olarak bu ve buna benzer skandallar karşısında mücadelemizi yoğunca vereceğimizi bir kez daha yinelemek istiyoruz” dedi.

Van’da “Evlilik İhtiyaçları Fuarı” 19 Nisan’da başlayan ve 22 Nisan’a kadar devam edecek olan fuarda geçtiğimiz günlerde 3-8 yaş arasındaki kız çocuklarına nişan ve düğün kıyafetleri giydirilmiş, çocuklara evlilik ihtiyaçlarını karşılayan firmaların tanıtımları yaptırılmıştı. Duruma tepki gösteren Van Ahtamara Kadın Platformu Van KESK Şubesinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya çok sayıda kişi katılırken, platform adına açıklamayı yapan avukat Ekin Yeter, “Çocuklar stantlarda bu kıyafetler ile dolaştırılıyor. Her ne kadar dün bir açıklama yapıp kıyafetlerin yöresel olduklarını ifade etmişlerse de bizim için önemli olan çocukların reklam aracı olarak evlilik konulu bir fuarda istismar edilmeleridir. Açıklamalarını da vehametle karşılıyoruz” şeklinde konuştu.

‘YAPILANLAR MEŞRULAŞTIRMA POLİTİKALARINA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA’

Ataerkil zihniyetin toplumsal yaşamdaki izdüşümü sebebiyle her yeni güne çocuk, kadın, genç ve toplumun tüm kesimlerini içine aldığını söyleyen Ekin Yeter; istismar, taciz, tecavüz ve toplumca katledilme vakaları ile uyandıklarını ifade etti, “Bu durum, ataerkil zihniyet ve dolayısıyla gücünü de bu zihniyetten alan iktidarın kadın, çocuk ve diğer tüm kesimlerin etkilendiği, sosyal ve kültürel yozlaşmaya sebep olan vakaların toplum nezdinde normalleştirme ve tüm mekanizmalar ile meşrulaştırma politikasına dönüşmüş vaziyettedir” dedi.

‘BU ZİHNİYETE ALIŞMADIK, ALIŞMAYACAĞIZ’

Mevcut iktidarın, çocuk gelinleri meşrulaştıran, eğitim sosyal ve siyasal tüm alanlarda çocuk ve kadınları ötekileştirildiğini, çocuk istismarlarını sıradanlaştırarak kültürel yozlaşmayı beraberinde getiren uygulamalara ve söylemlere imza attığını belirten  Yeter şunları söyledi :   “Gündeme gelen yasal mevzuatları, bu ve buna benzer çıkışları ile de kadın çocuk düşmanlığını tescillemiştir. Bizler iyiyi ve güzeli her zaman ötekileştirip imha etmeyi gelenekleştirmiş bu zihniyetin köleliğine alışmadık, Alışmayacağız. Bizler Ahtamara Kadın Platformu olarak özelde anne-babalar olmak üzere tüm toplumu, iktidarın yarattığı toplumsal cinsiyet rolleriyle araçsallaştırılan çocuklarımızın geleceği için normalleştirilen bu tarz fiillere ve uygulamalara her alanda karşı çıkmaya ve bu kirli zihniyeti teşhir etmeye davet ediyoruz. Bizler Platform olarak bu ve buna benzer skandallar karşısında mücadelemizi yoğunca vereceğimizi bir kez daha yineliyoruz.”

KESK'İN AÇIKLAMASI

KESK Van Şubeler Platformu yaptığı açıklama ile Van Valiliği'ni kınadı. KESK dönem sözcüsü Seher Kadiroğlu Altaş, Van Valiliği'nin derhal bu istismarın önüne geçmesi gerektiğini söyledi. 

KESK'in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Bilindiği üzere özellikle son yıllarda çocuk istismarlarının toplumda infiale yol açacak biçimde artması ve istismarlara karşı tepkinin toplumsal boyutlar kazanması hükümeti harekete geçmek zorunda bırakmıştır.
Uzun süredir konu hakkında bir yasa hazırlığı içerisinde olan hükümet çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin değişiklikler öngören bir yasa tasarısı çalışmalarını tamamlayarak,  9 Nisan 2018 tarihinde TBMM’ye sunmuştur.


İlgili tarafların görüşü alınmadan hazırlanan söz konusu yasa tasarısının temel felsefesi istismarı önlemeyi değil,  cezaları ağırlaştırarak istismarcıyı cezalandırmakla sınırlıdır. İstismarla mücadele, istismarcılara verilen hapis cezasının ağırlaştırılması, ‘cinsel isteğin ilaçla baskılanması’ istismarcıların cezaevinden çıktıktan sonra da takip edilmesi, çocuklara yakın olacakları işlerde çalışmalarının yasaklanması gibi çocuk istismarcısının suçu işledikten sonra cezalandırılmasına indirgenmektedir. 


Van'da sermayedarlar eliyle bir istismar yapılıyor. 

Öte yandan mevcut hukuk sistemine göre 18 yaş altındaki tüm bireyler çocuk olarak kabul edilmekte iken söz konusu yasa tasarısına göre istismarcıya verilecek cezalar çocuğun 12 yaş altı üstü olmasına göre değişmektedir. Böylece ülkemizde çocuk yaşta evliliklerin yaygın olduğu koşullarda 12-15 yaş arası için ‘rıza arama’ gibi bir tehlike yaratılmaktadır. Yine 2015 verilerine göre cinsel dokunulmazlık suçlarından yargılanan her altı kişiden birinin çocuk olduğu görmezden gelinerek tasarıda failin de çocuk olduğu hallere ilişkin bir düzenlemeye yer verilememektedir.  Ayrıca cinsel istismar olaylarına yayın yasağı getirilerek Ensar Vakfı, Mardin'de 13 yaşındayken 28 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç; 13 yaşındaki B.Ç.’yi taciz eden Hüseyin Üzmez vakasında olduğu gibi kamuoyundan kaçırılmasının da önü açılmaktadır. 


Şu an ilimizde devam eden “Van Evlilik Fuarı’nda kına kıyafetini kız çocukları sergilemektedirler. Bu, sermayedarlar eliyle yapılan bir istismardır. Valilik derhal bu istismarın önüne geçmelidir.  
Konfederasyonumuz en başından beri çocuk istismarının muhafazakâr toplum inşasının propaganda ikliminde yaygınlık kazanan bir sistem sorunu olduğuna dikkat çekmektedir.  Çocuk istismarına cevaz veren fetvaların ısrarla gündemde tutulduğu,  suça bulaşanların arkasındaki siyasi desteğin sürdüğü koşullarda sadece cezaların ağırlaştırılmasının çözüm olmayacağının altını çizen bir mücadele hattı izlemektedir. 

Editör: TE Bilişim